Çok hareketli geçen propaganda döneminin ardından sandığa giden 50 milyonun üzerindeki seçmen tercihini yaptı. Milli irade; kırmadan, dökmeden, kavgasız, gürültüsüz oluştu. En önemlisi ise hangi siyasi parti değil, demokrasi kazandı. İnsanlar oy kullanabilmenin ve de seçebilmenin zevkini yaşadılar. Sonuçlar ne olursa olsun, bu satırlar yazılırken gerçekten Türkiye’de demokrasi’nin var oluşunu sessiz ve sakin de olsa yaşadık.
Bu seçimde ilk kez tahta yerine şeffaf, sert plastikten sandıklar ve mühür yerine de üzerinde “Evet” yazan kaşeler kullanıldı.
Sabahın erken saatlerinde sandık başlarındaki kalabalık ve heyecan, kuyruklar oluşmasına yol açtı, ancak ilerleyen saatlerde bu heyecan yerini sakinliğe bıraktı, kent merkezinde katılım, kırsala göre yüksek oldu.
Sandıkların açıldığı ilk dakikalarda Doğu ve Güneydoğu ile Anadolu’da AKP yüzde 50’nin üzerinde oy toplarken, CHP’de oy oranının yüzde 20’ler, MHP’de ise yüzde 12’ler civarında olması iktidar partisinde erken kutlamalara yol açtı.
Yeni CHP olgusu neden tutmadı
İlk dakikalarda alınan sonuçlara göre oy kaybına uğraması beklenen Ak Parti’de tam tersi oy artışının yaşanması, Baykal’sız yeni CHP’nin ise oy patlaması yapması beklenirken Ak Parti’nin çok gerilerinde kalması, MHP’de yüzde 18’ler beklenirken adeta baraj sıkıntısı yaşaması siyaset bilimcileri bile şaşkına çevirdi.
Bütün bu sonuçlar yeni CHP’nin bazı kesimler tarafından birinci parti olması beklenirken; bu durumu akıllara Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim sürecindeki vaatlerinin inandırıcı bulunmaması gerçeğini ortaya koydu. Bütün bunlara rağmen Baykal dönemine göre, ya da bir önceki seçime göre CHP’nin oyundaki artışı da yeni CHP anlayışına ve Kılıçdaroğlu’na bağlamak lazım…
Antalya’da durum
Baykal’ın liste başı olduğu ve tüm 14 kişilik listeyi de Baykal’ın yaptığı Antalya’da bile ilk dakikalarda Ak Parti’nin birinci parti görünmesi yine herkesi şaşkına çevirdi. Ancak CHP’nin bu başarısızlığının sebepleri Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın kendi ağzıyla söylediği gibi, “Şayet Antalya’da bir başarısızlık olursa bunun sebebi başta ilk teşkilatı, sonra listeyi yapanlar (Baykal) ve sonra da bizim yani belediyelerin hatasıdır” dediği gibidir.
“Ben bu işi bilirim” ukalalığı yapmak istemiyorum ama, daha temayül yoklamalarının yapıldığı dönemde Antalya’da AK Parti’nin birinci parti olacağını yazmıştım. O kadar disiplinli çalışıyorlardı ki, teşkilat ile Menderes Türel arasında süren gizli kavganın dışında hiçbir sorunları yoktu. Başbakan Recep Tayip Erdoğan bu gizli kavgayı da teşkilattan iki ismi, eski il Başkanı ve eski Kadın Kolları Başkanını listede seçilebilir noktalara koyarak tereyağından kıl çeker gibi çözdü ve birlik beraberliği yeniden kurdu.
Oysa CHP’de listeler açıklandığı tarihten itibaren kavgalar başladı. Genel merkezin listede olmasını istediği başta bazı parti meclisi üyeleri ve Antalya’da sevilen bazı isimler aday adayı olmalarına rağmen listelerde yer bulamadılar. Baykal, birleştirici değil, parti teşkilatını kızdıran bir liste yaptı ve genel merkeze emrivaki yaparak kabul ettirdi. “Yiğidi öldür hakkını ver” seçim süreci boyunca en çok çalışan aday yine deniz Baykal oldu. Antalya’yı karış karış gezdi ve oy istedi. Ancak kendisini yönlendiren ve programlarını yapan il teşkilatı zaman zaman kendisini yanılttı. CHP’li Belediyelerde başkanların kavgaları işin tuzu biberi oldu, listenin dördüncü sırasındaki adayla ilgili tüm kadınları kızdıran mahkeme kararları ise bomba etkisi yaptı. Bütün bunları üst üste koyduğumda dilim varmıyor ama, halkın onca güvenine ve de Kılıçdaroğlu sempatisine rağmen CHP Antalya’da adeta kazanmak istemedi.
Hafta içinde bu sonuçlar çok tartışılacaktır ama, bana göre durum budur…
Demokrasi adına, özgürlükler adına, bu ülkenin bağımsızlığı bve bölünmez bütünlüğü adına hayırlı olsun…