Son günlerde hep CHP üzerine yazdığımız için aman yanlış anlaşılmasın. Çünkü CHP’de olup bitenler yazmamızı gerektiriyor da ondan… Ana muhalefet partisi, Antalya’da iktidarda olmasına rağmen bir türlü durulmuyor.
Hafta sonu CHP’nin önceki dönem Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün mağaza açılışı vardı. Açılış öncesi ve sonrası CHP’de olup bitenler burada bir film çekimi gibi sergilendi. Aslında CHP’de için için kaynayan kavga Konyaaltı’ndaki bir turistik alanın konut alanına dönüştürülmesi sırasında ortaya çıkmıştı. 5 binlik planda yapılan bu değişiklik kimlere ne rant kazandırdı zaman içinde ortaya çıkacaktır ama, bu değişiklikle CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in Batı Çevre Yolu kavgasından sonra ilk kez ortak bir noktada buluştular. Bu karara meclis üyeleri ile birlikte karşı çıkan Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen CHP içindeki kavgayı su yüzüne çıkardı.
Grup Kararı yok mu?
Hep merak ettiğim mecliste aynı partiden üyelerin neden farklı oy kullandıklarıdır. Bu durumu ortadan kaldırmak için meclis toplantısı öncesinde partiler, grup toplantısı düzenleyerek gündemdeki maddeleri tartışırlar ve çoğunluk neye karar verirse diğerleri de bu karara uymak zorundadır. Üstelik bu toplantılara Meclis üyesi olmadığı halde İl Başkanı başkanlık eder ve karşı fikirleri de ortak akılda, parti menfaatini dikkate alarak buluşturur.
İşte Konyaaltı ilçesindeki bu plan tadilatı sırasında grup kararı rafa kalktı, ipler koptu.
İkinci olay ise Büyükşehir’in son Meclis toplantısında tekrar etti. Bu kez da karşılıklı söz düellosu içinde Akaydın Hoca, Evcilmen’e “Sen benim muhatabım değilsin” e kadar varan sözler sarfetti.. Böylece ipler kopmanın ötesinde gerildi…
Biz gelin yeniden açılışa dönelim.
CHP’liler açılışa gruplar halinde geldi. Akaydın Hoca, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve kendi ekibi ile ilk gelenler arasındaydı. Vali Bey gelince de, törene katılacağı bilindiği halde Deniz Baykal beklenmeden açılış gerçekleştirildi. Açılışın hemen ardından da Baykal, Evcilmen’le birlikte geldi. Giriş katındaki kalabalığa rağmen yukarı katta oturan protokol üyelerinin yanına çıktı.
Aşağıda CHP’nin eski vekilleri, vekil adayları, il yöneticileri, meclis üyeleri ve partiye uzun yıllardır hizmet veren kişiler de vardı. Hatta bazıları Baykal ön kapıdan girince onlar yan kapıdan tören alanını terk ettiler.
Tecrübeli eskilerden birine sordum;
“Ne olacak bu CHP’nin hali? Bir de başkanlar arasındaki kavga ne olacak, nasıl düzelecek?” diye…
Verdiği cevap kısa ve netti:
“Kavga edenler CHP’li değil ki. Sonradan geldiler”
Bir başkası, aynen “Bu kavgayı Genel başkan bile bitiremiyor. Çünkü Antalya’yı Baykal’a bıraktı. O da, herhalde birilerinin pes etmesini bekliyor…” demekle yetindi.
Bazıları da safları netleştirmek adına, sevmedikleri halde kavgada hangi başkanı tuttuklarını ifade ettiler. Kimin galip geleceği konusunda kendi açılarından yorum yaptılar. Hala bir umudu olanlar ise CHP’de partiiçi kavgaların her zaman olacağını, bu kavgaların sona ereceğini dile getirirken, kavgaların CHP’ye zarar verdiğini, bu gidişle yerel yönetimlerin elden kaçırılacağını öne sürenler de yok değildi.
Aslında dünyanın neresinde olursa olsun, yerel yönetimlerde partiler bile farklı olsa kent yararı söz konusu ise meclislerde birlik sağlanır. Bizde aynı parti içindeki fikir ayrılıklarından doğan bu kavgaları halkın artık istemediğini söylemeliyiz.
Bize göre de olanlar CHP’ye değil, Antalya’ya oluyor.
***
Bu nasıl bir kortej?
Bu yıl 48. cisi düzenlenen, başka bir ifade ile yarım asırdır Türk Sineması’na hizmet veren Altın Portakal’da hava muhalefeti nedeniyle ertelenen kortej geçişi Cuma günü yapıldı.
Sanatçıların büyük bir bölümü her yıl olduğu gibi bu yıl da korteje katılmadı. Biz bize gülüp eğlendik yine. Kortejin en ünlüsü ise sona yıllarda ortadan kaybolan ve Altın Portakal festivali ile ortaya çıkan sanatçı Ahu Tuğba idi. Üstelik bir gece önce ödül gecesinde de sanatçılar adına konuşma yaptı. Ne dediği anlaşılmadı ama olsun… Ahu Tuğba’nın son yıllarda herhangi bir filmde rol aldığını duymadım, geçmişte herhangi bir Altın Portakal da… Bizimkiler Ahu hanımı yeniden Türk sinemasına kazandıracaklar herhalde . Hayırlı olsun…