Kitle Gazetesi’nden Ramazan Kalkan geçenlerde köşesinde Casinoların açılmasını gündeme getirmiş. Onun Casinolar ve kumarla ilgili görüşlerinden de alıntı yapacağım. Sevgili gazeteci arkadaşım Özkan Altıntaş’ın yönettiği www.turkiyeturizm.com internet sitesinde yaptığı bir anket var. Anket sonuçları yüzde 90 oranında Casinoların açılması yönünde. Bir gazete gaberinde de turizmde en büyük rakiplerimizden biri olan İspanya turizm gelirlerini arttırmak amacyla bölgesel olan Casinoların sayısını artırmak ve ülke geneline yaymak için çalışmalar başlatmış.
Hepsini üst üste koyup, turizmde çeşitliliği yakalamak, turizm geliri ve turist saysını artırmanın yöntemlerinden birinin Casinoların açılmasının gerekliliği ortaya çıkıyor. Bu gerekçelerin ötesinde Türkiye bu konuda daha önce yaptığı yanlıştan ve bir ayıptan kurtulmuş olacak. Bir “ayıp”tan söz ediyorum çünkü koskoca Devlet casinoları Türk vatandaşlarının buralara girişine mani olamadığı için kapattı. Kapattı da ne oldu? Bu işi; adını kullanmaktan hazetmiyorum ama mafya denenlere teslim ederek yeni bir kayıtdışı yarattı. Bir habere göre şu anda İstanbul Etiler’de 40’a yakın korsan, daha doğrusu gizli kumarhane bulunuyor. Hatta biri varki; polis baskın yapıp kapatıyor, ertesi gün yeniden açılıyor.
Durum böyle iken devlet eliyle hala devam eden kumar çeşitleri var. Bakın arkadaşımız Ramazan Kalkan köşesinde bunları nasıl dile getirmiş:
“Hemen hemen her marketin önünde bir makine var… Bir lira atıyorsun. Düğmesine basıyorsun. Eğer günündeysen müzik sesleri eşliğinde bir paket sigara kazanıyorsun.
Eğer bu makinede şansın yaver gitmediyse, hemen yanında duran diğer makineye geçebilirsin… Ona da bir lira atıyorsun şansın varsa uyduruk bir oyuncak alıyorsun.
Bu makinelerle oynamak için yaş sınırı falan da yok hani... Yeter ki bir liran olsun…
Bu makineler kesmedi mi? Çok istiyorsan hemen aynı marketten bir kazı kazan alıp “Kazıklanabilirsin”… Sözde kazı kazan ikramiye veriyor. Hiç duymadım ama neyse… Buda mı kesmedi? Al eline kağıdı kalemi, sayısal, şans topu, 10 numara, bilmem ne artı bir, falan filan… Oyna babam oyna. Bunların sonu gelmiyor.
Diyelim ki bunlarda sizi kesmedi. Gidin bir ganyan bayiine basın paraları basabildiğiniz kadar. Beygirler koşturdukça siz kaybedin.
Hatta buradan çıkıp kalan paranızla koşturun bir iddiacıya. Son kuruşunuzu da oraya basın”
Evet kumar hayatımızın her parçasında yer almış. Üstelik gelişerek ve de büyüyerek devam ediyor. Toplumda sosyal bir depresyon yarattığını söylemek de pek doğru olmaz.
O yüzden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu konuyu ele alarak değerlendirmesi ve Turistik kentlerde mi ve bölge olarak mı? Serbest Bölge örneği gibi mi? Şekli nasıl olursa olsun casinolara bir formül bularak açılışa izin vermesi gerekir diye düşünenler arasındayım.
Biraz da gülelim…
Emniyet Müdürümüz Feyzullah Arslan’ın kaleme aldığı ve elimde 3. baskısı bulunan “Gül, Güldür, Düşündür” adlı kitabından komik telsiz muhabbetlerinden örnekler sunmaya devam ediyoruz:
* 6210 Merkez 6220
Dinliyorum efendim.
Oradan 3-5 memur kap, hemen olay yerine gel.
* 4510 Merkez 4512
Emri dinliyorum efendim.
Şubedeyim, intikal edin görüşelim.
Anlaşıldı efendim, hanım çağırdı, yanına gitmek zorundayım, az sonra intikal edeceğim.
* 3350 Merkez.
Dinliyorum.
Merkez, asansörde kaldık, ekip gönder.
Hangi asansörde efendim?
Hangi olacak, bizim asansörde.
* Merkez 4555, mevkiiniz?
Merkez, patlakçıda bulunuyoruz.(Lastik tamircisi)
* 4512 Merkez, hırsız kaçıyor.
Anlaşıldı efendim, nereden nereye kaçıyor?
(Eliyle ara sokağı göstererek) Şuraya doğru kaçıyor.
Sakin olun, nereye, hangi sokağa kaçıyor?
(Yine eliyle aynı sokağı göstererek) Merkez şuraya kaçıyor.
3370 Merkez, biri 4512’den telsizi alsın, adam gibi tarif etsin.
Günün Sözü
Bilmek yeterli değildir; uygulamalıyız. İstemek yeterli değildir; yapmalıyız.
Goethe