Turizmde "her şey dâhil" sistemini yaratarak sektöre adeta bir devrim yaşatan Turizmci Cem Kınay, şimdi yeni bir savla karşımıza çıktı. Yaratıcı Cem Kınay, şimdi, de diyor ki; “her şey dâhil sisteminin biraz dönüşüme ihtiyacı var. Konsept mutlaka değişmeli”
Özetlemek gerekirse;
Türkiye’nin, turizmde dünyanın en önemli ülkeleri arasına girdiğini söyleyen Cem Kınay, 30 yıldır bu sistem sayesinde para kazandıklarını, ancak yeni nesil turistin bu sistemden memnun olmamaya başladığını dile getiriyor. Öncelikle de bu sistemde otelden dışarıya çıkma ihtiyacı olmayan turistin, artık gittikleri bölgelerde yerel yemekleri, yerel müziği aradığını ve insanlarla daha fazla irtibat içine girmek istediklerini, yabancı insanların kültürleriyle tanışmak, tarihi yerleri gezmek istediklerini anlatan Kınay, Türkiye'nin ise yeni gelişen bu trende en uygun ülke olduğunu belirtti.
O zaman karşımıza şöyle bir sorun çıkıyor. Yeni nesil turiste hitap edebilmek için bakanlığımıza ve sektör temsilcilerine önemli bir görev düşüyor. Bir yandan turizmi 12 aya yayarak çeşitlendirmek gerekirken, diğer yandan da "Her şey dâhil ile tarihi, kültürü, gastronomiyi nasıl birleştiririz?" bu sorunun cevabını aramak ve bulmak zorundayız.
Cem Kınay bu sözleri söylemese ben şahsen “Her şey dâhil” sisteminin değişemez olduğu konusunda ısrarcı olurdum. Çünkü dünyada da uygulanmaya başlanan bu sistemi En iyi uygulayan ülke Türkiye, en iyi uygulayan kent ise Antalya oldu.
Ancak görünen o ki yeni arayışlar başlıyor. Denizi ve güneşi satmak devri de bittiğine göre, daha çok para kazanmak için,” Hep bana hep bana” yerine, “Pamuk eller cebe” deyip, ortak ARGE çalışmalarına başlamak gerekiyor.
Bunun için öncelikle misafirlerimizin çoğunluğunu oluşturan Almanlar ve Ruslar arasında anket çalışmaları yapıp, sistemde neleri beğeniyor, neleri beğenmiyorlar tespit ederek işe başlamalıyız.
En önemlisi de esnafımızın da yüzünü güldürecek bu yeni arayışlarda, kent yaşayanlarına,
Kenti yönetenlere ve en önemlisi kendilerine çeki düzen vermeleri gereken esnafımıza iş düşmektedir.
Bu yeni anlayıştaki turist, beş yıldızlı tesisten çıkıp şehre gelecekse beş yıldızlı lokanta, beş yıldızlı mağaza ve eğlence yerleri arayacaktır. Bu halimizle turiste ne satacak, ne yedirip- içirecek, nerede eğlendireceğiz. Bir defa, hepsi birbirinin aynı, hanutçuluk yapan ve aynı imitasyon ürünleri satan mağaza diyemiyorum, dükkanların Kaleiçi’nden başlayarak hemen kapatılması, marka ürünler satan AVM’lerdeki Mağazaların şehrin her yerinde olması lazım.
Artık turisti koyun sayar gibi saymaktan bir vazgeçelim, kalitemizi artıracak sayılarla uğraşalım.
Cem Kınay’a hepimizin teşekkür etmesi lazım. Hükümetimizin de Cem Kınay, Hüseyin Baraner gibi bu işe kafa yoran, üreten, birikim sahibi insanlara sahip çıkması da önem taşıyor…