Hem sezon ve hem yılın sonu nedeniyle turizm sektörünün lokomotifi Antalya Turizmini değerlendirmek gerekirse, sektörün global krize rağmen ivmesini sürdürdüğünü söylemeliyiz. Sadece Antalya’ya hava yolu ile gelen turist sayısının geçen yıla oranla yüzde 11’lik bir artışla 9 milyon 600 ile 10 milyona yaklaşması da bunu açık ve net olarak ortaya koyuyor. Hoş döviz kuru nedeniyle belki, geçen yılın rakamlarına ulaşılamadı ama, 3T’si ile Türk ekonomisine önemli bir katkı sağlayan Antalya’nın turizm sektörü ile de 8 milyar dolar civarında bir girdi sağlaması küçümsenecek bir olay değil. Hele tarım sektörü temsilcilerinin bu yıl ihracatta 1 milyar doları hedeflediklerini düşünürsek, rakamın önemi daha da ortaya çıkıyor.
Ana başlıkları ile genel bir değerlendirme yaptığımızda ise;
Her şey Dahil sistemi birçok kesimin karşı çıkmasına, hatta bazı turizm işletmecilerini merdivenaltı üretimine yönlendirse de artık sistem olarak oturmuştur
Euro bölgesini de etkisi altına alan Global krize rağmen Avrupalı tatilinden vazgeçmemiş ve Almanya’dan bize gelen turistler birinciliği bu yıl da almış, Almanya’yı Rusya izlemiştir. Geçen sezon Yunanistan ve İspanya’ya yönelen bazı Rus turistler yeniden “Antalya” demenin mutluluğunu yaşadılar bu sezon…
Antalya ve bölgesinde başta Alanya-Antalya yolu olmak üzere, yağmur suyu drenaj kanalları ve diğer altyapı çalışmaları sorunu; hem devletin yatırımları, hem de bölgelerdeki hizmet birlikleri aracılığı ile büyük ölçüde çözüme kavuşturulmuştur.
Gazipaşa havalimanı meselesi bu yıl da gündemden düşmemiş, Alanya halkının ve turizmcilerin heyecanını, büyük uçakların inişine uygun olmadığını söyleyen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın kızdırdığı Alanyalılar, bu kez Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın TÜROFED Kongresinde yaptığı konuşma ile adeta şoke olmuşlardır. Bu sorunun yerel imkanlarla çözümü mümkün olmaması, Gazipaşa’nın işletmesini alan TAV’ın yatırıma yanaşmaması ve Antalya Havalimanı işletmecilerinin de müşteri kaybetmemek arzusu bu sorunun gündemden düşmeyeceğini göstermektedir.
Başbakan sadece Alanyalıları değil, Antalyalı turizm yatırımcıları ve işletmecilerini de biraz üzmüştür. Yatırım desteği isteyen yatırımcılara Doğu ve Güneydoğu’yu işaret eden başbakan, işletmecilerin KDV indirimi konusundaki isteklerine de “Verdik de ne oldu” diyerek, sanki kaybettikleri Büyükşehir seçimini hatırlatmıştır. Yani Başbakan’ın Antalya’ya kızgınlığı sürmektedir. Bunun bir başka yorumu da Hükümetin Güneş, deniz ve tatil turizminden desteğini çektiği şeklindedir.
Kış sezonunda otellerin büyük bir bölümünün kapanması, zaten var olan işsizliği artırmıştır. Uzmanların ifadelerine göre Antalya bölgesinde, şimdilerde “Ne iş olsa yaparım” diyen çoğu vasıflı 300 bine yakın turizm işçisi iş aramaktadır.
Kış sezonuna giriş bazı otelleri de sıkıntıya sokmuş, 1,2 milyar dolarlık yatırımla adını dünyaya bir kez daha duyuran Azeri Asıllı Rus işadamı Telman ismailıov’un Mardan otelinin 4,5 milyon lirayı bulan borcu nedeniyle elektrikleri kesilmiştir.
Rixos grup ile Avrupa’nın en büyük seyahat acentası TUİ, Antalya bölgesinde otel almayı, kiralamayı sürdürmektedir. TUİ’nin sezona Türkiye’de 15 yeni otelle girmeye hazırlanırken, Fettah Tamince’nin Rixos grubu Sheraton Antalya’nın işletmesini almıştır. Tamince her ne kadar yalanlasa da, Mardan otelin işletmesini alacağı yönünde dedikodular vardır.
TÜROFED Kongresi ile yeniden alevlenen meslek örgütleri arasındaki kavga, TÜROFED ile TUROB arasında yeniden alevlendi. TÜROFED yönetimine TUROB’dan kimse girmedi. Başbakan’ın çıkışını da fırsat bilen TUROB yöneticileri TÜROFED’in şehir otelleri ile ilgilenemediğini söyleyerek Meslek Birliği yasası’nı yeniden gündeme getirdi.
2010 yılında başta THY olmak üzere Antalya Merkezli SunExpres ve SKY Havayolları’nın programları ile Antalya’ya direkt seferlerin düzenlenmesi turizmin gelişmesine müthiş bir ivme kazandırdı. Bu yıl da bu uygulamanın artarak ve gelişerek devam etmesi gerekiyor.
Bu yıl bir de turizm sektöründen sağlanan gelirin bir kısmının da kentlere yansıması ve turistik kentlerde ticaretin gelişmesini sağlama konusunda turizmcilerin yerek yönetimlerle işbirliği yapması ve kentlerde, özellikle Antalya merkezinde yeni cazibe merkezlerinin oluşturulması da gerekiyor.
“Turist nasıl olsa geliyor. Tanıtıma ne gerek var?” düşüncesinden acilen kurtulmamız ve tanıtım faaliyetlerine şimdiden başlamalıyız. Antalya ve bölgesinin önemli turizm fuartlarına birlikte hareket ederek katılması, bugüne kadar göz ardı edilen medyaya da biraz daha önem verilmesi gerekir diye düşünmekteyim.
Bu vesile ile tüm turizm camiasına mutlu yıllar dilerken, bereketli bir 2011 temenni ediyorum…