ANTALYANIN KAHYASI

''Çivisi Çıkmış Dünya''

Aslında ben, son günlerde olup-bitenlere bir bakınca genelde söylediğimiz gibi, ''Yahu bu dünyanın çivisi çıkmış artık, neresinden tutsan eline geliyor'' diyecektim ki; Türk okurunun daha çok tarihsel romanları ile tanıdığı Amin Maalouf'un ''Çivisi Çıkmış Dünya'' adlı kitabı elime geçti.

Maalouf, bu kez "medeniyetler çatışması" adı altında kuramsallaşıp yasallaşan ve dünyadaki bütün kültürler ve halklar için felakete yol açacak politikaları eleştiriyor.

Yazar, yaşamın devamlılığının olmazsa olmazı olarak gördüğü hoşgörü çığlığını yeniden duymaya davet ediyor insanlığı...

Çivisi Çıkmış Dünya bir yandan küresel ısınma, enerji kaynakları ve doğal felaketlerle, bir yandan da yanlış ve çıkarcı politikaların doğurduğu ekonomik ve siyasal krizlerle mücadele eden insanlık için bir yol haritası... Kitabın satır aralarında Amerikan politikaları, Avrupa Birliği, 20. yüzyıl Arap siyasi tarihi ve Türkiye'den bahsediliyor.

Maalouf'un bu eseri, her şeye rağmen birbirimize saygı duymayı ve birlikte yaşamayı başarmak isteyenler için bir tür pusula.

Çivi meselesine geri döndüğümüzde bu meseleyi bizim gazetelerde okuduğum haberlerden sizlerle paylaşmak istiyorum.

                                                                                             ***

Sabah Gazetesi manşeti : ''Paralel gizlenmese Hrant ölmezdi'' Sözler kime ait biliyor musunuz, dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir. Sözde Sabah'a çok ilginç açıklamalarda bulunuyor. Yakında suikastlar davasını paralel'e yüklemek için de tanık kürsüsüne çıkarsa hiç şaşmayın. Ama aynı gazete ya da röportajı yapan gazeteci kendisine sormuyor...

 - O dönemde sizin göreviniz neydi? Peki paralel'i kim gizledi? Bu kişiler senin emrindeki memurlar değil miydi? Yoksa paralel'i gizleme görevi size mi verildi?. Paralel ile o dönemde hükümetin arası ballı-badem değil miydi?  Siz emirleri kimlerden alıyordunuz? Şimdi ortaya çıkıp kahramanlık taslıyorsunuz. Sizin utanmanız yok mu?

                                                                                            ***

Paralelcilerin seçilmelerini sağladığını sağır sultanların bile bildiği yöneticiler; şimdilerde dün velinimetleri olan paralelcileri, bugün görevlerine son vererek prim yapma peşinde koşuyorlar. Birlikte yola çıktıkları, birlikte yağmur altında ıslandıkları yol arkadaşlarına ihanet ediyorlar. Bunun hesabını, kul hakkını nasıl ödeyecekler acaba?

                                                                                                ***

Dört birbirinden değerli bakanımızın yolsuzluk yaptıkları iddia ediliyor. Biraz iddiayı da aşıp, belgeleri ile haklarında fezleke hazırlanıyor. Tüm sorunlarımızın tek çözüm yeri TBMM'de iddiaları soruşturmak için komisyon kuruluyor. Komisyon üyelerine fezlekelerin dağıtılması beklenirken, Savcılıktan gelen üst yazının ekinde ''Fihrist/İçindekiler'' listesi olmadığı gerekçesiyle fezlekeler Cumhuriyet'in Savcılarına geri iade ediliyor. O dört bakan ne mi yapıyor, sırıtarak, komploya uğradıklarını söyleyerek, elleri havalarda birleşmiş pozlar vererek, utanmadan-arlanmadan çaldıklarına yenilerini eklemeye devam ediyorlar.

                                                                                                       ***

Henüz çok genç. Hatta Türkiye'nin en genç meclis üyesi olduğu söyleniyor. Siyaseti bilmiyor bu yüzden. Ona söyleyeceklerini dikte ettiriyorlar, o da ''Hizmet aşkı için CHP'den AKP'ye geçtim'' diyor. Hadi sen gençsin, tecrübesizsin ama bu sözlerine çocuklar bile gülüyor Önder Öner...  Bu bitmez, tükenmez hizmet aşkını muhalefette yapamaz mıydın? Bak yeni il başkanının menfaat iddialarını yalanlıyor, ben de ateş olmayan yerden duman tütmez desem ne yapacaksın? Ön seçim istiyorsunuz, listenin başına oturuyor mangalda kül bırakmıyorsunuz, sonrasında yaptığınız hiç yakışıyor mu? Daha gençsiniz, yarın çocuklarınıza nasıl hesap vereceksiniz o'nu düşünün...

 Bir de düşünmesi gereken birileri daha var. O da kendi partisi ve yöneticileri... "Biz nerede yanlış yaptık?'' sorusunu hiç kendilerine sormaya niyetleri yok...

                                                                                                   ***

Batı Çevre yolu. Siyasetçilerin çıkmaza soktukları, şehrin ulaşım sisteminin adeta çökmesine sebep olan ve bir türlü rant yüzünden açılamayan Batı Çevre Yolu. Siyasetçinin ''İmara açılsın, çünkü ben oy peşindeyim'' dediği, akl-ı selimin ve uzmanların "kamulaştırma ile çözülsün" dediği Batı Çevre Yolu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Karayolları Bölge Müdürlüğü marifeti ile yaptırılan yeni imar planı ile son noktasına geldi. Ve bakanlık en doğru kararı vererek, burada 12 katlı konutlar önerilen planı reddederek Antalya'yı yöneten siyasilerin tümüne sille gibi bir Osmanlı Şamarı attı.

                                                                                ***

Ve çivisi çıkan dünyaya son örnek...''Karım beni dövüyor, evden uzaklaştırın'' Bu sözler de Hava Kuvvetleri'nden pilot binbaşı olarak emekli olduktan sonra THY pilot  filosuna katılan 48 yaşındaki bir kahramanımız. Karısı kendisini şemsiye ile dövmüş. Açtığı boşanma davasında, karısının kendisine şiddet uyguladığı iddiası ile koruma tedbiri istemiş.

Haydi hayırlısı bakalım.

Günün Sözü: Boşuna uğraşmayın; ana sütü ile adam olmayan bir kişi inet sütü ile hiç birşey olmaz

Yayın Tarihi
15.07.2014
Bu makale 6737 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Yüreğinize ve kaleminize sağlık, daha neler var neler. Sevgiler..

Bedrettin Kürkcü 17.07.2014

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!