Tabii ki nezakettir. Bir göreve yeni seçilen kişiyi kutlamak, o’na yeni görevinde başarılar dilemek… Ama her işte olduğu gibi bu konuda da ipin ucunu kaçırıyoruz. Gün geçmiyor ki; gazetelerin birinci sayfalarında ve özellikle de Anadolu Ajansı bültenlerinde birileri tarafından ziyaret edilen belediye başkanlarının haberi olmasın…
AA’nın bir günlük bülteninde ziyaret başlıkları şöyle:
- Sobacılar esnafından ziyaret,
- ADD’den başkana ziyaret,
- Hollanda büyükelçisinden ziyaret
- Kardeş kentten yteni başkana ziyaret
- Tütüncü’den sanayi esnafına ziyaret,
- ATB’den Başkan Evcilmen’e ziyaret…
Hatta birinde “En yoğun, en kalabalık ziyaret meslektaşlardan geldi” başlığını okumuştum. Yakında, “bizim ziyaretçimiz, sizin ziyaretçinizi döver” tartışmaları başlatacağız.
Sözün başında da söylediğim gibi, ziyaret, kutlama, başarı dileme bizim kültürümüzün vazgeçilmezleri. Üstelik bir göreve yeni, seçilmiş kişinin de ziyaretçi kabul etmemesi olamaz. Etmezse, ya da kapısını ardına kadar açmazsa, hemencecik vururuz damgayı:
“Dün oy isterken böyle değildi… Şapur şupur öperdi, şimdi yüzümüze bakmıyor…Ne olacak hemencecik burnu büyüdü…”
Ancak, aradan bir ay geçmesine rağmen hala ziyaretler sürmesi başkanların iş yapmalarına engel oluyor. Evet ziyaretler devam ediyor. Düşünebiliyor musunuz Büyükşehir’de Akaydın Hoca göreve başlayalı tam bir ay olmuş, her gün belediyeye gidip geliyor ve personeli ile yeni tanışma fırsatı buldu.
Bir de beklenti içinde olanlar var tabi. Seçim öncesi verdiği oyun karşılığını almak isteyenler… Kimi yeğenine iş, kimi eşine, dostuna aş, kimileri de kendisine etiket… Başkanlar da öyle ki; kendisini tebrik etmeye gelen tanıdıklarına;
“Bir şey istiyor musun?” diye sormak zorunda kalıyorlar.
Bütün bunları söylerken “bir beklentimiz olmadığı da biline” diye bu satırları kaleme alıyorum. Geçenlerde sevgili Afife Demirtaş, Antalya Gazetesi’ndeki köşesinde bizim arzumuz ve bilgimiz dışında bizi yüreğinde görmek istediği yüksek yerlere layık görerek hocaya öneride bulkunmuş... Biz yerimizden ve de mevkiimizden memnunuz. Herhangi bir dileğimiz de yoktur. Afife kardeşime teşekkür ederken, bu duygularımızı da ifade edelim istedim.
Kardeş şehir furyası…
Seçimler geçeli bir ay oldu, ama Polonya’dan bizim belediyelerle kardeş olan belediye sayısını ben unuttum. Polonyalı kardeşlerimiz herhalde işlerini-güçlerini bırakmışlar Türkiye’de kardeş arıyorlar. Henüz yeni ilçe olan Döşemealtı Belediyesi, adını bile zor söyleyebileceğim Polonya’nın Ksiaz Wlkp belediyesi ile kardeşlik protokolu imzalamış. Geçen hafta da Demre belediyesi Polonyalı bir kardeş bulmuştu.
Benim anlayamadığım bu işlerin nasıl olduğu. Polonyalı dostlarımız mı kardeşlik tutkusu içinde Türkiye yollarını dolaşıyor, yoksa bu işlerde bilmediğimiz tezgahlar mı var?
Kadın eli değince başka
Bilmem farkında mısınız? Atatürk Parkı Antalya’nın parlayan yüzü oldu. Daha dün insanların giremediği park, adeta cennetten bir köşeye döndü. Bu güzellikte yine iki kadının eli var. Yeşim Kuzay ve kızı Nükhet Demir Atatürk Parkı’nı yönetiyorlar. İşletmeci firma amatörler için, “En iyi fotoğraf Yarışması” düzenlemiş. Tema Vakfı çevreye katkılarından dolayı işletmeci firmayı ödüllendirdi.
Yeni bir işletme açıldı park içinde. Adı “ParkW” Üç bayan kurmuş. Yasemin Kuzay, Aslı Ofluoğlu ve Şenay Erol’un ortaklığı ile kurulan yeni mekanın İşletme Müdürlüğü’nü ise tüm Antalyalıların yakından tanıdığı Hülya Konuk yapıyor. Dört kadın bir araya gelip harika bir dünya yaratmış. En önemli özellikleri de kültürümüzü yaşatmak adına menüyü Antalya yemeklerinden seçmeleri. Kuru Köfteden Şakşuka’ya, Hibeş’ten Piyaz’a kadar tüm Antalya yemeklerini ParkW’de bulabilirsiniz. Hele bir de girişte büyük Atatürk’ün manevi kızı ülkü ile dans ederken çekilmiş fotoğrafı mekana ayrı bir güzellik vermiş… Hayırlı olsun…