“Antkart gitti, Halkkart geldi”
Henüz Halkkart gelmedi ama, bu slogan, kentin çeşitli kesimlerinde, Büyükşehir Belediyesinin bilboordlarında ve de afişlerde yer alıyor. Adeta bayram kutlaması gibi bir şey…
Yaşasın Ankart gitti… Şimdi Halkkart geldi (!)…
Henüz ortada yok ama peki “Ne değişecek?” diye soranlar var.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’a göre, belediye Halkkart uygulaması ile sayıları 850’yi bulan otobüsçü ve dolmuşçu ile muhatap olmak yerine tek bir şirketle görüşecek.
Yani Akaydın’ın kafasında dolmuşçu ve otobüsçülerin de katkı verecekleri bir şirket kurulmasını sağlamak ve ulaşım işlerini de bu şirket marifetiyle yaptırmak gibi bir formül var. Ortada bir sorun mu var, şirketin yönetimi ile oturup bu sorunu çözmek istiyor.
Tabii ki bu şirket de ANKART’da olduğu gibi verdiği hizmetin karşılığı bir komisyon alacak. Bu komisyonun oranı eskiden olduğu gibi yüzde 11’mi olacak? Yoksa daha mı düşürülecek, ya da sahipler aynı zamanda taşıyıcı olacağı için fark etmeyecek mi bunlar herkesin kafasındaki sorular.
Bu sorular yakında cevaplarını bulacak, ancak benim merak ettiğim şirket yapılanması. Örneğin Şirkete belediye de ortak olacak mı?
Şirketin hisse dağılımı nasıl olacak?
Yakında hizmete girecek olan raylı sistemin tramvayı da bu sisteme dahil olacak mı?
Vatandaş bir bilet ya da Halkkart ile bir saat içinde (Eskişehir’de olduğu gibi) hem tramvaydan, hem de otobüsten yararlanabilecek mi?
Bütün bu soruların yanıtlarını alabilmek için şirketin ana sözleşmesinin bir an önce hazırlanması, en önemlisi de kimlerin ortak olacağının bilinmesi lazım.
Adında Halk Varsa ben de halkım
Şimdi bu kart’ın ve de şirketinin adı konusunda tereddüt yok. Sosyal demokrat bir belediye olarak adını Halkkart koyduğumuza göre, bu iş de halkın olacaktır. Ben bir halk bireyi olarak kurulacak bu şirkete ortak olmak istiyorum. Hisse miktarı ve de oranı çok da önemli değil. Ben bu ortaklığı aslında otobüs ve minübüsçüleri ortak kimliği ile denetlemek istiyorum. Bilet mi kesmedi, cebine mi attı, kartı mı makinesinden geçirmedi, hemen tepesine binip sebebini soracağım.
“Sen kimsin be kardeşim?” dediğinde de ortaklım kimliğimi alnına yapıştıracak ve o’nun patronu olduğumu söyleyeceğim.
Bu gerekçelerimden sadece biri. Aslında kurulacak şirketin halka açık bir şirket statüsünde olması, isteyen herkesin belli hisse sınırlaması getirilerek ortak olabilmesi çoğulculuğu ve katılımcılığı sergileyecek, kentin en önemli sorunu olarak karşımızda duran ulaşım sorununa böylece bu kentte yaşayan her birey katkı verecektir. Her biri bin TL nominal bedelli hisselerden oluşacak halk şirketi, profesyonel yöneticilerle bu işi başarı ile götürecek, şirketin sahipleri otobüsçüler, dolmuşçular ve de halk bu işi elbirliği ile çözecektir. İşte böyle bir şirkete bir hisse ile ben de ortak olmak istiyorum.
Kimbilir bakarsınız bu yatırımla, ileride bir otobüsüm bile olabilir…
Günün Sözü
Bir insana iyilik etmek istersen ona balık verme! Balık tutmasını öğret.
Çin Atasözü