Gün geçmiyor ki sokakta karşılaştığımız insanlar gördükleri aksaklıkları bize anlatmasınlar. Gazeteciye sorun çözücü gözü ile bakmasınlar.
Aslında şahsen bu durum beni gururlandırıyor. Vatandaşın sıkıntılarını gündeme getirerek, çözüm konusunda yardımcı olmak ayrı bir haz veriyor.
Kimi otobüslerin mahallesine zamanında gelmemesinden, kimi sokağında ruhsatsız çalıştırılan ve çevre kirliliği ve gürültüsü yaratan işyerinden, kimi sokak lambalarının yanmamasından yakınıyor. Bir kurtarıcı gibi görüyorlar bizi.
Aslında hepsinin amacı çağdaş bir yaşama kavuşmaktır. İnsanca yaşamaktır.
Tedavi için gittiği hastanede azarlanmadan, itilip-kakılmadan, bir film için 6 ay sonraya gün verilmeden, ‘daha iyi doktora muayene olursan, şu kadar para ödemen lazım’ sözünü duymadan tedavi olabilmek ister benim halkım…
Devletim o’na verdiği, herkese eşit eğitim hakkını tartışmasız kullanmak ister. Çocuğunu istediği okula kaydettirebilmek, bir öğrenci velisi olarak salt bağış yapamadığı için kendisine hademe muamelesi yapılmamasını, çocuğunun ezilmemesini ister benim halkım…
Otobüse, ya da dolmuşa bindiği zaman şoför tarafından azarlanmamak, yaya geçidini kullanırken, araçların tacizine uğramamak ister,
Çarşıda-pazarda, hatta esnafın kendisini kandırmamasını, sahte ya da çakma ürünlerle kazıklanmamayı ister,
Yasaların ve Mahkemelerin tüketici olarak kendisine verdiği hakları sonuna kadar kullanmak, bu kararlara rağmen bankaların kendisinden kredi kartı aidatı adı altında para almasına gönlü razı olmaz;
Elektriğinin kesintisiz yanmasını, sokağında çirkin görüntü oluşturan çöplerinin zamanında alınmasını, sadece seçimden-seçime hatırlanmamak, birey olarak kendisine değer verilmesini ister;
Aslında çok şey istemez benim halkım. Her zaman kendisine verilenle yetinir, tamahkar değildir. Garibandır. Devlet ‘’Baba’ dır o’nun için ve babaya saygısızlık etmez. İstediği tek şey birey olarak hatırlatmak ve babadan sevgi görmektir.
***
Bütün bunlar Antalya’nın yeni Valisi Dr. Ahmet Altıparmak’ın görevinin 6. ayında gazetecilerle düzenlediği sohbet toplantısı anımsattık bize. Üstelik şu sözleri ile beni umutlandırdı:
“İnsan odaklı, çözüm odaklı, her vatandaşa eşit kamu hizmeti vermek bizim birinci görevimiz. Bunun gayreti içindeyiz, olacağız, vatandaşımızın emrindeyiz”
Vali Altıparmak, henüz Antalya’da yeni olması, kenti ve insanları tanımaya yönelik çalışmalarını tamamladıktan sonra kenti meselelerine kesin çözümler üretilmesine öncülük edecektir. Kimsenin etkisinde kalmadan, her vatandaşa eşit ve tarafsız, sonunda çözüm olacak çok iyi hizmetler verecektir. Sizlerin sesi-kulağı ve temsilcisi olarak Vali Altıparmak’ın kısa süre sonra bir orkestra şefi gibi kenti yöneteceğine inanıyorum…
***
Üniversiteye nasıl gidersiniz?
Geçenlerde ANSAN’da otururken, Hüseyin Çimrin ve bir grup arkadaş Akdeniz Üniversitesi’ndeki bir fotoğraf sergisinin açılışına gitmek istedik. 5 ya da 6 kişi olduğumuz için taksi yerine toplu taşıma araçlarından birini tercih etmek istedik. Bilenlerin tavsiyesi ile ANSAN’dan Muratpaşa Camiine kadar yürüdükten sonra Melli İş Merkezi arkasındaki durakta otobüs ya da dolmuş beklemeye başladık. Şoförlere sorduk, durakta bekleyenlere danıştık üniversiteye giden 3 otobüs numarası verdiler. Tabi onların numara vermeleri yetmiyor. Tam 55 dakika bekledik ve diğer numaralar 2-3 kez gelmesine rağmen bizimkilerden eser yok. Bu arada serginin açılış saati geçti ve biz de daha fazla beklemeden sergiye gitmekten vazgeçtik.
Ancak toplu ulaşımdaki bu aksaklığı öylesine geçiştirmemek bizim görevimiz. 30 Binin üzerinde öğrencinin bulunduğu Akdeniz Üniversitesine otobüs ve dolmuşla bu kadar geç ulaşılıyorsa, bu öğrencilerin ne yaptıklarını, sabahları okullarına nasıl gittiklerini gerçekten merak ediyorum. Merak ettiğim bir başka konu da binlerce hasta ve yakınının üniversite kampüsü içindeki hastaneye nasıl ulaşabildikleri?...
Bu olay bir gerçeği daha ortaya çıkarıyor. Tramvayın güzergahının yanlışlığını… Bu güzergahın halkı bir yerlere taşımak için değil, 300 milyon dolar harcayarak süs gibi şehirde dolaşması için yapıldığı gerçeği ortaya çıkıyor.
Gel hocam, şayet mümkünse rayları belli yerlerde söküp halkın günlük yaşamında zorunlu olarak gittiği yerlerin birine, örneğin üniversiteye ulaşıma bağlayalım…
TUİ’ye teşekkür
Avrupa’nın en büyük Tur operatörü TUİ’nin davetlisi olarak geçen hafta İstanbul’a gittik. Tamamına yakını Antalya bölgesinden olmak üzere 21 otel TUİ müşterilerinin oyları ile en iyi 100 otel arasına girdi ve ödül kazandı. Ayrıca Almanya’dan gelen 132 gazeteci ve yazara İstanbul tanıtıldı. TUİ’nin 2011 yılı katalogları İstanbul’da görücüye çıktı.
TUİ Avrupa CEO’su Dr. Volker Böttcher, her fırsatta Türkiye’ye ve özellikle de Antalya’ya verdiği önemi anlattı. Bu sezon Antalya’ya 2,5 milyon turist getiren TUİ, 2011’de Türkiye’de 15 yeni otel açacak. TUİ’nin kış rezarvasyonları daha şimdiden yüzde 15 arttı. Her şey Dahil sistemi yöredeki esnafın ve kentlerin yararlanabilecekleri bir konsepte dönüştürmek istiyor TUİ… Bu konuda da çalışmaları var. Turizmde yüzümüzü güldüren TUİ’ye teşekkürler.