Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), ana muhalefet partisi. Atatürk’ün kurduğu parti. Birçok seçmenin iktidar partisinden kurtuluşun tek adresi gördüğü parti. Ama iktidar olmaya pek niyetli değil gibi. Sanki onları Tanrı hep muhalefette kalsınlar diye göndermiş. Bizim için bir önemi daha var bu partinin. Genel Başkanı ayrıca Antalyalı. Memleket olarak bir başbakan çıkarabilmemizin tek adresi...
İşte böyle bir CHP henüz iddianamesi bile ortada olmayan, daha doğrusu kamuoyuna açıklanmayan, kimin hangi suçu işlediği bile bilinmeyen bir konuda demeçler verip, gözaltına alınan ve tutuklanan insanları savunuyor, bunun iktidarın uzun süredir devam eden eylem planının bir parçası olduğuna halkı inandırmaya çalışıyor. Onunla da kalmayıp partinin Antalya il teşkilatı, sosyal hukuka, hukuk anlayışına, demokrasiye, cumhuriyete sahip çıktığını göstermek için cumhuriyet ve demokrasi nöbeti tutuyor.
Ben bugün aslında amacı ne olursa olsun bu nöbetten biraz söz etmek istiyorum.
CHP İl Başkanlığı’ndan bu konuda bir bülten ve nöbet tutan partilileri gösteren fotoğraflar basına servis yapıldı. Bu fotoğrafları görmeyenleriniz olmuştur diye köşeme de aktarıyorum. Tarife gerek yok ama fotoğraf gördüğünüz gibi...
Öncelikle nöbet bekleyen kalabalığa bakarsak CHP’liler herhalde cumhuriyetin tehlikede olduğunun farkında değiller. Soldan say 20 kişi, sağdan say 25 kişi... Oysa haber bültenine baktığınızda bu nöbet eylemine, CHP İl Başkanı Ömer Melli ve İl Yönetim Kurulu Üyeleri, İl Kadın Kolları Başkanı Meral Kaya ve Yönetim Kurulu Üyeleri, İl Gençlik Kolları Başkanı M.Can Deniz ve Yönetim Kurulu Üyeleri katılmışlar.
İkincisi; bizim için nöbet askerliğin temel vasıflarından biridir ve Türk milletinin her ferdi için nöbet kutsaldır. Bir ciddiyet gerektirir. Üstelik bir de siz tehlikede olduğuna inandığınız cumhuriyet ve demokrasi için nöbet tutuyorsanız işin ciddiyeti bir kat daha artar. Fotoğrafa bakıyorsunuz aynen şöyle:
CHP binasının önü. Hava sıcak olduğu için nöbetçiler (!) açık havada. Solda bir grup bayan, sağda sayı olarak biraz daha az bir grup erkek haremlik-selamlık oturmuşlar, muhtemelen memleket meselelerini, ne suç işledikleri henüz belli değil ama savunmak durumunda kaldıkları emekli paşaları konuşuyorlar. Ya da ister kabul edin ister etmeyin başka bir ihtimal erkekler tarafı dedikodu, kadınlar tarafı yemek tarifi konuşuyor.
Şüphesiz ellerinde tüfekler, bellerinde fişeklerle nöbet tutsunlar demiyoruz. Tabii ki biz CHP’li dostlarımızın birbirlerine tekmil vererek, “Cumhuriyeti sağ ve salim teslim aldım, şimdi teslim ediyorum” demelerini de beklemiyoruz ama Cumhuriyete ve demokrasiye yakışır bir ciddiyette; parti önüne serinlemek için dökülen sular yerine Türk Bayraklarının donatılmasını, bir kürsü koyulup insanların görüşlerini açıklamalarına olanak verilmesini, sıradan sandalyelere değil pırıl pırıl, beyaz örtülerle ve bayraklarla süslenmiş masalara oturmalarını isterdim. Bunu sakın şekilcilik olarak görmeyin. Bunu sadece CHP’den beklediklerim olarak değerlendirin.
Oysa benim pırıl pırıl insan, dostum, sevgili Ömer Melli o kadar ciddi ki; bakın nöbet başlatmadan önce, şu açıklamayı yapıyor:
“Bu olayın, iddianamesi hazırlanmış bir kapatılma davasının misillemesi olarak algılıyorum. Oysa Ergenekon, Anayasa Mahkemesi'nde dava açılmadan çok daha önce, aylar önce, 13 ay önce gündeme gelmiş ve hala iddianame ortada yok. Ne için tutuldukları, ne için gözaltına alındıkları belli değil. Yine bu dava ile ilgili 11 ay önce gözaltına alınan Okkır ne için tutuklandığını bilmeden vefat etti. Bu, demokrasinin, sosyal hukukun bir şekilde zedelendiğini göstermesidir ve bu anlamda, yönetici arkadaşlarımla birlikte hem genel gündemi hem de yerel gündemini tartıştığımız, partimizin önünde, CHP'nin sosyal hukuka, hukuk anlayışına, demokrasiye, cumhuriyete sahip çıktığını göstermek istedik. Buna cumhuriyet nöbeti, demokrasi nöbeti diyebilirsiniz.”
Ya CHP’li Gazipaşa Belediyesi
Sabah Akdeniz’de haberi okuyunca şaşırdığımı söylemeliyim. CHP’li Gazipaşa Belediyesi’nde koltuk ve klimalar borç nedeniyle haczedilmiş. “İşte CHP’de yönetim anlayışı bu” diye geçirdim içimden. Belediye Başkanı Cemburak Özgenç ödemeyi mahkeme devam ettiği için yapmadıklarını söylüyor. “Ödemeyi yapıp mahkemenin sonunu bekleyemez miydiniz?” diye sorarım ben de. Koskoca belediyeyi icra dairelerine düşürdünüz. Neyse Allahtan 2.200 YTL bedelle satışa çıkan koltukları ve klimayı CHP İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Tuncer 7.050 YTL’ye alıp, belediyeye bağışlamış. Sayın CHP’li Belediye Başkanı bu ayıp size yeter bence...
İşte CHP böyle. Bu anlayış, bu tempo ve bu gidişle iktidar yolu çok uzak görünüyor. Ama yine de bizim milletimiz en iyiyi bilir...
GÜLMECE
İNÖNÜ’DEN
O benim işte!
Erdal Bey bir gün İstanbul'da taksiye binmiş. Şoför, "Sen ne kadar Erdal İnönü'ye benziyorsun" demiş. "O, benim" diye cevap vermiş Erdal Bey...
Şaşırmış taksi şoförü...
"Yahu" demiş, "Birisi daha var. Harbiye'nin oralarda dolaşıyor. O da aynı Erdal İnönü"...
Bunun üzerine Erdal Bey, espriyi patlatmış:
"O da benim!.."
Birbirimizi yiyeceğiz!
SHP Genel Başkanlığı dönemimde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider.
Garsonun "Birşey almak ister misiniz, efendim" sorusu üzerine "Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz" yanıtını verir...
GÜNÜN SÖZÜ
Zafere ilave edilecek yegane süs, tevazudur.
Duclos