ANTALYANIN KAHYASI

Mahkeme kararları ne içindir?

Geçen hafta iki siyasetçinin söyledikleri beni çok etkiledi. Aynı siyasi partide olmalarına karşın, aynı düşünmedikleri için biraz içim rahatladı, hatta biraz da “demokrasiyi içimize sindiriyoruz” diye düşündüğüm için rahatladım.

Büyükşehir Belediye Başkanımız Menderes Türel’in basın toplantısında, muhalefeti eleştirirken söylediği bir cümleyi çok sevdim:

-         “Mahkeme kararları; yorumlanmak için değil, uygulanmak içindir…”

Hemen bir gün önce sayın başbakanımız Recep Tayip Erdoğan’ın AKP Grup toplantısında Anayasa Mahkemesi’nin türbanla ilgili iptal kararını kastederek;

-         'Ben yaptım, oldu' anlayışını demokratik rejimler kaldıramaz. Hükümetlerin yaptığında da kaldırmaz, yasa koyucu yaptığında da kaldırmaz. Yargı yaptığında hiç kaldırmaz. 'Ben yaptım, oldu' anlayışı, demokratik hukuk devletlerinin kimyasını bozar”

Her kim söylemiş olursa olsun bu iki cümleye de şapka çıkartmak gerekir. Ancak gelin görün ki, gerçek yaşamda işler sadece sözlerle yürümüyor.

Dilerseniz önce merkezi yönetimden başlayalım. Hükümet, yani Yasama, Yürütme ve Yargı Erklerinin en büyüğü Yürütme bugüne kadar, TBMM’nde salt çoğunluk,yani Yasama da  ellerinde olduğu için muhalefetin, hatta kamuoyunun karşı çıktığı bazı Yasaları çıkarırken, “Biz yaptık oldu” demedi mi?

Cumhurbaşkanı’nın gerekçeli olarak “yeniden görüşülmek üzere” TBMM’ne gönderdiği Yasaları, “biz yaptık oldu. Çoğunluk kararıdır” diyerek hiç bekletmeden ve kelimesine dokunmadan yeniden yasalaştırmadılar mı?

Seni eleştiren kim olursa olsun, önüne gelen her kurumla kavga ederek, “Ben yaptım oldu” diyen, “Herkes kendi işine baksın” diyerek kendinden başka kişmseye söz hakkı vermeyen sen değil miydin?

Bu konudaki örnekleri çoğaltabiliriz. Ama siyasette bunun, “Bu yapılan yanlıştır” diye ilan ettiğin bir konuyu daha önce kendinin yaptığını unutma eylemine ne denir bilmiyorum ama, bunun adına ben bir yakıştırma yapabilirim: “Takiyye…”

 

Bizim başkan

Evet dönelim bizim başkanın geçen hafta sonu düzenlediği basın toplantısına. Dört yılda yaptıklarını anlattı. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki; hiçbir siyasetçi, “ben bir seçileyim de bu memleketin anasını ağlatayım” diye belediye başkanı olmaz. Her seçilmişin bir amacı vardır bu da kalıcı eserler bırakmak. Menderes Türel’in de amacı başından beri budur. Bunu defalarca söylemiş ve bırakacağı eserlerle anılmak istediğini ifade etmiştir.

Ancak gelin görün ki, bazen “evdeki Pazar çarşıya uymaz”

Yazıya başlarken sözünü ettiğim mahkeme kararları ile ilgili olarak, Türel’in pek bu sözü uyguladığını söyleyemeyeceğim. Mahkeme kararlarına rağmen ve bazen de kararları beklemeden, verdiği karardan vazgeçmeyip kafasına koyduğu projeyi yürütmekle ünlenmiştir.

Örneğin 100 yıl Projesi bunun en güzel örneğidir. Her ne kadar yapılan anketlerde o bölge halkının “aman bir an önce yapılsın” dediği söylense de 100 yılda oturanlar burada devasa bir iş merkezi yapılmasına, hatta stat yapılmasına bile karşıdır. Türel’in siyaset yapmakla suçladığı sivil toplum örgütleri de bu projeye karşıdır. Her ne kadar bazılarını kazanmış olsa da bu projenin iptali yönünde mahkemeler tarafından verilen “yürütmeyi durdurma” kararları ve henüz sonuçlanmayan mahkemeler vardır. Ve en önemlisi burada inşaat başlamak üzeredir ve hala yüklenici firmanın ne yapacağı belli değildir. Sihirli torbalarından ne çıkacağı konusu henüz belli değilken bile, halk yakıştırma yaparak imza kampanyaları düzenlemektedir. Tam bir trajıkomik olay yaşanmaktadır.

İşte böylesi bir hizmet anlayışında muhalefet şüphesiz sesini çıkaracaktır. Ama onları “komedi dükkanına” benzetmek biraz yanlıştır. Böylesi bir anlayış karşısında sivil toplum örgütlerini siyaset yapmakla suçlamak da yanlıştır. Çünkü o kuruluşları oluşturan bireyler de bu kentte yaşamakta ve kendilerinde söz hakkı görmektedirler. Şüphesiz söz hakları da vardır. Bu halkı söz haklarını kullanıyor diye suçlamak da abesle iştigaldir…

Menderes Türel her ne kadar ailesinin 49 yıldan bu yana siyasetsin içinde olduğunu söylese de, “boynuz kulağı geçer” misali aile fertlerinin hepsini dört yılda katlamıştır. “Bizim siyasi çizgimiz belkidir. Biz siyasette zigzag yapmayız. Siyasi çizgimizi de büyüklerimizin (RTE) gösterdiği yolda devam ettiririz” derken bile siyasetin hem dününü, hem bugününü, hem de yarınını iyi değerlendireceğini göstermiştir.

Sancak siyasetteki büyüğü Türel’n mahkemelerle ilgili söylediği, “Mahkeme kararları yorumlanmak için değil, uygulanmak içindir” sözleri için ne diyecek bilemem…

 

GÜLMECE:

 

“Tekrar deneyiniz.”

 

Aldığı 2 litrelik …. Cola'nın kapağında 'Tekrar deneyiniz' yazısını gören Karadenizli, önce denemeleriyle, sonra da açtığı davayla gündeme oturdu...
Konuyla ilgili açıklama yapan davacının avukatı İdris Karadeniz 'Müvekkilim marketten aldığı 2 Lt.lik kampanyalı …:-cola ürününün kapağını açtığında hediye çıkmadığını ve tekrar deneyiniz yazısını görmüş. Bunun üzerine kapağı kapatıp tekrar açmış, ancak yine aynı şey. Bunun üzerine tam 4246 defa deneme yapmasına rağmen hediye çıkmamıştır. …-Cola şirketinin tüketiciyi dolandırdığını düşünen müvekkilim şirkete dava açmaya karar vermiştir. Biz de bugün gelerek dava dilekçemizi adliyeye teslim ettik. 10 bin YTL. maddi tazminat talep etmekteyiz' dedi.
Davadan haberdar olan ….-Cola yönetimi adına açıklama yapan bir şirket yetkilisi olayın çok komik olduğunu ve artık Karadeniz bölgesine gönderilen ürünlerin kapağına 'Başka Şişede İnşallah' yazmayı düşündüklerini söyledi.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Ben bilmediğimi bildiğim için diğer insanlardan akıllıyım.

Sokrat

Yayın Tarihi
16.06.2008
Bu makale 711 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!