ANTALYANIN KAHYASI

Güle güle Alaaddin Yüksel

Vali Alaaddin Yüksel’in bir gün önce Ankara Valiliği’ne atandığı haberleri resmi olmadığı için inanmadım… Daha doğrusu inanmak istemedim. Kolay değil, 7 yılı aşkın süredir bu kent için, sık sık ortak paydada buluştuğumuz, karşılıklı saygı ve sevgiye dayanan bir uzun maratonun sonuna gelmeden yolların ayrılması kolay değil tabi.

Bu satırları yazmaya başlamadan düşündüm önce “Acaba bugüne kadar kaç Vali ile birlikte çalıştım” diye. Gazeteciliğe başladığım Eskişehir’de 10 yılda Mustafa Karaer, Mehmet Saraçoğlu, Münir Güney, Nazif Demiröz hafızamdan hiç silinmeyen isimler oldu. Yunus Emre anma şenlikleri sırasında doğan oğlumun adını daha sonra bakanlık yapan Münir Güney koymuştu ve sadece “Emre” olsun demişti.

1980 başında geldiğim Antalya’daki mülki amirleri saymaya kalktım, tam beceremedim, o yüzden internetten baktım. Kadir Uysal (1979-1981)’dan başlayarak Yılmaz Türktekin (1981-1984), Saffet Arıkan Bedük (1984-1984), Bahaeddin Güney (1984-1988), Erol Tezcan (1988-1991) Saffet Arıkan Bedük (1991-1992),  Saim Çotur (1992-1996),  Hüsnü Tuğlu (1996-2000), Ertuğrul Dokuzoğlu (2000-2003) beni anılardan anılara götürdüler. Hepsiyle birbirinden güzel anılarımız oldu. Ancak itiraf etmeliyim ki 2003 yılından bu yana Antalya’da Valilik görevini yürüten Alaaddin Yüksel’in yeri bir başka oldu. Bu duyguma birçok gazeteci arkadaşım da katılacaktır.

 

O bir Virtiöz

 

Aslında Alaaddin Yüksel için söylenecek o kadar güzel şey var ki. Bu sözleri üst üste koysanız dünyanın en büyük “Sevgi Anıt” larından biri ortaya çıkar.

Bizden önce Emniyet Genel Müdürlüğü ve Trabzon, Balıkesir, İzmir valilikleri yapmış, “2002 Yılı Yaşamda Kalite Ödülü” ile ödüllendirilmiş bir Devlet Adamı… 

Orkestrasını hiç bıkıp-usanmadan aynı heyecan ve disiplin içinde yöneten bir virtiöz…

Görev yaptığı yedi yıllık süre içinde kimselerin göremediği Altay ve Koray Yüksel’in babaları. Matematik öğretmeni, eli öpülesi, “Her başarılı erkeğin arkasında mutlaka bir kadın vardır” dedirten Emine hanımefendinin kocası…

Başarıyı elde etmek için bunların öncelikleri var tabi. Ancak daha önemli şeyler de var şüphesiz…

Konu ne olursa olsun o; öğrencilerine ders verecek bir öğretmen titizliğinde dersine çalışan bir kişi oldu her zaman. Her konuşması adeta bir ders… Başka bir ifade ile dinleyen kitleye adeta konferans veren bir tarz. Ya da bir panelist gibi…

Yaptıkları ile hiçbir zaman yetinmedi. Neler mi yaptı, neler mi dedi;

-          Antalya’da Cumhuriyetin 80 yılında yapılan 8 bin dersliği 7 yılına sığdırdı. Bunların büyük bir çoğunluğunu da hayırseverler aracılığı ile yaptı. Alınlarından öptüğü her hayırseveri, Valiye alnından öptürmek isteyen başka bir hayırsever kuyruğa girdi. Devletten çok, hayırseverlerin okul yaptırdığı Türkiye’nin birinci ili oldu Antalya…

-          İl Genel Meclisi’nin aldığı, İçişleri Bakanlığı’nın da uygun gördüğü kararla valiliğe 179 bin Euro (Yaklaşık519 bin lira) değerinde Mercedes otomobil alımını durdurarak bunun için ayrılan ödeneğin MOBESE sisteminde harcanmasını sağladı.

-          “Yarının tek reçetesi tarımdır” diyerek Antalya’yı bu yedi yılda Turizmin dışında tarımın da başkenti yaptı. Tarımcılara sahip çıktı, teşvik almalarını sağladı, sorunları ile birebir ilgilendi, fuarlara öncülük etti ve bu konuda Expo 2016’yı Antalya’ya kazandırarak Türkiye adına tarihi bir ilke imza attı.

-          Krizleri çok iyi yönetmekle ünlendi. İzmir’de aldığı sarı çizmelerini burada da çıkarmadı. İstanbul’da bir kaşık yağmurla kent felç olurken, felaketlerde iyi bir kriz yönetimi sergileyerek, kenti en az zararla kurtarmasını bildi.   

-          Farklı kültürleri bir araya getirdiği için her zaman değer verdiği spora destek oldu, koyu bir taraftar gibi Antalyaspor’un dev bayrağını Valilik binası önüne asarak, kentte birlik ve beraberliği sağladı. 

-          GAP’dan sonra en büyük Devlet yatırımlarının Antalya’da yapılmasını sağladı, içme suyu ve yolu olmayan köy bırakmadı.  Köydeki sosyal yaşamı güçlendirmek için büyük çaba harcadı.

-          Sokakta yaşayan çocuklar sorununu kurduğu “Sevgi Köyü” bitirdi. Sokakta tinerci çocuk bırakmadı.

-          Engelliler o’nun hep baş tacı oldu. Onların onurlu, topluma yararlı birer birey olarak yaşamalarını sağlamak için çok çalıştı. Onlara arkadaş gibi yaklaştı, şakalaştı, çocuklarla çocuk, büyüklerle büyük olmasını başaran nadir bir Devlet Adamlığı profili çizdi.

-          Kentte okuma yazma bilmeyenler için eşi Emine Yüksel’le birlikte seferberlik başlattı. Okuma-yazma oranının yüzde 90’ların üzerine çıkararak başarılı da oldu. Yine Emine hanımın desteği ile kentteki bayanların ağırlıkta olduğu sivil toplum örgütlerini, “Güçbirliği” çatısı altında toplayıp ortak hareket etmelerini sağladı, paylaşmayı aşıladı.

-          Antalya’yı turizmin başkenti olabilmesi konusunda müthiş bir orkestra şefliği yaptı. Havalimanında turist karşıladı, yurt dışındaki fuarlarla hizmet etti, “Yüzyılın en büyük sektörü turizm sektörüdür” diyerek bu konuda yatırım yapmak isteyen her işadamının elinden tutup bürokrasiyi ortadan kaldırdı. 1 milyonuncu turist Hollandalı Metal ustası ile ailesini çiçeklerle karşıladı, Bu kentte her yıl ulusal ve uluslararası 3 binin üzerinde kongre ve panele ev sahipliği yapmasını sağladı, Turizmde çeşitlilik yaratmak amacıyla başta golf olmak üzere yeni kulvarların gelişmesine katkı verdi. “Yılın Turizm Valisi” seçildi, Yeni Zelanda’da meydana gelen Volkan patlaması sonucu memleketlerine dönemeyen ve mahsur kalan turistlere, en güzel ev sahipliği gösterip,  her türlü sorunlarını çözdü, ücret ödemeden konaklamalarını sağladı.

-          Devletin; aralarında Cumhurbaşkanları, Başbakanlar olan yüzlerce konuğunu Antalya’da ağırlayarak taktirler aldı.

-          Gerektiğinde siyasi tavırlar ortaya koydu, gerektiğinde konuk ettiği Avrupalılarla tartıştı, “Türkiye’nin Avrupalı olup olmadığını kimse tartışamaz” diyerek, AB’ye giriş sürecinde Türkiye’nin net tavrını ortaya koydu.

-          “Kapısında vatandaşın beklediği daire istemiyorum” diyerek mahiyetinde çalışan Devlet memurlarını, her zaman vatandaşın emrine sundu. 

-          Kentin bacasız sanayide de ilerlemesi için çalıştı. Yatırım yapmak isteyen sanayicilere de destek verdi. Sadece bir müracaatla yatırımcıya her türlü desteği veren Vali ünvanını aldı.

Aslında daha neler yaptı neler. Bu sayfalara sığmayacak işlere imza attı. Bütün bunları da yaparken mütevaziliği her zaman ilke edinerek ekibiyle birlikte, değme ressamları kıskandıracak müthiş bir tablo ortaya koydu.

O’nu Ankara’ya gönderdiğimiz için mutlu değiliz. Tam tersi üzgünüz. Şayet Ankara değil de İstanbul olsaydı yeni görev yeri, belki o zaman üzüntümüz sevince dönebilirdi. Olmadı. Hayırlısı olsun… Güle güle sayın Vali… Güle güle… Bu ülkenin sizin gibi Devlet adamlarına ihtiyacı var.  

Yayın Tarihi
14.05.2010
Bu makale 3234 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sayın Erdoğan Kahya nin köşesini takip edenler bilir. Adrasan tartışmalarının yoğun olarak yaşandığı dönemde Kimse Adrasan soruşturmasından bir şey beklemesin adında bir yorum yazmıştım. Vali Yükselin Adrasan konusunda neden bu kadar pasif kaldığını ve mahkeme kararına rağmen, belediye başkanlarını hapis cezası almasına rağmen neden kıyı kenar çizgisi içerisindeki kacak yapıları yıktırmadığının sebebini anlatmıştım. Zaman beni hakli çıkarttı. Vali Yüksel Ankara’ya gidiyor. Adrasanda Kıyı kenar yağmacıları, işgal ettikleri hazine arazilerinin üzerinde yeni bir turizm sezonuna hazırlanıyor. Anlayacağınız Adrasanda değişen bir şey yok. İşgalcilerin yağmaladıkları araziler yanlarına kar kalıyor. Medyada kahraman Vali, Çevreci Vali, vs vs ile anılar sayın Vali mahkeme kararı ile tescil edilmiş 57 binayı bile yıkamadan çekip gidiyor. İşte Valinin gücü bu kadar. Adrasan belediye başkanının gücü Antalya Valisinden daha fazla. AKP nin Valisini, AKP nin Belde Belediye başkanı parmağında oynatıyor. Nerede Hukuk devleti, Nerede adalet. Devletin Valisi birkaç çapulcu yağmacı ile bile mücadele edemiyor. Kaçak yapılaşmaya, işgallere, ranta taviz veriyor. Medyada demeç vermeye gelince bol keseden atıyor fakat is icraata gelince tık yok. Sorunu çözemeden gidiyor yeni Valinin kucağına bırakıyor. Yeni Vali olaya el atana kadar sanırım Adrasan kıyı kenar şeridinde yağmalanmayan yer kalmayacak.

Alihan Gülbay 19.05.2010

ANTALYA VALİSİ SAYIN YÜKSEL ARTIK ANKARA VALİSİ... KENDİSİNİ: 1-BEŞİKTAŞLI DURUŞI İLE 2-AFET GÜNLERİNDE AYAĞINA ÇEKTİĞ İTFAİYECİ ÇİZMESİYLE. 3-ANTALYA'DAKİ MİTİNGLERDE, YÜRÜYÜŞLERDE VE HER TÜRLÜ KİTLESEL EYLEMDE POLİSLE HALKI KARŞI KARŞIYA GETİRMEDİĞİ İÇİN SAYGIYLA HATIRLAYACAĞIM. BİZİM ÜLKEMİZDE COPSUZ, STRESSİZ POLİS RESMİNİ HAYATIN AYNASINA YANSITMAYI BAŞARAN NADİR VALİLERDENDİ. ALLAH İŞİNİ RAST GETİRSİN. ŞAHİN AKÇAP

ŞAHİN AKÇAP 15.05.2010

Vizyonu ve misyonu büyük sevgili sayın Valim sizin, devlet erkanına Antalya 'dan göserdiginiz örnek , tarafsız, vatansever hizmetlerinize ve hizmet askınıza sükranlarımı sunar, ellerinizden öperim...Antalya ve Antalya'lıların malesef boynu bükük.. yolunuz ve ufkunuz her zamanki gibi acık olsun sayın Valim... esen ve ısıklar icinde kalın...

Sedat,Tuac,Almanya 14.05.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!