Önce sosyal medyada paylaşılmaya başlandı. İşin aslı astarı ortaya çıkmadan Devlet Tiyatroları (DT) ve Devlet Opera ve Balesi’nin (DOB) kapatıldığı haberleri yayılmaya başlandı. Ancak kısa bir süre geçtikten sonra, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile DT’nin kuruluş yasası olan 5441 sayılı yasanın adı “Devlet Tiyatroları Personeli Hakkında Yasa”sı ile DOB’un kuruluş yasası olan 1309 sayılı yasanın adı “Devlet Opera ve Balesi Personeli Hakkında Yasa” sı olarak değiştirildiği duyuruldu.
Yine bu kararnameye göre; Kurumun kendisine ait Disiplin Kurulu, repertuvarı ve oyunları belirlemede etkin kurul olan Edebi Kurul ile Yönetim Kurulu, kurumun bakanlıktan ayrı bütçesini sağlayan ilgili maddelerin de lağvedildiği haberleri geldi.
Değişiklikler çerçevesinde artık DT’nin de DOB’un da genel müdürü ve bağlı il müdürlükleri de devre dışı kaldı. DT ve DOB’un pek çok ilde bulunan müdürlüklere bağlı il Devlet Tiyatroları, Büyük Tiyatro, Küçük Sahne gibi sahneler ve her iki kurumun taşınmaz mal varlıkları da Cumhurbaşkanlığı’nın himayesine geçmiş oldu.
Buna alışacağız
Eskiden olsa bir Kanun meclisten çıktığı için önce komisyonlarda tartışılır, bu nedenle de kamuoyu duyar, ilgili - ilgisiz kişi ve kurumlar da görüşlerini açıklardı. Hatta komisyonda alınan kararlar, kamuoyundaki bu tartışmalarda yeni Yasa’ya tepki varsa Meclis Genel kurulunda değişiklik yapılabilirdi.
Ama şimdi öyle değil. Cumhurbaşkanı Kanun yerine de geçen kararnameyi direkt olarak çıkarıyor ve yayınlıyor,
**
Bir de; şahsen yeni çıkan bu kararnameye göre, Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi’nin kapatılıp kapatılmadığını, ya da teknik tabiri ile lağvedilip, edilmediğini anlayamadım. Anladığım tek şey, bu iki tarihi kurumun diğer bazı kurumlar gibi direkt olarak Cumhurbaşkanlığı’na bağlandığı, işleyişi ile ilgili olarak da yeni yönetmelik çıkacağı yönünde…
Sosyal medyada bazı sanatçı dostlar yorumlar yapmışlar. Tepki koyanlar var, onlardan biri Merdan Yanardağ. Diyor ki;
“Günaydın.. Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi'ni kapatıp, kaderlerinin Cumhurbaşkanlığına bağlanması, bu ülkenin geri kalmış İslam ülkelerinden en önemli farkını ortadan kaldırmaktır. Selefi yani Ortaçağa özgü bir İslami yaşam tarzını, Emeviliği topluma dayatmaktır”
Berna Laçin de şöyle demiş:
“Devlet Tiyatroları tam olarak nasıl düzenlenecek, bunu anlamaya ihtiyaç var? Konu ile ilgili içerikleri okuduğumda ‘kapatıldı’ sonucunu çıkarmıyorum. Ama akıbetini de çözemiyorum. Detaya ihtiyaç var”
Katılıyorum. Bekleyip görmek lazım…
**
Bir de bizi ilgilendiren bir başka boyutu var olayın;
İki gündür Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy bizden diye sevinç çığlıkları atıyoruz. Haklı olarak tabi ki... Çünkü turizmin yaşadığı sorunları bizzat yaşayan bir uzman bakan oldu. Çözüm üretecek bir kişi, sevincimiz ondandır.
Ancak bakanımız, daha görevinin ilk gününde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir sürprizi ile karşılaştı. Kendisine bağlı Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı.
Ne olacak, ne bitecek, bekleyip göreceğiz bakalım…