Belki Antalya kamuoyu farkında bile değil, Kırcami İmar Planı konusunda CHP’li Muratpaşa Belediyesi ile Ak Partili Büyükşehir Belediyesi’nin işbirliği içinde ortaya koydukları performans yılların kanayan yarası Kırcami sorununu çözdü.
Bu olay aslında yıllardır hiçbir Belediye Başkanının cesaretle üzerine gidemediği Kırcami meselesinin iki belediye başkanı tarafından tereyağından kıl çekercesine çözüme kavuşturulmasıdır. Çünkü Menderes Türel de, Ümit Uysal da bu meseleye siyaseten değil, bu kentin sorunu olarak bakmışlar, çevreden söylenenlere ve dedikodulara kulak kapatmışlar ve en önlemlisi meseleyi kendilerine sağlayacak siyasi bir getirim, siyasi rant olarak görmemişlerdir.
Başarının temelinde bir de; 1/5000 ve 1/1000 planlarında vatandaşlar tarafından yapılan itirazların, mahkemelere intikal etmeden, yine iki başkanın ortak çabaları ile çözüm bulunması da yatmaktadır. Netice olarak birey odaklı, Kırcami’nin yaşayan ve yaşayacaklarına odaklı plan da beğeni kazanmış, yeni bir kentin temellerine ilk harcı koyan Kırcami kahramanları Türel ve Uysal tarih sayfalarındaki yerlerini alacaklardır.
Bütün bunlar için, ilçe belediyesi olarak planları zamanında yaparak itirazları asgariye indiren ve çözüm odaklı çalışan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ı ve Muratpaşa Belediyesi’nden gelen imar planlarını, jet hızıyla komisyonlardan ve meclisten geçirerek onaylayan Menderes Türel’e kocaman birer alkış…
**
Kemer’in Tekirova sahillerindeki eşsiz Kleopatra Koyu’na 5 yıldızlı otel yapmak için olmadık entrikaların çevrildiği Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın yaptığı adrese teslim ihaleler ve tahsis kararları her seferinde Antalya’ya büyük zararlar veriyor.
Bir yandan sudan ucuz tahsisler, diğer yanda güzelim sahillerimize ve sedir ormanlarımıza açılan taş ocakları Antalya’nın turizmine büyük darbe vururken, bu işin eylem planı bir avuç çevreciye bırakılmamalıdır. Onların çığ gibi büyümesini sağlayacak olan sivil toplum örgütleridir.
İşte bu köşeden Antalyalı STK’ları ve Kent Konseyi’ni göreve çağırıyorum. Fettah Tamince ve arkasında kimler varsa zenginliklerine zenginlik katacak diye böylece sessiz kalmak bu kente ihanettir. “Artık yeter” deme zamanı, Antalya’nın doğasını bozacak her türlü hareketin karşısında olmayı, gerekirse eylem yapmayı artık görev bilmeliyiz. Bunu yaparken de tek ortak paydamız Antalya sevgisi olmalıdır, siyasi görüşlerimiz değil…