Bana mı öyle geliyor, yoksa gerçekte de bu seçim; seçilecekler dışında kimselerin umurunda değil mi? Sizlerin bu konuda ne düşündüğünüzü bilmiyorum ama, 12 Haziran’da yapılacak genel seçimler liderler üzerinden yol alıyor.
Lider konuşuyor, diğerleri ve özellikle taşradaki adaylar liderin söylediklerini tekrarlıyor.
Bu seçimlerin bir başka özelliği de ekonominin ön plana çıkması… Anayasa değişikliği ve de Kürt açılımı meselesi ise kızgınlıklara ve kavgalara zemin hazırlıyor. Öyle bir nokta ki; Devlete isyan bayrağını çeken malum parti ve taraftarları Devlete İtaatsizlik gösteriyor, Devlet ya da devlet güçleri bazı yerlere giremiyor. Bol keseden atan siyasetçiler bazı şehirlere gidemiyorlar.
Adeta kahraman yapılan Öcalan canisini kahraman yapanlar, bırakın kendisine yapılan 5 yıldızlı otel ayarındaki odaları, avukatlarına bile yeni tekneler alan, istediği zaman istediği demeci veren, tehdit eden, dağdaki canilere ve emrindeki partiye talimatlar veren ve o’nun isteği ile bu Koca devletin hakim ve Savcıları ile dağdaki eşkiyayı sınırda karşılayan ve bunun adına da “Demokratik açılım” diyen zihniyete sandıkta bu halk ne cevap verecek acaba?...
“Mısır gibi mi olur, Suriye gibi mi olur?” veya “Buram buram kan kokan bir Sürece giriyoruz” diyen, daha da ileri gidip, “Devletle olmuyorsa, halkımız kendi demokrasisini kuracaktır” diyebilen bir parlamentere ne söylenebilir ki?
İşte bunun için de sandık bir ilaçtır.
Bu millet sandık ilacını her zaman tedavi edici kullanmıştır, şimdi de kullanacaktır…
***
Ne kötü bir durum değil mi?
Bu meseleyi bu hale getirenler, ülkeyi bölmeye çalışanlar, çanak tutanlar, adına “Demokrasi” ve “Basın Özgürlüğü” diyerek ihanet içinde olanlar, Anayasa’nın değişmez ilk üç maddesini değiştirme konusunda artık rahat rahat konuşanlar ve bunun adına da “Demokrasi” diyenler elbet sandıkta cevaplarını alacaklar.
***
Bu seçim öncesi gündemi belirleyen bir önemli husus da, liderlerin sanki bir daha yüzlerine bakmayacak kadar belden aşağı vurmaları. ağza alınmayacak sözler, özel hayata ve aile kurumunu hiçe sayan eylemler ve sözler sanki halkı çok mutlu ediliyor. Halk kızıyor aslında bu kavgalara...
***
Adamlar birbirlerine hakaret ederken suratlarının halini görebiliyor musunuz? Adeta canavarlaşıyorlar… Çirkinleşiyorlar. Bağırıp-çağırarak savurdukları tehditler aslında kendilerini bile korkutmuyor. Halk da inanmıyor artık siyasetçilere…
Nasıl inansın ki;
Hepsi seçimler önce başta Anayasa olmak üzere, Siyasi Partiler Yasası’nı, dokunulmazlık meselesini, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde görülmeyen baraj yanlışlığını değiştirip düzelteceklerini söylerler. Şimdi adama sormazlar mı?:
“Sen 9 yıldır tek başına iktidardın, salt çoğunluğu da verdik sana. Sözde demokrasi ve vatana hizmet nutukları atarken bunları niye yapmadın?”diye…
Soracaklar tabi, sandıkta…
***
Sözün başında vatandaşın bıçağı kemiğe dayandığı için seçim heyecanı yaşanmadığını söylemiştim. İşte sandıkta verilecek ders için katılımın yüksek olması lazım. Türkiye genelinde durum böylemidir bilemiyorum ama, bizim bölgede kırgın, kızgın, mutsuz, listeleri beğenmeyenleri topladığınızda seçime katılımın az olacağı işareti geliyor. Ama bu kez farklı. Bizim Aslan Sosyal Demokratlar kime kızarlarsa kızsınlar bu kez piknik yerine sandığa gideceklerdir, buna yürekten inanıyorum
Çünkü seçime katılımın azalması halinde bunun kimin işine yarayacağını daha sonraki bir yazımda dile getireceğim…
***
Demokrat Parti (DP) İl Başkanı İbrahim Özcan, eski DYP ve ANAP’a oy verenler, AK parti’nin oyununa gelmeyip oyunu kendi partileri verirlerse yüzde 10 barajını aşabileceklerini söylüyor. DP’ye verilecek oyun çöpe gideceği safsatasının da Ak Parti’nin propagandası olduğunu söylüyor.
Kendisine katılıyorum. Son yerel seçimlerde sadece DYP’nin İl Genel Meclisi oyları ile yüzde 5’ün üzerine çıkan bu birliktelik neden yüzde 10 barajını aşmasın?
***
Geçen hafta iki MHP adayı ile kahvaltıda bir araya geldim. Eski vekil, Emniyet Genel Müdürü ve Vali Kemal Çelik bizim Dostlar Meclisi’nin kahvaltısında konuştu. MHP’nin dördüncü sıra aday Çelik, seçileceğine inanıyor, bunu söylerken de Doğu ilçelerine güveniyor, bununla da yetinmiyor, “Biz Doğu’da başarılıyız, ama batı da bizim” diyor. Kemal Çelik’i siyasette daha olgunlaşmış, geçmişteki hataları ile yüzleşmiş buldum
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve 3. dönem Antalya 1. sıra adayı Prof. Dr. Tunca Toskay ile Yörük Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (YÖSİAD) kahvaltısındaydık. Muhatap genç işadamları olduğu için Tunca Hoca ekonomi konferansı verdi. Ülkenin ekonomik olarak ne durumda olduğunu anlattı. Cari açık ve ithalatla ihracat arasında büyüyen uçurumun ülkeyi kötü günlere götürdüğünü söyledi. “Reçete bizde” dedi.
Genç işadamları ise ülkede istikrar istediklerini, siyasetçilerden kavga istemediklerini, en önemlisi de istikrar sağlanması için koalisyon yerine tek başına bir partiyi tercih edeceklerini dile getirdiler.
Haftanın raporunu verdim sizlere. Antalya’nın kahyası olarak siz patronlarım adına dinliyor, konuşuyor, soruyor ve sizlere rapor sunuyoırum.
Mutlu bir hafta dileğiyle…