Gazeteci Beyhan Cenkçi’yi anma etkinleri nedeniyle bir-kaç günümüzü Kaş’ta geçirdik. Başta altyapı olmak üzere ilçede çok büyük değişim yaşanıyor. Bu değişimin olumlu yanları da var şüphesiz. Ancak ne var ki, Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan yeni düzenleme ile heyelan bölgesinde yapılan yeni villalar hiç de akla mantığa ve de güzelim Kaş’ın bir Akdeniz kasabası kimliğine uymuyor.
Bu satırları birilerini suçlamak, hele seçim öncesi Belediye Başkanını Halil Kocaer’i güç durumda bırakmak için kaleme almadığımızın bilinmesini isteriz.
Önce; belediyenin, kentsel SİT alanı içerisinde kalan Cumhuriyet Meydanı ile ara sokaklardaki yer taşlarının değiştirilmesi işinden sözetmek istiyorum. Büyük çoğunluğu 30x60 cm ebatında olan granit taşların Kaş’ın doğal dokusuna pek uymadığını söylemeliyim. Çünkü Kaş büyük kent değildir ve bu şirin Akdeniz kıyı kasabasında yapılacak her işin tarihi dokuya uyumlu olması ve bozmaması gerekir.
Belediye Başkanı Halil Kocaer’in iyiniyetine inanıyorum. Ancak ilçenin çehresini değiştirecek böyle bir çalışmayı önce kamuoyunda tartışmaya açması, ilçede turiste hizmet veren esnaf başta olmak üzere uzmanlara ve sivil toplum örgütlerine görüşlerini sorması gerekirdi.
Nitekim bunlar yapılmadığı içindir ki; düzenleme özellikle sivil toplum örgütlerinin tepkisi ile karşılaştı. İmza toplayarak belediyeye, kaymakamlığa ve Anıtlar Kurulu’na başvuran STK temsilcilerinin bu girişimleri semeresini; Anıtlar Kurulu’nun çalışmanın durdurulması yönünde aldığı kararla sonuçlandı. Üstelik belediyenin bu konuda hazırlayarak kurula sunduğu projenin de kurulda hala görüşülmediği ve 26 Mart’ta gündeme geleceği ortaya çıktı. Durdurma kararını uygulamayan belediyeye karşı ikinci bir karar daha alan STK’lar şimdilerde bu kararları uygulamadıkları için Kaymakam ve Belediye Başkanı hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyorlar.
STK’lar adına konuşan ÇEKÜL Vakfı Kaş Temsilcisi Mimar Nur Keçeci ile Kaş Turizm Derneği Başkanı Sefer Sarvan olaya valiliğin el koyması gerektiğini de söylüyor. Ancak bu arada Cumhuriyet Meydanı ve ara sokaklardaki çalışmalar da ara verilmeden devam ediyor.
İkincisi; Kaş’a, Antalya yönünden girişte yapılan evlerin sayısının pıtırak misali çoğalması dikkatimi çekti. Aslında burası heyelan bölgesi. Buradaki lüks binaların önüne yapılan beton duvardan da anlaşılıyor. Şüphesiz bu binalara izin verildiğine göre imar planlarında da değişiklikler yapılmıştır. Ancak bu karara imza atanların vicdanları ile hesaplaşmaları gerekir diye düşünüyorum. Bir felakete adeta davetiye çıkarılırcasına devam eden bu inşaatların biran önce durdurulması gerekir. Bizden söylemesi.
“Seçim bahane, anketler şahane…”
Sadece seçim için değil, anketler özel hayatımıza, zevklerimize ve de renklerimize kadar girdi. Önümüzdeki 29 Mart seçimleri ile ilgili anketler yapan bir internet sitesi, bakmış insanlar ilgi gösteriyor, tam 50’ye yakın konuda anket yapıyor. En çok oylanan anketlerin başında da “Öpülecek en güzel yer neresi?” anketi. Şaka yapmıyorum. Siz şimdi yanıtları merak ediyorsunuz. Öpülecek en güzel yer sıralamasında dudak yüzde 54,72 ile ilk sırayı alırken, göğüsler yüzde 32,01 ile ikinci olmuş. Göğüsleri boyun, dudak kenarı, gıdık izliyor.
En çok oylanan anketler arasında, “hangi tyakımı tutuyorsun”, “sizin dünyanız hangi renktir” gibi anketler de var. Daha da ileri gidip bayanlar için özel anketler de var. Bayanlara özel ankette; “ben de şans olsa anamdan erkek doğardım’ dediğiniz oluyor mu” anketine bayanların yüzde 60’ı “evet” demiş.
İşte böyle, öyle bir duruma geldik ki, bazen gülünecek halimi,ze ağlar, bazen ağlanacak halimize güleriz. Gelim biz gülmeye devam edelim…
BİRAZ DA GÜLELİM
Banka Soygunu
Temel ile Dursun Amerika da yasarlarken paraları bitmiş ve bir banka soymayı kafalarına koymuşlar. Gece yarısı olmuş, Dursun ve Temel kapıları açıp içeride kasaları aramaya koyulmuşlar. Temel bir kasa görmüş, açmışlar ve içinden bir kase muhallebi çıkmış. E bu kadar uğraştık boşa gitmesin demişler ve bunu Temel afiyetle yemiş. Daha sonra bir kasa daha görmüşler ve onu da açmışlar bir kase muhallebi daha. Bunu da Dursun yemiş. Tabii ikisi de sasırmış koca bankada nasıl para olmaz diye ve orayı terk etmişler.
Ertesi gün gazetelerde manşet şöyledir:
"Dünyanın en büyük Sperm Bankası soyuldu!..
GÜNÜN SÖZÜ
Hiç bir zaman çıktığın kapıyı hızlı çarpma, geri dönmek isteyebilirsin.
Don Herold