Siyasi tarafımız ne olursa olsun artık şu gerçeği kabul edelim:
Son zamanlarda yapılan atamalar, işe alımlar, memur sınavları ve sınavlarda çalınan sorular da gösteriyor ki; Devlet’in memuru olmak ta zor, memurluğu sürdürebilir olmak da zor. Açıkçası işini bilmeyen memurun işi çoook zor…
Nasıl zor olmasın?
Yıllarını verip, üniversite bitiren, ülkesine faydalı birey olmak için kapı kapı dolaşıp iş dilenen o gençleri, yeniden sınava tabi tutmanın bir mantığı var mı? “Öğretmen Okulu” nu bitiren, gerekli formasyonu alan bir gence, “Gel bakalım senin bilgilerini bir daha kontrol edelim” diyerek KPSS sınavına sokan, kazanamayınca da sokağa terk eden Devletin, diğer yanda öğretmen açığını bu gençlerle kapatmamasını anlayabilen biri var mı Allah aşkına?
Yoksa yapılan tüm bu yazılı ve sözlü sınavlarla mülakatların amacı “Bizden olanlarla, bizden olmayanlar”ı ayırt etmek için midir?
Bir yanda siyaset yasağı koyduğunuz, ardından da “Benden olacaksın, ya da yoksun” anlayışı ile siyaset yapmaya, parti tutmaya zorlanan, kendinden kabul etmediklerini yeden yere vuran bu zihniyet; bu ülkeyi daha nereye götürecek?
***
ADD Yöneticisi İbrahin Ünay dostumuz bir elektronik posta göndermiş. Giriş notunda da “Bazıları halen, tehlikeyi görmek istemiyor..Yönetimin hukuku bu şekilde yok sayması bile başlı başına korkunç bir tehlike oysa..” diyor ve Erzurum eski Milli Eğitim Müdürü’nün 2003 yılından bu yana Milli Eğitim bakanlığı ile girdiği hukuk savaşını anlatıyor. Buyurun birlikte okuyalım…
“Fevzi Budak.
Erzurum Milli Eğitim Müdürü...
AKP iktidar oldu, 2003'te görevden alındı, mahkemeye başvurdu, haklı bulundu, Erzurum'a geri döndü. (Bir)
*
Beş gün sonra görevden alındı, Şırnak'a gönderildi, mahkemeye başvurdu, haklı bulundu, Erzurum'a geri döndü. (İki)
*
Bir gün sonra görevden alındı, Ankara'ya gönderildi, mahkemeye başvurdu, haklı bulundu, Erzurum'a geri döndü. (Üç)
*
Bir gün sonra görevden alındı, Muş'a gönderildi, mahkemeye başvurdu, haklı bulundu, Erzurum'a geri döndü. (Dört)
*
Beş gün sonra görevden alındı, Ankara'ya gönderildi, mahkemeye başvurdu, haklı bulundu, Erzurum'a geri döndü. (Beş)
*
Bir ay sonra görevden alındı, Kütahya'ya gönderildi, mahkemeye başvurdu, haklı bulundu, Erzurum'a geri döndü. (Altı)
*
Bir ay sonra görevden alındı, Çanakkale'ye gönderildi, mahkemeye başvurdu, Erzurum'a geri döndü. (Yedi)
*
Üç ay sonra görevden alındı, İstanbul'a gönderildi, mahkemeye başvurdu, haklı bulundu, Erzurum'a geri gönderildi. (Sekiz)
*
(Başbakanımızın askerlik arkadaşı olan AKP milletvekili adayı, üç defa, Fevzi Budak'ın yerine Erzurum Milli Eğitim Müdürü yapıldı. Gözünü budak'tan sakınmayan Fevzi, üç defa mahkemeye başvurdu, başbakanımızın askerlik arkadaşını üç defa görevden aldırdı!)
*
(Fevzi Budak, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Necat Birinci'yi şikayet etti. Yargıtay, Necat Birinci'yi görevini kötüye kullanmaktan beş ay hapis cezasına çarptırdı, para cezasına çevrilerek, ertelendi.
Necat Birinci, AKP'den İstanbul Milletvekili yapıldı.)
*
Fevzi Budak, Milli Eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik'i altı defa manevi tazminata mahkûm ettirdi. Kazandığı tazminat miktarı, faizleriyle birlikte 100 bin lirayı buldu.
*
Üç ay sonra görevden alındı, Ankara'ya gönderildi, mahkemeye başvurdu, haklı bulundu, Erzurum'a geri döndü. (Dokuz)
*
Beş ay sonra görevden alındı, İstanbul'a gönderildi, mahkemeye başvurdu, haklı bulundu, Erzurum'a geri döndü. (On)
*
Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü, kendisini camiada küçük düşürdüğü iddiasıyla Fevzi Budak hakkında soruşturma açtı. Ancak, mevzuata göre, sicil raporunun altı ay birlikte çalıştığı amiri tarafından hazırlanması gerekiyor... Fevzi Budak altı ay bir yerde
kalamadığı için, rapor hazırlanamadı! Meslekten atılamadı!)
*
Üç ay sonra görevden alındı, Ankara'ya gönderildi, mahkemeye başvurdu, gene haklı bulundu, gene Erzurum'a geri döndü. (On bir)
*
Dün... Fevzi Budak tutuklandı!
*
Erzincan Başsavcısı'nı içeri tıkan Erzurum Savcısı tarafından ifadesi alındıktan sonra, dolandırıcılık ve yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle hapse gönderildi.
(Aha bu da on iki)”
***
ABD'deki Okul Andı
ABD’de tabiri caizse 72,5 millet yaşar… Tıpkı bizdeki gibi, sadece ilköğretim okullarında değil Üniversiteye kadar çocuklar her sabah ant içerek derslere başlarlar.
Biz hala, bu yemin töreninde; “Türk’üm, Doğruyum, çalışkanım” demeyi tartışıyoruz.
***
ABD'de de okul öğrencilerine sabahları ders öncesinde, sınıflarında ayağa kalkarak şu yemin ediyorlar:
" I pledge allegiance to the flag of the United States of America, and to the Republic for which it stands: one Nation under God, indivisible, with Liberty and Justice for all."
***Yani diyorlar ki:
"Amerika Birleşik Devletleri'nin BAYRAĞINA Ve o bayrağın simgelediği CUMHURİYETE
Bağlılık ve herkes için özgürlük ve adaletle, TANRI'nın gözetiminde, BÖLÜNMEZ TEK MİLLET için and içiyorum. (Teşekkürler Nurgül Çimen Tekin)