Son olayı gazetelerde ve sosyal medyada okumayan kalmadı. Okuyanların da “Ne olacak bu CHP’nin hali?” demekten kendilerini alamıyor.
Büyükşehir Meclisi’nde CHP’lilerin komisyon seçimleri sırasında birbirleriyle kavgasından söz ediyorum.
Her işin olduğu gibi siyasetin de bir raconu var. Ancak görünen o ki, halkın partisi olma iddiasındaki CHP halktan ne kadar uzaklaşıyorsa, siyaseti kuralları ile uygulamadığı için de bu kez sınıfta kaldı.
Neden? diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Başta; gündemi önemli ve Ak Partili Başkan Menderes Türel’in daha doğrusu iktidarının 2015 yılına ait Faaliyet Raporu’nun konuşulup tartışılacağı bu meclis toplantısına Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç’in katılmamalarını anlamak mümkün değil.
İkincisi grup sözcüsünün ardından tek başına bir meclis üyesinin, grup kararı hilafına İmar ve Bayındırlık Komisyon seçiminde aday göstermesi de CHP’de bir kriin yaşandığının göstergesi. Üstelik CHP’li Meclis üyesi Erol Özkarabekir’in; adeta kaos yaratmak adına, grup kararına aykırı davranıp aday göstermesini eleştiren partili arkadaşını, önceki partisi nedeniyle faşist olarak nitelendirmesi, henüz CHP’li olmadığını söylemesi hiç yakışmadı.
Üçüncüsü ise ana muhalefet partisi üyesi CHP’li Meclis üyelerinin mücadeleyi, mecliste çoğunluk sağlayan iktidar partisine karşı vermesi gerekirken, kendi kendilerine kavga etmelerini ve de neyi paylaşamadıklarını anlamak gerçekten çok zor.
Olaylar nasıl gelişti?
Gündemde İmar ve Bayındırlık Komisyonu seçimi vardı. 9 kişilik komisyona AKP 5, CHP ve MHP 2’şer üye verecekti. CHP Grup Sözcüsü Cansel Tuncer, Erkan Demirci ile Recep Tokgöz’ü aday gösterdi.
Bunun üzerine CHP’li Erol Özkarabekir de Döşemealtı’ndan CHP’li Zafer Yörük’ü parti grup kararına aykırı bir şekilde aday gösterdi.
CHP’li adaylar arasında ayrı ayrı yapılan oylamada, Erkan Demirci 73 oy, Recep Tokgöz ise 27 oy aldı. Zafer Yörük ise AKP’lilerin desteği ile 58 oy alarak Erkan Demirci ile birlikte İmar ve Bayındırlık Komisyonu üyesi oldu.
Oylama sonucu açıklanınca da CHP’li Reşat Oktay, Yörük’ü parti grubu kararı dışında aday gösteren Özkarabekir’e tepki göstererek, komisyona seçilen CHP’li üyeleri istifaya çağırdı. Bunun üzerine de Özkarabekir’in ‘Partiyi sen mi yönetiyorsun faşist. Önce CHP'li ol’ sözleri gerginliği arttırdı.
İl Başkanı gruba hakim değil mi?
CHP İl Başkanı Semih Esen, tüm bu olanların ardından yaptığı açıklamada Büyükşehir Meclis Üyesi Erol Özkarabekir’in kesin ihraç talebi ile İl Disiplin Kurulu’na sevk edildiğini açıkladı.
Grup kararına aykırı hareket eden bir meclis üyesinin Disiplin Kurulu’na sevk edilmesi olağanüstü bir şey değil. Belki grup başkanı için yapılabilecek en kolay iş.
Bana göre yaşananların sorumlusu grubun başkanı olarak İl Başkanı Semih Esen’dir. Bir meclis üyesinin hangi sebeple olursa olsun, grup kararına uymaması, parti içi demokrasi ile izah edilemez. Tam tersi parti içi disiplinin yok olduğunun önemli bir işaretidir. Bu durum ayrıca parti içindeki kavgaların su yüzüne çıkmasının da bir göstergesidir.. İl Başkanı Semih Esen, aynı zamanda Grup Başkanı olarak; belediye başkanlarının meclis toplantılarına gelmesini sağlayamıyor, meclis üyelerine grup kararlarını uygulatamıyor, tartışma ve kavgaları sona erdiremiyorsa önce kendisini sorgulamalıdır.
Bu durum CHP’de çok da yeni değil. Son İl Kongresinde yaşananlar henüz unutulmadı. Bir Belediye Başkanının kongrede yaptığı konuşma nedeniyle dövülmek istenmesi, ortak amaçları aynı olan partililerin birbirlerine düşmanca davranmaları, koltuk savaşları ve grup toplantılarında birbirlerine bardak fırlatmaya kadar uzanan kavgalar CHP’yi Antalya’da yeniden iktidar yapmaz. Üstelik muhalefet yapmayı bile beceremeyen bir siyasi parti iktidar adayı hiç olamaz.
Bir bilen siyasetçi bir büyüğümüz diyor ki; “CHP ne zaman düzelirse, Türkiye o zaman düzlüğe çıkar…”