Siyasilerimizin iki lafından biri, Türkiye’nin örnek bir hukuk Devleti olduğunu söylemeleri. Ama uygulamalara bakınca, özellikle yine siyasetçilerin yarattığı gerilim ortamı ve mahkemelerden çıkan kararlar hiç de bunu göstermiyor.
Önceki gün Anayasa Mahkemesi’nin 57. Kuruluş yıldönümü kutlandı. Seçimle başlayıp Kılıçdaroğlu’na yumrukla zirveye çıkan siyasi gerilim, AYM töreninde biraz yumuşadı, Erdoğan ve Kılıçdaroğlu tokalaştı. Kılıçdaroğlu; Adalet Bakanı Gül ve Milli Savunma Bakanı Akar’la da ayaküstü görüştü…
Bir tokalaşmalarına bile sevinir hale geldik,”halk bunu istiyor” diye seviniyoruz. Bizi kavgasız, gürültüsüz, nifaksız, hilesiz, özgür bir yönetim anlayışının düzlüğe çıkaracağına inandığımız için seviniyoruz.
***
Evet Anayasa Mahkemesinin kuruluşunun 57. Yılını kutladık. AYM Başkanı Zühtü Aslan; “Yargı sadece Yasama ve Yürütmeye karşı değil, aynı zamanda her türlü paralel yapı ve oluşuma karşı da bağımsız olması gerekir. Hakim aklını başkasına emanet edemez” dedi.
Çok doğru… Hukuk herkese karşı bağımsız olmalıdır…
Şimdi bu sözlerde Yasama ve yürütme derken kastı Cumhurbaşkanımız Erdoğan olmalı. Ya her türlü paralel yapı ve oluşumdan kastını pek anlayamadım. Belki başkanın bu sözlerine değil ama yargıyı genel olarak sorgulayan eski AYM Başkanı, benim Üniversiteden okul arkadaşım Haşim Kılıç sözleri ile açıklık getirdi. 2015’de emekli olan ve 3 yıllık sessizliğini bozan Kılıç, hükümeti şöyle eleştirdi; “Bu arkadaşlar ne hukuk kuralı bıraktı, ne de ahlak…”
Fevkaladenin fevkinde…
***
Bir yanda bunlar konuşulurken, diğer yanda el âleme bizi rezil eden gazetelerin başlıklarına bakın:
- Radyo Televizyon üst kurulu, TGRT Haberde yayınlanan Medya Kritik Programında Sözcü’nün şikâyetini sonuçlandırdı: Sözcü ve yazarları için; ”it, köpek, morfinlenmiş, haysiyetsiz, ahlaksız, fosseptik çukuru, bidon kafa ve pespaye” sözlerini “ifade özgürlüğüdür” diyerek ceza vermedi.
- Devlet fabrika yaptırmak yerine 9 milyar liralık bir yatırımla 48 cezaevi yaptırıyor… Çünkü cezaevleri doldu, ihtiyacı karşılamıyor.
- Dışarıda “Türkiye’de tutuklu gazeteci yok” diyorlar, sadece gazetecilik görevlerini yapmalarına rağmen FETÖ’cülükle suçlanıp hapis cezalarına çarptırılan 8 Cumhuriyet çalışanı hakkındaki 1 yıl 23 günlük hapis cezaları kesinleşti.
- FETÖ’den Antalya’da görev yaptığı 20092012 yılları arasında gizli dinleme yaptığı, sahte belge düzenlediği gerekçesiyle yargılanan ve beraat eden eski Emniyet Müdürü Ali Yılmaz, tekrar gözaltına alıp 2 gün Müdürlük yaptığı emniyette tutuluyor ve savcılık serbest bırakıyor, ama asıl FETÖ’cüler ya ortalıkta dolaşıyor, ya da yurt dışına kaçtılar…
- Adamın biri sosyal medyada İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde, almış mikrofonu eline, bir başkası video çekiyor…Diyor ki; “Ben Büyükşehir Belediyesi’nde çalışıyorum ama Ekrem İmamoğlu’nu Başkan olarak kabul etmiyorum” Bu sözleri söyleme cesaretindeki keçi sakallı beyefendi Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden İSPARK’ın Müdürü…
Bütün bunların sebebi, iyi bir hukuk Devleti oluşumuz mu? Yoksa hukuksuzluğumuzun işareti mi? Ben bilemedim, yorumu sizlere bırakıyorum…