ANTALYANIN KAHYASI

Kılıçdaroğlu’na açık mektup

         Sayın Genel başkan;

Size bu mektubu görüşme olanağı bulamayacağım düşüncesi ile yazmaya karar verdim.

Antalya’ya sessiz sedasız gelişinizi ajans haberinde öğrendik.

Haberle ilgili fotoğraf beni çok etkiledi.

Esnafı dolaşmışsınız, halkın arasına katılmış onlarla güler yüzünüzle hasbıhal ederek el sıkmışsınız. Fotoğrafta göremedim ama bizim belediye başkanları yanınızda yok. Milletvekilleri de…

Evet çok etkilendim.

Partinizin aday göstererek bu halkın seçtiği belediye başkanlarınız Antalya’da kendilerini seçen halkla böylesi buluşmuyor. Halkın arasına karışmıyorlar. Çünkü halk tarafından eleştirilmekten korkuyorlar. Bazılarının eleştirilmeye hiç ama hiç tahammülleri yok. Halkın sesini duymadıkları için, çevrelerini saran yalakaların aldatması ile “en iyiyi” yaptıklarını sanıyorlar. Daha doğrusu buna kendilerini inandırmışlar. Çok çalıştıklarını, çok yorulduklarını, ama güzel işler yaptıklarını söylüyorlar.

Siz halka sadece son ulaşım rezaletini sorun. Halkın bir yerden bir yere gidebilmek için neler çektiğini sorun… Nasıl çalıştıklarını da bu vesile ile öğrenmiş olacaksınız.

Bunlar, ya “Benim dediğim olacak” ya da “Ben yaptım oldu” mantığı ile hareket ediyorlar. Yoksa birbirleriyle kavga ediyorlar. Kendilerini aday gösterip seçtirenlere de seçenlere de saygıları yok. Halkı dinlemedikleri gibi, şehrin ileri gelenleri, sivil toplum örgütleri, akademisyenler ve diğerlerinin ne görüşlerine başvuruyorlar, ne de bu şehir için ortak akıl arayışları var. Varsa yoksa beceriksiz ekipler ve ömürleri pek de uzun olmayan yandaşlar…

Kendi içlerinde de kavgalılar. Bir avuç kadar belediye meclisinde bile hemfikir olamıyorlar. Birinin “ak” dediğine, diğeri “kara” diyerek muhalefetin ekmeğine ballı yağ sürüyorlar. Siz CHP’nin seçim kazandığı hangi il ya da ilçede meclis üyelerinin grup kararlarına uymadığını gördünüz? Bunlar ne grup kararlarına uyuyorlar, ne de sizi burada temsil eden, il başkanını tanıyorlar.

Bu kavga sadece belediye başkanları arasında mı? Hayır delegesinden milletvekiline kadar Antalya CHP’de herkes birbirini yiyor. Hepsi kavga ediyor. Neyi paylaşamadıklarını sorduğunuzda hiçbirinde cevap yok. Sözde halkın menfaati diyorlar, ama bunun kocaman bir yalan olduğunu kendileri de iyi biliyorlar. Asıl mesele rant, koltuk ve iktidar kavgası…

Kendilerine şunu sorun:

“Bu koca dünya kentinin neden bir stadyumu yok?” diye. Size verecekleri cevap “iktidar yatırım yapmamızı engelliyor, projelerimize onay vermiyor” olacak.

Siz her fırsatta merkezi yönetimle kavga ederseniz, (iktidarı da haklı göstermek istemiyorum ama, onlarda siyasetin gereğini yapacaktır.) olacağı budur. Sizler bu kenti temsil ediyorsunuz, bu ülkendin başbakanı bu kente geldiğinde sırf “bana randevu vermedi” diye karşılama törenine gitmemeniz, ilişkileri tamamen koparmanız bu kente bir yarar sağlamaz. Aksine zarar verir. Politika yapıyorsanız, bu kent halkı sizi hizmet edesiniz diye seçmişse, parti gömleğinizi portmantoya asarak iktidarı ile muhalefeti ile işbirliği yaparak kentinizi şahlandırmak sizin görevinizdir…

Bugüne kadar Deniz Baykal’ın hatırı için Antalya’ya karışmak istemediğinizi, sorunların çözümü de Baykal’a bıraktığınızı biliyorduk. Gelir gelmez ayağınızın tozu ile 4 saate yakın Belediye Başkanları ile yaptığınız toplantı da gösteriyor ki, sizde de artık bıçak kemiğe dayandı. O yüzden bu gelişiniz Antalya’da yaşayan herkesi sevindirdi.

Bu kavgaların sona ermesi için Baykal da çok uğraştı. Ama olmadı, kendilerinin seçilmesini sağlayan Baykal’ı bile dinlemediler. Hatta başkanlardan birinin ipleri tamamen kopararak, işbirliği isteyen Baykal’a, “Sen artık genel başkan değilsin. Sıradan bir milletvekilisin. Benim işlerime karışamazsın” dediği gerçeğini bilmeyen partili kalmadı. Bir parti yemeğinde, il başkanını masadan kovan belediye başkanına da tanık oldu bu kent…

Bütün bu olup bitenleri size, "Partiçi Demokrasi bu. Taşlar yerli yerine oturacak" diye aldatmaya kalkışırlarsa inanmayın. Böyle demokrasi de olmaz...

Sayın Kılıçdaroğlu;

Size bu yazdıklarım daha denizde bir damla. Sizin bütün bu sorunları çözeceğinize, görevleri sadece Antalya halkına hizmet etmek olan seçilmişlerin asgari müşterekte artık birleşerek kent için çalışacaklarına inanıyorum. Siyaset ya da CHP burada bitmiyor. Yerel seçimlere şunun şurasında ne kaldı? Bu dururum devamı başta yerel seçimlerde, ardından genel seçimlerde CHP’ye tamiri mümkün olmayan zararlar verecek. Bu biline efendim…

En derin saygılarımla…

Yayın Tarihi
13.11.2011
Bu makale 17341 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sayın Antalyanın Kahyası ne güzel yazmışsın gerçekleri C H P Genel Başkanlarını çekemiyorlar hala hazmedemediler.Bütün partililer birbirlerini acımasızca eleştirip harcıyorlar.2.adamın partisi daima 2.olur.Antalya malesef kaybediyor.Tesbitlerine % yüz katılıyorum saygılarımla

ADEM CELEP 25.11.2011

Yazdıklarınıza katılıyorum da, şikayet ettiğiniz makamın tutumuna ne demeli? Acı içinde çırpınan, Van'ın ERCİŞ'inin İl olmasını önermenin sırası mı? Yeni Anayasa çalışmalarının amacı ufukta görünürken, Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerinin zarar görebileceği endişeleri yaşanıyorken, takınılan tavır ve aymazlık nasıl açıklanabilinir? Elbette "her toplum, her kurum kendisine layık olduğu lideri yaratır." demekten başka, ne denilebilinir ki... Saygılar, sevgiler...

ibrahim Ekmekci 18.11.2011

Sevgili Kardeşim, mektubunda ileri sürdüğün hususlara içtenlikle katılıyorum. Ama ne yazık ki aşağıdaki söylemine katılamıyorum. " Sizin bütün bu sorunları çözeceğinize, görevleri sadece Antalya halkına hizmet etmek olan seçilmişlerin asgari müşterekte artık birleşerek kent için çalışacaklarına inanıyorum." Sayın Kahya, Sayın Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığı'na seçilişinde yazdıklarımı anımsadığımda ne büyük bir yanılgıya düştüğümü anlıyorum. "İnsan beşer, bazen şaşar" demişler. Benimki de aynen böyle oldu. Sayın Kılıçdaroğlu'nun aday tespitinden bu yana izlemekte olduğu iktidarın gölge kabinesi rolünü oynayacağını doğrusu hiç aklıma getiremezdim. Sayın Kılıçdaroğlu öncelikle kendi durumunu düzeltmeli ki sıra partisine ve belediyelere gelsin. Saygılarımla...

Dr. Sadık Özen 17.11.2011

Makaleni cok uzaklarda okudum sevgili baskan. Cok sevdigim bir turkunun sozudur. "Her agacin kurdu ozunden olur" diye baslar. Ne yazik ki boyledir. Mustafa Kemal, "Idare-ii maslahatcilar hayatta hakiki devrim yapamazlar" der. Su Tunceli mill...etvekilinin takindigi tavir kabul edilebilir mi? Bir zorba, bir sumo gurescisi adam Kamer Genc'i kursuden ite kaka indiriyor, CHP'de tik yok. Protwesto yok. Secilmis milletvekillerini anan yok. Her durusmaya butun CHP'li milletvekillerinin gitmesi gerekmez mi? Insaf yahu, insaf... Bu denli idare-i maslahatciliki olur mu?...Senin milletvekilin yuzlerce gundur tek basina hucrede yasiyor... TIP 1970 oncesinde 15 milletvekili ile parlamentonun altini ustune getiriyordu. Biraz tarih okuyun . Sozum CHP'lileredir. Yoksa o baskan, bu baskanla konusmuyormus... Hic de onemli degil. Ne diyordu NazIm Hikmet, Isiklar icinde yatsin Esin Afsar da cok guzel seslendirmisti: "SEN ELMAYI SEVIYORSUN DIYE ELMANIN DA SENI SEVMESI SART MI ?"

Mustafa Uysal 16.11.2011

Güleriz ağlanacak halimize derler. Doğruları yazmışsın Antalyanın Kahyası.Bu arada tombiş yanaklarından öpüyorum.

Tarık Basmacı 15.11.2011

çok gerçekçi bir mektup

bektaş şahingöz 14.11.2011

Ha şöyle Erdoğan ağabey...Kral çıplak!...Lamı cimi yok!

ŞAHİN AKÇAP 14.11.2011

çok doğru tespitli bir yazı olmuş başkanım, her yerde paylaşıyorum izninizle. artık bıçak kemiğe dayandı gerçekten. "dediğim dedik çaldığım düdük"dayatmasıyla sürdürülüyor yerl idare sanki. bu bir hükümranlık, yakışmıyor doğrusu. Fikrinize sağlık..

afife Demirtaş 13.11.2011

Sayın Kahya söze ''görüşme olanağı bulamayacağım düşüncesi ile '' diye başlamışsınız. Ne yazık ki ben Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ile görüşmek için gittiğimde 2 ay sonrasına randevu verebileceklerini söylediler. İki ay sonrasına kim öle kim kala ... Sosyal Hizmetler İl Müdürü ile bile görüşmem uğraşlarım sonucu gerçekleşti. Abdullah ile görüşme talebinde bulunsaydım sanıyorum daha erken bir randevu tarihi alabilirdim. BU ULAŞAMAMAZLIĞI ANLAMAKTA ZORLUK ÇEKİYORUM. Ama biraz da Sayın Akaydın*a ulaşılmaması için de çaba mı vardır diye de düşünüyorum.

Rabia Kuvvet 13.11.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!