Kırcami’nin imara açılıp açılmaması konusunda bu kent yıllarca tartıştı. Çevreciler, siyasetçiler, STK temsilciler ve hatta basın olarak “Kırcami tarım alanıdır böyle kalacak, tarıma kıymayın, doğayı katletmeyin” diye ukalalık ettik, sloganlar attık. Ben de çok yazılar yazdım, başta karşı çıktım bu güzelim topraklara binalar dikilmesine…
Belediye meclisleri Kırcami konusunda kesin kararlar aldı. “Kırcami Tarımsal karakteri korunacak yerleşme alanı olarak belirlenmiştir” hükmü verildi önce. (Yıl 1980)
Sonra “Tarımsal karekterli Konut alanı” oldu, demekse?
Kırcamililer direndi: “Biz artık tarım yapmıyoruz. Burası kentin göbeğinde kaldı, tarım yapacak ne su var, ne de toprak” dediler ama kimseyi inandıramadılar. Ancak mücadeleden vazgeçmediler.
Daha sonra siyasetçiler el attı meseleye. Geç müdahalenin sebebi burada siyasetçi için oy dışında bir rant yoktu, hazine, vakıf, belediye arazisi yoktu çünkü. Tümü; Atadan dededen, babadan kalma tapulu arazilerdi. El attılar ve “tarım alanı, tarım dışı kullanılması uygundur”a dönüştü. Bir de İçişleri Bakanlığı “Bu alanına konut yapılması, imara açılmasında kamu yararı vardır” dedi. İş bitti sanmayın, bitmedi.
Yıllar sonra bu kararlara uygun olarak Kırcami olarak bilinen, 10 mahalleyi kapsayan 1500 Hektar’lık alan için imar planları yapıldı.
Mimarlar Odası başvurdu, İdare Mahkemesi planı iptal etti.
TEMA Vakfı başvurdu, mahkeme iptal etti. Sıraya dizildi STK’lar, Şehir Plancıları Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, bilmem ne odası derken her meclisten çıkan 1/5000’lik, 1/25.000’lik ve 1/1000’lik planlar teker teker iptal edildi.
Bu arada 30 yıl geride kaldı. Mülkün sahibi olmadıkları halde, kaçak olarak Hazine ve Vakıf arazileri üzerine yaptıkları evlerle arsanın sahibi olan Kepezaltı ve Santral Mahallelerindeki gecekondu sahipleri belediye ile oturup pazarlık ederek anlaştılar, imar planları yapıldı, Türkiye’nin en büyük müteahhitlerinden Sur Yapı şimdilerde evlerini yapıyor, gecekondudan çıkıp modern evlere kavuşmak üzereler.
Kırcamililer soruyor, “onlar arsa sahibi değilken hak sahibi oldular, biz Üvey evlat mıyız, kendi arazimiz üzerine ev yapamıyoruz?” diye…
Haklı değiller mi?
Ne evleri yapılıyor, ne de tarım yapabiliyorlar. Seralar viraneye dönmüş, bahçede ektikleri marul, maydanoz, tere ve roka’da ilaç kalıntısı var diye bir de Tarım İl Müdürlüğü’nün kestiği cezaları ödüyorlar…
Pes doğrusu!..
***
Neyse biz hikâyemize devam edelim.
Farklı siyasi partilerden olmalarına rağmen, seçim beyannamelerinde de söz verdikleri için Menderes Türel ile Ümit Uysal iki başkan olarak bir araya gelip Kırcamililere verdikleri sözü yerine getirmek için kolları sıvıyor. Özellikle Muratpaşa hem 1/1000’lik uygulama İmar Planı, hem de itirazlara zemin hazırlayan 18 uygulaması için 4 ay geceli gündüzlü çalışarak planları tamamlayıp, meclislerden geçiriyorlar. Büyükşehir Belediyesi de 5 binlik ve 25 binlik planları revize ediyor.
Tam uygulama başlayacak bir haber… Üç hakimi birden değişen Antalya 2. İdare Mahkemesi, Şehir Plancıları Odası’nın inşaat yoğunluğunun standartların üzerinde olması gerekçesiyle yaptığı başvuruyu inceleyip planları iptal ediyor. Mahkeme biraz da bilirkişi raporuna dayanıyor…
Kırcamililer için yeni bir hüsran…
Şimdi tam bu noktadayız. Büyükşehir Belediyesi yürütmenin durdurulması istemi ile bir üst mahkeme olan Konya İstinaf Mahkemesi’ne başvurdu.
Peki sonuç ne olacak?
Anlatayım olabilecekleri;
- İstinaf Mahkemesi kararı iptal edip yürütmeyi durdurursa mahkeme yeniden dosyayı inceleyip ya kararında ısrar edecek, ya da üst mahkemenin kararına uyup itirazı reddedecek. İş bitecek.
- Kararı onaylayacak. Bu durumda iki belediye mahkemenin uygun görmediği konularda süratle revize imar planları yaparak hatalar düzeltilip yeniden meclislere sunacaklar.
- Büyükşehir davadan vazgeçecek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İmar Planını Res’en onaylayacak ve Kırcamililer mutlu sona erecekler.
Şimdiden hayırlısı olsun…