ANTALYANIN KAHYASI

Büyük tezgah ve “Ballı ocaklar”

Sabah Akdeniz’de Recep Aktepe ile Veysi Sağlam’ın “Büyük Tezgah” manşeti ile kamuoyuna sundukları haberle, taş ocaklarının bildiğimiz kadarıyla sadece doğayı yok etmediği, ayrıca önemli bir rant kapısı olduğu ortaya çıktı. İki genç gazeteci bu gerçeği ortaya çıkardı çıkarmasına da, bu konuda AKP kanadından ne bir açıklama, ne bir yalanlama ve en önemlisi de demokrasi adına bir istifa haberi geldi. Sanki ortadaki suçu işleyen onlar değil.

Hatırlayanlarınız olacaktır. Bu tür tezgahlar ANAP’ın tek başına iktidara geldiği 1980’li yılların başlarında ilk ortaya çıkmaya başlamıştı. Şimdi isimleri lazım değil, o dönemde tek parti iktidarının onlar için bir rant kapısı olduğuna inanan bazı meclis üyeleri kum ocakları işletmelerini kendi tekellerine almışlar, bazıları meclis tutanaklarına görüşülmeyen bazı maddeler ekleyerek, hileli yollarla kendi mülkiyetlerine geçirdikleri yeşil alanları, konut alanına çevirip, utanmadan müteahhitliğini bile yaparak milyarlar vurmuşlar, “Ballı arsalar”, “ballı kum ocakları” o dönemin siyasi gündemini uzun süre işgal etmişti.

Aradan çeyrek asır geçmesine rağmen siyasette “Bal tutan parmağını yalamaya” devam ediyor. Aynen çeyrek asır öncesi gibi, siyasi iktidarları ellerinde bulunduranlar, bu işi bir rant kapısı görüyor, elleri vicdanlarından uzak, üstelik kendi adlarına tahsisler alıp, bunların her birini trilyonlara başkalarına devrederek, rantı da aralarında paylaşıyorlar. Tıpkı çeyrek asır önce olduğu gibi utanmıyorlar, koltuklarına sıkı sıkı yapışıp istifayı bile düşünmüyorlar.

Sistem nasıl işliyor?

Yine sözün başına dönüp Sabah Akdeniz’de yayınlanan kum ocaklarının tahsis ve işletmeye verilemesi konusuna dönmek istiyorum. Şimdi haberde sözü edilen AKP İl Başkan Yardımcısı Yüksel Yüce… Yüce’nin iktidar partisindeki görevi Orman Bölge Müdürlüğü’nden sorumlu. Bir başka misyonu daha var. Zat-ı muhterem ayrıca sosyal işlerden de sorumlu. Yani sizin anlayacağınız partinin önemli kişilerinden biri. Asıl işi ise inşaat sektörüne iskele kiralıyor. Ormandan sorumlu olduğu için hangi orman alanlarının kiraya verileceğini, hangi arazilerin tahsis edileceğini önce kendisi öğreniyor. Orman Bölge Müdürü Ahmet Gedikağaoğlu ile de ilişkilerinin çok iyi düzeyde olduğu söyleniyor... Bürokrat ne yapsın? Bu vesile ile de 4- 5 adet (habere göre böyle ne dört ne beş, alınan  tahsis unutulmaz ama o unutmuş) maden ocağı tahsisi alıyor. Ve bu tahsisleri Niyazi Çetin’e devrettiğini açıklıyor.

Peki Niyazi Çetin kimdir? O da yabancı değil canım. Aynı siyasi partiden yani iktidar partisinden. O da AKP’nın Merkez İl Genel Meclisi Üyesi. Ticaret Borsası eski Meclis Başkanı ve Antalya Toptancı Hal’inde komisyonculuk yapıyor. Durun daha bitmedi. Niyazi Bey’in oğlu Ali Çetin, müteahhitlik ve kuyumculuk yapıyor. Şimdi sıkı durun, Ali Bey aynı zamanda da AKP İl Yönetim Kurulu üyesi.

Yüksel Yüce bu devirlerden para almadığını söylüyor. Sadece, sanki Niyazi Bey’in babadan atadan işi imiş gibi  “O işletsin” diye ağaçları kesip, yolları açarak hazırlık yapmış ve bu hizmetin karşılığı için de hiç para almamış. Şimdi kim inanır buna. 7 yaşındaki çocuğa anlatsanız bu hikayeyi bu işin adını şıp diye koyar ve açıkça “Bu bir talandır, bu tezgaha girenler müşterek çalışan bir çetedir” der.

Şimdi benim duyumlarıma göre, kum, çakıl ve maden ocaklarının işletilmesi işi için bir şirket kurulmuş. Bu işin içinde aynı zamanda Antalya’nın büyük müteahhitlerinden bir İl Genel Meclisi üyesi de varmış. Başka AKP’liler de…

Şimdi bana diyenleriniz çıkacaktır:

“Be kardeşim parti yöneticisi oldu diye bu insanlar iş yapmayacak mı?”

Evet yapmayacaklar efendim. Ya iş yapacaklar, ya da siyaset. Siyaseti kendi işleri için kullanacak işadamı varsa otursun oturduğu yerde…

Gerçeği kim açıklayacak?

Bu işin bir başka boyutu daha var. Bütün bu yazılan- çizilenlerden başta AKP İl Başkanı Hüseyin Samani ve İl Yönetim Kurulu üyelerinin rahatsızlık duymamaları. Şayet rahatsızlık duysalar, bu haberlerin basında yer almasından sonra bir açıklama yapar, olayı yalanlar, doğru ise, “işadamlığı ayrı, parti yöneticili yaparak rant elde etme ayrı” diyerek müsebbipleri istifaya çağırırdı. Samani bunların hiç birini yapmadı. Bu nedenle gerçeği kim açıklayacaksa açıklasın ama, açıklansın…

 

 

Fıkra gibi

TRAKYALININ AŞK MEKTUBU

 

Sevgilim Asibe Te bu aşam zamanları da epten akılcımı alır, gözümü göğnümü bi oş edersin beyav. Abe Allah belacımı versin seni cuk severim. Ne derim sana bu aşk beni canımdan etmezse gene iyi. Abe bi direm uyku girmez güzlerime. Dün o yanı dün bu yanı ep gene silinmez senin ayalin beya. Günlerdir ekimekten sudan kesildim artıkım. Tarlada elim çapa tutmaz, gayfide desen ne bi laf iderim akıdeşleynen ne 66 uynarım. Düşün bubam düşün. Recep ağanın sıpası gibi önüme baka baka solurum. Aşamları sizin maallede sülerim "yârim sende vifa yokmu" şarkısını. Duyarsın elbet, elmiş ninem bilem diğner. Anlarım kızanım seni anlarım der. Ama üzmeyesin boşuna datlı canını unda u buba varken vermez asibeyi sana der ep. İşte u zaman çeltik tarlasına döner galbim ehpten gene vıcık vıcık. Şu buban olucak gapçık ağızlıyı yola getiremezmisin beya. Âşıklık çekeriz bilirsin işte. Eriye eriye gündöndü sapına döndük anacını satımının. Az çok zanatimiz de var. Yaparız fıtımış'ın baçade bi düğün. Daktırırım beş dane cumuriyet, alırım uzun tülü mantu, alırım kul çantası, alırım içine allık bilem. Süle anana aşama bunları çıtlatsın bubana. Yoğsam atar em vallahi em billahi damarları beğnimin. Yarın gecem Alil'le Rasim'i yanıma gatıp seni de Ismayılın cibe atıp, çıktık mı çulu yoluna zor yetişirler arkamıza. Kal sağlıcakla.

Seni seven sevgilin; Yolsuzların Sarı Mümin (Teşekkürler Deniz)

 

 

Günün Sözü:

Koltuk kişiyi değil, kişi koltuğu yüceltir.

Machiavelli

Yayın Tarihi
11.02.2008
Bu makale 1725 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!