Haberi okuyunca, aklıma “Acaba biz bir çadır devleti miyiz?” sorusu geldi. Çünkü sistemi oturmuş, Yasama-Yürütme ve Yargı erkleri tıkır tıkır işleyen, Anayasa ve Yasalarla yönetilen hiçbir ülkede böylesi yanlışlıklar yapılmaz, yapılamaz. Üstelik yapılan yanlışın sorumlusunun ve cezasının olmadığı tek ülke de bizim ülkemizdir.
Bu aslında kendimizi küçük görmek için değil. Biz güçlü bir devlet ve bileği bükülemeyecek bir milletiz. Ama gelin görün ki yaptığımız işlere bakınca hiç de öyle “Bir Türk cihana bedeldir”, “Türküm, doğruyum, çalışkanım” gibi hamasi sözlerin gerçek olmadığını hepimiz öğrenmiş bulunuyoruz…
İşte bakın size ilginç, ama ders almamız gereken bir olay:
Danıştay Altıncı Dairesi Lara –Kundu sahili ile ilgili imar planlarını iptal etmiş. “Ehh, düzelir, eksikleri giderilir” diyeceksiniz ama öyle değil işte kazın ayağı… Bu kararla mayıs 2006 ayından sonra yapılan ve hatta yapımı halen devam eden onlarca otel kaçak konumuna düşüyor.
İptal gerekçesi ne mi? İptal gerekçesi gerçekten trajı komik: Bu bölge ile ilgili belediye meclislerinde görüşülerek kabul edilen ve 2006 yılında da Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, bölge “Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” olduğu için onaylanan imar planları askıya çıkarılmamış. Yanlış duymadınız. Planla ilgili vatandaşlara veya üçüncü şahıslara itiraz hakkı vermek üzere, 1/25000 ve 1/5000’lik imar planlarının bir ay askıda kalmadığını ve plana herhangi bir itirazın olmadığını gören Danıştay’ın ilgili Dairesi de planı iptal etmiş.
Danıştay Altıncı Dairesi kağıt üzerinden bu eksikliği görüyor da, bu planı hazırlayan ve makamlara onaya sunan belediyeler, bu belediyelşerin başkanları, vekilleri, yardımcıları, daire başkanları, müdürleri, şefleri ve de memurları herhalde imar tadilatları işleri daha ağır bastığı için maalesef görmüyor, göremiyorlar… Üstelik bunu görmedikleri için onlarca turizm yatırımcısı sıkıntıya giriyor... Buna rağmen bu suçun bir cezası yok. “Bu planı niye askıya çıkartmadın kardeşim” diyecek bir makam da, planları askıya çıkarması gerekenler de ortaya yoklar…
Peki şimdi ne olacak?
Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Osman Aydın da çıkmış, 2006 mayısından bu yana verilen ruhsatların Danıştay kararı doğrultusunda iptal edilmesi gerektiğini söylüyor. Bununla da kalmıyor ve aksi taktirde bu belediyeler hakkında görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunacaklarını söylüyor. Plan aynı plan Danıştay onaylasaydı, Mimarlar Odası’nın yapısal olarak bir itirazı yoktu. Şekli hata üzerine oda’mız veryansın ediyor. Aslında planların askıya çıkarılmamasından onları da haberdi olması lazım değil mi?
Mimarlar Odası bir kentin, kent dokusunun korunarak düzgün yapılaşması, bu konuda siyaseten yapılacak hataların önüne geçilmesi konusunda bir kentin “olmazsa olmaz” kurumlarının başında gelir. Yoksa yumurta kapıya dayandıktan sonra yapılacak işler inandırıcı olmaz. Bu tür kurumların asıl amacının “bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek” olmalı. Mimarlar Odası ayrıca çözüm üretmeli. Yoksa “ruhsatlar iptal edilmeli” diyerek fetva vermek sorunu çözmez ki; o topraklara trilyonlar yatıran yatırımcıyı, yarattığı katma değeri, istihdamı, ödediği vergiyi sen mi karşılayacaksın yoksa?...
Kent Parkı için bir öneri…
Lara Kent parkı Antalya’nın tam bişr yılan hikayesi oldu. Muratpaşa Belediyesi’ne verildi olmadı. İhale edildi, Fettah Tamince’nin kazandığı ihale şartnamesinde buraya ne yapılacağı belli olmadığı için iptal edildi. Yeniden ihale edilmek üzere hazırlıklar yapıldığını duyuyorum. Yapılacak bu ihalenin de sağlıklı olacağına inanmıyorum.
Bu anlamda benim başka bir önerim olacak.
Lara bölgesinde çok kısa bir sürede Lara Birlik tarafından yapılan halka yönelik çok güzel bir çalışmaya tanık olduk. Lara sahilleri binalar ve tesisler olmadan halka açıldı.
ücretsiz halk plajında, 2 kilometre sahil boyunca her biri 2,5 metre genişliğinde bisiklet ve koşu yolu, 5 metre genişliğinde ve 10 kilometre uzunluğunda yürüyüş yolu yapılmış. Koşu, bisiklet ve yürüyüş yollarının etrafına zakkum ve erguvan ağaçları dikilmiş… 5 bin araçlık otopark, 500 barbekü, oturma yerleri, halk restoranı ve seyir alanları ile Lara sahili tam bir dinlenme yeri.
Söylemek istediğim istenince yapılıyor. Antalya Valiliği İl Özel İdaresi ile Antalya Büyükşehir Belediyesi ortaklığı olan Lara Birlik bırakın kent parkını da yapsın. Mülkiyet sorunu doğarsa o da çözülür. Önce belediye veya Özel idare alır, sonra birliğe kiralar örneğin…
GÜLMECE:
“Ben astım kurusun” diye
Jim ile Mary akıl hastanesinde iki hastadır. Bir gün hastanenin yüzme havuzunun etrafında dolaşırken Jim aniden suya atlayıp en dibe batar. Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp Jim'i kurtarır. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranışı hastanede olay olur. Bunu duyan başhekim de Mary'nin artık iyileştiğini düşünüp, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler yapılır, belgeler çıkartılır, Başhekim ayni gün Mary'nin yanına gider:
-Mary, sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim, yaptığın kahramanca davranıştan ötürü anladık ki akli dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kötü habere gelince, kurtardığın hasta, Jim, intihar etmiş. Az önce odasının banyosunda kendisini asmış bulundu.
- Mary gayet sakin yanıt verir: “O intihar falan etmedi ki. Ben onu astım kurusun diye. “
GÜNÜN SÖZÜ
Bir insan hangi limana ulaşmak istediğini biliyorsa, onun için her rüzgar uygundur.
Seneca