Yerel gazetelerin manşetlerini üç-beş gündür dolar milyarderi Azeri İşadamı Telman İsmailov süslüyor. Öyle güçlü istihbarat yapıyoruz ki; işadamının doğumgününe getirttiği ünlü sanatçı Jennifer Lopez’e 50 yaş gününde 50 dakikalık konser için 2,1 milyon dolar ödediğine kadar her bir şeyini öğrendik. Hatta koleksiyonunda 2 binin üzerinde saati ve Moskova’da 52 mağazası bile varmış.
Başka bir şey daha var: İki dönemdir Antalyaspor’un yönetimine giren ve elini cebinden çıkarmayan Sarkhan oğlumuz, neredeyse kulübe başkan yapılacak, ya da zaten şirket statüsündeki Antalyaspor baba-oğula satılacaktı. Allah’tan onlar kabul etmediler de Antalyaspor Antalyalılara kaldı.
Efendim bu Azeri işadamının Kundu’da yaptığı otelin inşaatı yeni başlamadı. Benim bildiğim bu inşaat 5 yıla yakın bir süredir devam ediyor.
Ancak biz muhteremle oğlu Sarkhan İsmailov’u 2 yıl önce Antalyaspor’a yaptıkları bağış ve verdikleri forma reklamı ile tanıdık. Bu rakam geçen yıl 1 milyon dolar, bu yıl ise 2,5 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.
O zaman hep birlikte “Helal olsun Azeri gardaşımıza” dedik. Dedik demesine de içimizden birileri çıkıp, “durup dururken, eniştem bizi niye öptü?” misali “bu adamlar bize milyon dolarları niye veriyor?” diye sormadı.
Hatta Kundu’ya her gidenimiz, inşaatın önünden geçerken, adeta iç geçirerek, “Yahu bu adamlar buraya otel mi yapıyor, yoksa saray mı?” diye hayranlık ifade ettik. Vatandaş olarak bizler buralarda bu otelin inşaatını yıllardır görürken, acaba ilgili ve yetkililerimiz neden seslerini çıkarmadılar? Yeni mi öğrendiler yoksa bu inşaatın kaçak olduğunu? Eğer öyleyse şimdiki özürleri kabahatlerinden daha büyük değil mi? Adam Azarbeycan’dan elini kolunu sallayarak gelip, “burada da işler bizdeki gibi mafya usulü yürüyormuş” diyerek satın aldığı tarlanın üzerine devasa tesisi gecekondu misali bir günde mi yaptı?
Haydi yapmayın Allah aşkına…
Sakın ola ki, bu görüşlerim yüzünden benim de bu Azeri işadamı ile muhterem oğlunun yaptıklarını onayladığım anlaşılmasın. Ama paralar tıkır tıkır gelirken sesini çıkarmayanlar; şimdi spor turizmine katkı sağlayan ve dünyaya örnek gösterilen stada ulaşabilmek için İl Özel İdaresi bütçesinden yaptırılan 4,8 kilometrelik yol yüzünden neden feveran ediyorlar? Bunu anlamakta zorluk çekiyorum.
Bir yanda CHP Milletvekili Hüsnü Çöllü, diğer yanda MHP Milletvekili Tunca Toskay ile İl Genel Meclisi üyeleri tarım alanına kaçak otel ile stat yapan Azeri işadamını neredeyse idam sehpasına çıkaracaklar. Antalya’nın imarından sorumlu Büyükşehir Belediye Başkanı ise, kaçak yapılaşmaya izin verilişini gözardı edip, kendilerine imar izni başvurusunun yapılmadığını söyleyerek kendini bu işten sorumlu tutmuyor. Sağolsunlar bir kısım medyamız da bu işten ne zarar gördülerse işi körükleyince benim aklıma da “Bir bahar akşamı rastladım size/ dizeleriyle başlayan ve “Daha önceleri neredeydiniz?” dizeleriyle sona eren şarkımız geliyor.
Madalyonun diğer yüzüne bakınca; bu iş bir an önce temizlenmeli. Bu kadar büyük bir yatırımı yıkma ihtimalimiz olmadığına göre, bu yatırımı yasal konuma getirmek, bugüne kadar seslerini çıkarmayarak, işleri bu aşamaya getiren yöneticilerimizin görevi olsa gerek. Bunu yaparken de alacağımız cezalar ve harçlarla da hem Antalya hem ülkemiz kazanmalı.
Toroğlu’ndan vecizeler…
Hani bazı insanlar vardır, her konuda bilgiç görünür, ya da her konuya maydanoz… Adını siz koyun.
Bizim kabzımal-hakem-sunucu-yorumcu-reklam yıldızı-spiker-tarım uzmanı ve yazar büyüğümüz Erman Toroğlu son yazısında “Genelkurmay Başkanı demokrat olmamalı” buyurmuş. Nasıl olması gerektiğini pek söylememiş ama anlaşılıyor ki, zat-ı muhtereme göre asker dediğin antidemokratik olmalı. Spor köşesi yazma işi ile uğraşan Erman Toroğlu büyüğümüz siyasete de girdiğine göre vay medyamızın haline, vay benim ülkeme…
GÜLMECE
Beyin göçü
Üstün zekalı olduğu her halinden belli kızımız Beşiktaş-Taksim minibüsünde yanındaki arkadaşına dert yanmaktadır:
''Şekerim dördüncü kez girdim ÖSS'ye ama yine kazanamadım, gidicem sonunda Amerika'ya o olucak. Böyle böyle beyin göçü oluyor işteeaa!''
(Sen git, masrafları ben karşılıyorum.)
Hacim nedir?
Öğretmen bir arkadaşımdan naklen; 5. sınıfların Fen Bilgisi sınavının 2. sorusu: “Hacim nedir? Bir örnek vererek açıklayınız.” Öğrencimizden gelen cevap: 'Hacdan gelenlere hacim denir. Örnek: Nasılsın hacim?'
(Teşekkürler Deniz)
GÜNÜN SÖZÜ
Kendi düşen adamı bırak düşsün, şayet bir başkası tarafından itilmişse, işte o zaman onu tut.
Machiavelli