Rusya’ya önemli miktarda yaş meyve ve sebze ihraç ediyoruz ama sıkıntılarını gelin bir de bizim ihracatçılara sorun. İhracatçı adeta ağlama duvarına döndü. Hele son olay, birçoğunu da çileden çıkardı…
Ne mi oldu?
Bakın dinleyin hikayeyi…
Rusya bizim ürünleri sınırından geçirirken hemen her ay yeni bir formalite çıkarıyor. Bunlardan belki haklı olarak en büyük sıkıntı yaratanı da ürünlerin analiz raporları. Haklı olarak diyorum, hangi
Ülke olursa olsun satın aldığı ve halkına yedireceği sebze ve meyvenin sağlıklı olmasını isteyecektir. Nitekim bizimkiler rünlerine garanti vermenin ötesinde analiz raporlarını da eklediler. Ancak bu kez Rusya Türkiye’deki laboratuarlardan alınan analiz raporlarını zaman zaman kabul etmemeye ve ürünleri geri göndermeye başladı.
Evveallah Türk’üz bizde çare tükenir mi? Hemen yeni bir formül geliştirerek Rusya’nın analiz raporu ve diğer teferruatları istemediği Bulgaristan üzerinden ürün göndermeye başladık. …
İşler tıkır tıkır giderken
Evet gerçekten işler tıkır tıkır giderken, Rusya bu kez Bulgaristan üzerinden gelen ürünlerden hangileri Türk menşeli bunları tespit etmeye ve geri göndermeye başladı. Rusya bu durumu nereden anladı biliyor musunuz?
Sıkı durun?
Bizim Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız Rusya’ya resmi bir yazı yazarak durumu bildirdi ve Bulgaristan üzerinden gelen Türk ürünlerinde herhanmgi bir sorun çıkması halinde sorumluluk kabul etmeyeceğini bildirdi. Sizin anlayacağınız bizim bakanlığımız kendi ihracatçısını bir başka ülkeye şikayet etti.
“Pesssé değil mi? Bu da oldu maalesef. Yaş sebze ve meyve ihracatçısı şimdi pirincin taşını ayıklamaya çalışıyor…
Atatürk’e saygı
Atatürk’ün de bir süre kullandığı ve bu özelliği nedeniyle tarihi bir değer taşıyan Savarona Yat’ında olup-bitenleri bilmeyen kalmadı. Karasularımızda 18 yaşından küçük Rus kızlar ile Rusya’dan Rus ve Kazak zenginlerini Savarona yatında buluşturan uluslar arası bir şebekeye Jandarmamız baskın verdi ve günlerce kamuoyumuzu bu konu meşgul etti.
Büyük Atatürk’ün manevi kızından Kültür ve Turizm Bakanına kadar bu konuda herkes açıklama yaptı, olayı kınayanlar, hatta yatı 49 yıllığına kiralayan zat-ı muhteremi de kınadılar.
Sonuçta tembihli oldukları için Jandarma ve Savcılıkta hiç konuşmayan birbirinden güzel 8 hatun sınır dışı edilirken, aralarında bizim Fettah Tamince’nin eski ortağı ve Mardan Otelimizin sahibi ünlü Azeri işadamı Telman İsmailov’un arkadaşı Kazak Asıllı Türk işadamı Tevfik Arif’in de bulunduğu 6 kişi çete oluşturarak kadın ticareti yapmaktan tutuklandılar.
Bana sorarsanız işlenen bu suç bu kadar kıyamet koparılacak kadar önemli bir olay değil. Hergün dünyada binlercesi olan sıradan bir olay. Ama Atatürk’ün Yat’ı söz konusu olunca önem kazanıyor.
Peki Atatürk sevenler, Atatürk’ü yere göğie konduramayanlar, Ruslara Atatürk’ün yatında kötü işler yaptıkları için kızanlar Savarona yatı ne yapacağı belli olmayan bir işadamına kiralanırken neredeydiniz? Hele adında Kültür ve Turizm yazan Bakanlık Savarona yatını İstanbul’da Dolmabahçe Saray’nın önüne demirleyip, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk bu yatta kaldı” diyerek bir müze açamaz mıydınız?
Peki şimdi ne demeye konuşuyorsunuz? Size tek bir şey söylenir:
Hadi oradan takiyyeciler…