ANTALYANIN KAHYASI

Kındılçeşme ve Ötekiler…

ERDOĞAN KAHYA

Rant ne anlama geliyor? Sözlüklerde Rant; terlemeden, hak etmeden kazanılan mal, mülk, para yani 'avanta' olarak tanımlanıyor.

Antalya denince de şahsen benim aklıma hemen rant ve rantiyeciler, yani rant peşinde koşanlar geliyor. Elinizi nereye atsanız bunlardan mebzul (çok) miktarda var. O yüzdendir ki; rantiyecilerin işgalindeki Antalya bu hale geldi. İmar planları, bitip tükenmeyen plan tadilatları, yıkılan, yeniden yapılan beton yığınları, bir türlü tatmin etmeyen emsal artışları, kaçak yapılaşmalar, doğal sit alanlarını yağmalarcasına elde etme çabaları…

Hepsini üst üste koyduğunuzda ortaya çıkan tablo: Antalya…

Hangisinden başlasam bilmem ki? Hangi semtten, hangi ilçeden, hangi sahilden? Çünkü hangisine baksanız altından çapanoğlu çıkıyor. Çapanoğlunun müsebbiplerine gelince en çok söz sahibi olanlar, en çok konuşan ve konuşulanlar…

Çevreciler, ya da kendini çevreci sananlarda bol bol açıklama yapıyorlar. Ellerinde sanki sihirli güç varmış gibi yağmayı engelleyeceklerini söylüyorlar. Siz şimdiye kadar hangi çevrecinin yağmayı engellediğine tanık oldunuz?

***

İsterseniz bunlardan sadece birini anlatalım bugün.

Beydağları Sahil Milli Parkı içinde yer alan ve Akdeniz kıyı şeridinin nadir kamp alanlarından biri olan Kındılçeşme Orman Müdürlüğü tarafından işletiliyor, Antalyalılar ve tatil için Antalya’yı seçenler bu bölgede çadır kurarken, günübirlikçi tatilciler de çok küçük bir ücret ödeyerek bu sahilden yararlanıyordu. Şahsen ben ailemle birlikte hemen her hafta sonu denize 30 kilometre uzaklıktaki Kındılçeşme’den giriyordum. Denizi çok temizdi, çocuklar için ideal bir yerdi.

İşte bu Kındılçeşme neden ihtiyaç duyulduğu bilinmeden Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından sessiz sedasız bir yöntemle açılan ihale sonucu 29 yıllığına Gök-An Ltd Şti’ye kiraladı. Firma günübirlik tesisler kuracak ve halkımız denizden ve bu tesislerden yararlanacaktı.

Ancak sözü edilen şirket ilk iş olarak kampı halka kapattı. Ana yola olan cepheyi toprakla yükselterek üzerine de çok çabuk büyüyen Zakkum fidanları dikip, yoldan geçenlerin içeriyi görmemesini sağladı, ardından tabii ki, kaçak yapılaşma… Ardından çevreci derneklerin eylemi, Kemer Belediye başkanının Kındılçeşme’yi ranta kurban vermeyecekleri açıklamaları üzerine Antalya Barosu ile birlikte 2009 yılında mahkemeye başvurdular. Bir yıl süren dava sonunda Danıştay 6. Dairesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Antalya Barosu da Orman bakanlığı’na başvurarak kararın uygulanmasını istedi.

Kim takar mahkeme kararını?

İnşaat durdurulmadı ama Davali İdareler yeni adıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ihaleyi kazanan firma Danıştay İdari Dava Kurulu’na başvurarak Danıştay 6. Dairesi’nin kararına itiraz ettiler.

Şimdi sıkı durun. Bir gün herkese lazım olacak Yargı tokat gibi bir karar vererek; 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun değişik 27. Maddesi’nde öngörülen ve Yürütmenin durdurulması kararında gerekli olan koşulların gerçekleşmesi ile bu kararın alındığı göz önüne alınarak, davalı idarelerce öne sürülen hususlar durdurma kararının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği için itirazları reddedildi.

Görünen o ki; Kındılçeşme kurtarılacak gibi. Ya da öyle olmasını temenni edelim. Ama sırada o kadar çok Kındılçeşme var ki; Danıştay’ın ilgili dairesinin sırf Antalya için çalışması gerekir.

Haydi hayırlısı diyelim, bu tür sevindirici haberler verelim hep…