ANTALYANIN KAHYASI

Memleketimin halleri ve çözümleri…

Bizim sitenin en çok okuru olan ve en çok yorum alan yazarlarının başında sevgili hocam Doç Dr. Faik Ardahan gelir. Geç tanıdığım için üzüntü duyduğum gerçek dostlardan biridir. Benim yukarıda başlığını yenilemek zorunda kaldığım “Memleketimin hali, nicedir?” yazımla ilgili bir görev verdi Faik Hoca… Üstelik özel olarak değil, yorumu ile herkese duyurarak… Bakın ne diyor?

“Sevgili Erdoğan ağabey; tespitlerin son derece güzel ve yerinde ve doğru. şimdi bir sonraki makalenin ÇÖZÜM YOLLARI’nı anlatıyor olması. hadi Üstümüze düşeni bir yapalım nasıl olacaksa bunlar. Yani yabancıların elindeki %65 bankacılık sistemini nasıl geri alacağız? O’nu merak ediyorum ve merakla yazını bekliyorum... sevgilerimle”

Şimdi işe espri ile yaklaşıp; “Faik’ciğim, bu işler benim görevim değil. Hükümet işi. Üstelik ekonomiyi düzeltmek için bu hükümet bilim insanlarını bir kenara bırakıp Tahtakale’nin çekirdekten yetişme manifaturacı tezgahtarı, üstelik Dışişleri tecrübesini de almış, Cumhurbaşkanı talebesi bakanını, piyasa ekonomisi yöntemini kullanarak düzeltme görevini verdi. Bana ne?” desem, kesinlikle Faik kardeşimin o hoca edası ile:

-      “Be ağabeyciğim o zaman sen de bilmediğin konularda bir daha ahkam kesme” diyeceğinden adım gibi eminim.

O zaman da dilimiz döndüğünce memleket hali ile ilgili çözüm önerilerimizi sıralayacağız:

1.    Öncelikle sayın Başbakanımız diğer liderler gibi krizi Kabul edip, “Teğet geçti- geçiyor” masallarını da bir kenara bırakarak muhatapları ile bu konuyu oturup tartışmalı, gerekirse kavga etmeli, hatta gerekirse halkına milli bir çağrıda bulanarak kemerleri sıkmalarını önermelidir. Açıkçası bu kadar işsize bakıp krizi kabul etmelidir.

2.    Hükümet olarak, eski milli görüşü ile de harman yaparak bu AB’ye girmeyi gerçekten istiyor mu, istemiyor mu, açık ve seçik olarak topluma anlatmalıdır. Sayın Başbakan AB’nin istekler sıralamasında kendi işine gelen hususları, örneğin,”Bir AB ülkesinde asker hiç bir zaman, cumhuriyetin ve demokrasinin korunması söz konusu dahi olsa, siyasilerin daha doğrusu seçilmişlerin üzerinde olamaz”  şeklindeki talebi hoşuna gittiği için kabul edip, işine gelmeyen hususlarda  tek öğrendiği İngilizcesi ile “one minute” diyorsa ve bu konuda milli onurumuzun hiçe sayıldığı, “uyum” adı altında yapılan düzenlemelerin üniter yapıyı ve merkezi otoriteyi zayıflatarak bölünmeye neden olabileceğini de düşünmeli ve AB ile ilgili kesin ve net tavrını ortaya koymalıdır.

3.    Bu ülkenin Başbakanı örgüt mensupları ya da onların İmralı’daki temsilcisini hiçbir biçimde muhatap almamalıdır ki, bu toplum millet olma bilincini ve gururunu yaşamalıdır. Aksi halde “sözde barış” adına 25 bin kişinin katilini muhatap almak, şehitlerimizin kemiklerini sızlatır.

4.    Bu ülkenin Başbakanı, siyasi kadrolaşmanın ve adam kayırmacılığının arttığını, üstelik yolsuzluğu kendinden olanların yaptığını kabul ederek Temiz Eller operasyonunu başlatmalı, yolsuzluk yapanlarla işbirliği içinde olmamalıdır.

5.    Sayın Başbakan, Amerika’da yaşayan ve ülkemiz üzerindeki etkisi her geçen gün daha da artan, Türk milliyetçiliğini yaymak adına tüm dünyada okullar açarak, kendisine yeni neferler yetiştiren, siyasi faaliyetlerini yeraltından yürüten malum kişi ile ne kendisinin, ne de partisinin bir ilgisinin olmadığını açıklamalıdır.

6.    Sayın başbakan; bir yanda Ekonomiyi, özelleştirme ve globalleşme adına küresel güçlere teslim edilirken, diğer yanda IMF ile anlaşmaya yanaşmayarak ne yapmak istediğini açık ve seçik olarak ortaya koymalıdır. Bu ülkenin sınırsız kaynakları ile ne IMF’ye ne de uluslararası fonlara ihtiyacı vardır. Kaynakları akıllı kullanmak yeterlidir. Kaynaklarını başka ülkelerin direktifleri ve izni ile kullanan ülkelerden olmamamız gerektiğini artık hükümet edenler de kabullenmelidir.

7.    Kalkınmanın ve refahı artırmanın yolu ne kömür dağıtmaktan, ne de köylüye çamaşır makinası vermekten geçer, topyekün kalkınma için dışa bağımlı bir ekonomik sistemden bir an önce kurtulmalıyız. Kendi kaynaklarımız ve ürettiklerimizle yetinip, ithalatı değil ihracatı ve buna bağlı üretimi artırmanın yollarını bulmalıyız. “Ülkesinin tüm kazancını, dış borçların yarattığı faize ödeyip, dış borcunu sürekli katlayarak bugüne kadar kalkınmış bir ülke var mıdır?” sorunu hepimiz birbirimize sormalıyız.  

8.    Hükümet edenler, kendileri ya da görüşlerine karşı çıkan herkesi çeşitli kılıflarla cezaevine koymayı sürdürürlerse, bu rejimin adına demokrasi demenin olanağı kalmayacaktır.

9.    Bu ülkede yargı, Yasama ve Yürütme erkleri, “Kuvvetler Ayrılığı” (Çünkü her birimin ayrı ve bağımsız gücü ve sorumluluk alanları vardır.) prensibine saygı göstermeli, demokrasiye inancımız varsa herkes kendi görevini bilmelidir. 4. Kuvvet bilinen medya patronları kişisel menfaatlerini bir kenara koyup ülke çıkarları konusunda yayın yapmaya söz vermelidir. Özellikle yargı erki günlük kavgaların dışında tutulmalı, yargı işi yargıya bırakılmalıdır.

10. Cumhuriyet tarihi boyunca “En güvenilir Kurum” olan asker sindirilmiştir. Askeri toplum karşısında küçük düşürmek kimin ya da kimlerin işine yarayacaktır? Askerle oyun olmaz. Hükümet edenlerin buna özen göstermeleri, askerin tek karşı çıktığı şeriat düzeni safsataları konusunda da açık ve net tavırlarını açıklamalıdırlar.

11. Sayın Başbakan ve hükümeti artık ülkeyi, “Bizden olanlar, bizden olmayanlar” ayırımından uzak tutmalılar, özellikle sivil toplum örgütleri ve ülkenin olmazsa olmaz kurumları ile kavgadan vazgeçmelidirler.

12. Ve de bu ülkenin başbakanı meydanlara çıkıp, “Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanıyım. Ben Türk’üm, alt ve üst kimlik tanımıyorum. Atatürk ilke ve devrimleri bizim için yol göstericidir. O yüce insanın devrimlerini daha da ileriye götürmek, yeni devrimlere yol açmak da bizim görevimizdir” demeli, bu ülkenin başbakanı olduğunu, bazı örümcek kafalara karşı oy hesabı yapmadığını ve şeriat istemediğini açık ve de seçik olarak halkı ile paylaşmalıdır ki, hepimizin Başbakanı olsun…

Benden bu kadar sevgili Faik hocam. Daha söylenecek çok şey vardır. Özünde bunlar düzelirse, ekonomi kendiliğinden düzelecektir. Aslında bizim sorunumuz ekonomi değil, birlik ve beraberlik içinde yaşama, fikirlerimize saygı gösterme alışkanlığına bir türlü kavuşamamızdır.

Yayın Tarihi
28.07.2009
Bu makale 1128 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sayın Ardahan ; yazılarınızı ilgi ile izliyorum. Durum gerçekten çok zor . Tek umut seçimlerde. Tabi seçimlerde hile olmazsa. Zira bu insanlar iktidardan indiklerinde yüce divana gidecekleri için ellerindeen geleni yapacaklar . Ayrıca seçime kadarda Ergenokon davaları bitirilmeyecek görüşündeyim . Allahım bir mucize .....

Mehmet çiller 01.08.2009

Sevgili Erdoğan Abim, Benim için yazdığın övgü dolu sözler için teşekkür ediyorum. Sen de benim için çok özel ve çok değerlisin. Bir dost olarak, bir yurttaş olarak, bir kentli olarak elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Sevgili Erdoğan Abim… evet Türkiye içerden ve dışardan işbirliği ile sistematik biçimde yıkılmaya çalışılmakta. Özellikle 1950 li yıllardan itibaren bu süreç daha da belirginleşmiştir. Emperyalizmin başaramayacağı hiçbir şey yok eğer senin üstünde hesapları varsa. Tek bir kurtuluş var ondan daha sağlam olmak gerek. Adnan Menderes’in idam edilmesi gerekiyordu çünkü Süleyman Demirel'in önünün açılması gerekiyordu. O ne yaptı yaklaşık 40 yıl Emperyalizmin gereklerine hizmet etti. Mesela tarımda kendi kendine yeten beş ülkeden biriyken bugün Kanada ve Rusya’dan buğday ithal eder hale geldik. Nedeni göllerin ve sulak alanların bilerek kurutulması. Sonrasında yaratılan çatışmalar. Sağ-sol belası, sonra Amerika 12 Eylül darbesini istedi, Çünkü Fetullah'ın önünün açılması gerekiyordu, sonrasında ABD hizmeti Özal'la daha da yoğunlaştı. Yani kim iktidara gelmişse emperyalizme hizmet ettiler. Şu anki iktidar da öncekiler de bu hizmetleri eksiksiz yerine getirdiler. Evet ABD başta olmak üzere diğer işbirlikçilerinin Orta Doğu planları için Tayip Erdoğan ve ekibinin tek başlarına iktidarda olması gerekiyordu. Yasalar ve diğer düzenlemeler için. Adı özelleştirme olan varlığımızın yabancılara peşkeş çekilmesine bir bakın isterseniz. Zokayı yutmuş balıktan farkımız yok Abi. Kurtulmamız inanılmaz zor ama imkansız değil. Sen yazında Başbakanla ilgili çözümler üretmişsin. O bir sonuç asıl olan onu seçen kişilerin zihniyetinde. Doğruyu algılayamayan ve körü körüne doğruya inanan muazzam kalabalık. Tayip Erdoğan kendisine verilen görevi layıkıyla yerine getiren bir işbirlikçi. Bu vatana hizmet ettiğini düşünmüyorum. Etrafımız hem sahte hem fırsatçı Atatürkçülerle dolu. Esas suçlu onlar da değil. Onların önemli bir kısmı yarın herhangi bir düşünce para edecek olsa eminim ki onu savunacaktır. Dediğim gibi fırsatçı onlar. Ben işbirlikçilerle mücadeleyi sivrisinekle mücadeleye benzetiyorum. Önce bataklık kurutulacak sonra sivrisinekler yok edilecek. Bataklığın kurutulması ülkemin sınırları içindeki temiz ve saf olan “cahillerin” bilinçlendirilmesidir. Birçok parti ve birçok kesim bu saflıktan istifade etmektedirler. Artık o insanlar emperyalizme hizmet edenlere oy vermeyene kadar bu eğitim ve bilinçlendirme devam etmeli. Sonrası birçok hukuki, iktisadi, sosyal, finansal önlemlerin alınmasını gerektirir ki ilki olmadan ikinci işlemlerin başarılı olma şansı yok. Her aydın bu bilinçlenme çabasında karşılıksız rol almalı, Atatürk’ün gerçek bir neferi olarak bu bilinci yaymalıdır. Hani bildik bir öykü var ya eşek, at ve inek insanların arasına karışırlar. Bir yıl onların içinde kalacaklardır. Bir yıl sonra belirtilen günde buluşurlar. İnek anlatır başına gelenleri. Halsizdir. Bir deri bir kemik kalmıştır. “Oradan oraya atıldım, elden ele satıldım. Herkes bana kötü davrandı. Herkes sütümü sonuna kadar sağdı. Kesmeye kalktılar defalarca. Zor kurtuldum ellerinden”. Atın da öyküsü farklı değildir. Herkes ona kötü davranmıştır. Sırtına taşıyamayacağı yükleri vurmuştur. Sıra eşeğe gelmiştir. Sen anlat bakalım derler. Eşek kılını çeksen yağ damlayacak kadar semizdir. Anlatır başına gelenleri. “Sizden ayrıldığımda şehrin içine girdim ve insanlar bir yere toplanmışlar birini dinliyorlardı. Adam bağıra çağıra konuşuyor kalabalık onu alkışlıyordu. Adam alkışlandıkça daha da çok bağırıyordu. Kalabalık bu sefer onu daha çok alkışlıyordu. Ben bağırdım. Kalabalık adamı değil beni duydu ve dinleri. Beni alkışladılar. Onlar alkışladıkça ben daha çok bağırdım. Onlar beni daha çok alkışladılar ve beni kendilerine başkan seçtiler. Beni beslediler. Baktılar. Hatta onların ceplerindeki paraları bile aldım. Size söz verdiğim için onları bırakıp buraya geldim” der. At ve inek bu anlatılanları hayretle dinlerler. “Ee… senin eşek olduğunu anlamadılar mı?” diye sorarlar. Eşek cevap verir, “yarısı anladı da diğer yarısına anlatamadı”. Öykü bu. İşin özü Erdoğan Abi, emperyalizmin zokasını yutmuş bir milletiz şuan. Zokadan kurtulmamız imkansız değil ama zor. Bakalım hakkımızda hayırlısı olsun. Önümüz Ramazan ayı. Bolca dua ederiz. Allahın gerçeği göremeyen kullarına gerçeği göstermesi için.

faik ardahan 30.07.2009

“Türkiye bir maymun değildir. Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak ne batılılaşacaktır. O sadece özleşecektir” “ Kafasını ve vicdanını, en son gelişme şuleleriyle güneşlendirmeye karar vermiş olan Türk çocukları, biliyor ve bildirecektir ki; onlar dört yüz çadırlı aşiretten değil, onbinlerce yıllık, ari, medeni, yüksek bir ırktan gelen, yüksek kabiliyetli bir millettir.” Biz Türk’üz. Tam manasıyla Türk’üz. İşte o kadar. Bize iyi Müslüman olmak kafidir. Asya için ve Avrupa için bizim kanunumuz aynıdır… ”Mustafa Kemal Atatürk!!!

Müjgan Akbülbül 29.07.2009

Sayın KAHYA : önerileriniz hepsi güzel ! Ama bunların yapılmayacağını sizde. biz de biliyoruz ... Toplum seçime kadar bilinçlenip, oyunu ATATÜRKÇÜ, Cumhuriyetçi ,vatanını seven kişiklere verirse belki bu karanlık gidişl engellenebilir ,değilse bir ATATÜRK daha lazım .. ALLAH Türkleri seviyor! İnşallah bu seviyi yine gösterir... Yani işimiz yine yukardakine kaldı...

Mehmet çiller 28.07.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!