Yerel seçimler yaklaşıyor. Görünen o ki, iktidar Partisi AKP ile ana muhalefet CHP ve MHP bu seçimde yarış içinde olacaklar. Belki bana kızacaklar ama, ne yeni oluşumların, ne de dünün güçlü partilerinden Demokrat Parti (DP) nin bu seçimlerde esamesi bile okunmayacak. Aslında demokrasilerin vazgeçilmezi olan çok sesliliğin sağlanması için seçimlerde daha çok siyasi partinin etkin olmasını isteriz ama, maalesef bugünkü durum 3 partiyi işaret ediyor.
Aslında bizim çiçeği burnunda demokrasimiz tek partili dönemleri de yaşadı. Belki o zaman demokrasiyi içimize sindirmenin çabası vardı. Şimdi öyle mi? Ne oldu da bu partiler bir bir yok oluyor. Ya da bu millet hata yapan partileri tarihe gömüyor?
Öyle değil mi aslında. Çok partili döneme geçişim güçlü partisi DP değil miydi bu millete umut olan. Demokrasinin her kesintiye uğrayışında başka başka adlarla yeniden sahneye ve iktidara gelen Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi değil miydi?
Yine demokrasinin kesintiye uğradığı 1980 sonrasının umudu Anavatan partisi’ne ne oldu? Her iki parti de, basiretsiz yönetenleri yüzünden bu hale gelmedi mi?
Ve şimdi demokrasimizde yeni bir dönem başlıyor. Adı çok partili ama, sayısal olarak az parti var.
Yine de bir eksik var. Eskinin güçlü partilerinden seçilenler şimdi kendilerine parti bulma yarışına girdiler. Bazılarını da şimdinin güçlü partileri istemiyor. Bazıları da var ki, partiler onları istiyor, onlar izdivaç istemiyorlar.
İşte böylesi bir hava içinde yaklaşan yerel seçimler nelere gebe?
Ancak şu açık açık ortada: Bu yerel seçimlerde böylesi kısır partilerden çok, adaylar ön plana çıkacak. Antalya için öne çıkan bir ikinci tespit de yeni kurulan ilçeler, kapanan belediyeler ve bu nedenle değişime uğrayan seçmen yapısının seçim sonuçlarını büyük ölçüde etkileyeceği…
Kimler aday?
“Adaylar partilerin önüne geçecek” dedik ama peki şu ana kadar görünen adaylar kimler?
İktidar Partisi’nde, iktidar olmanın da avantajı ile aday enflasyonu olacak gibi. Mevcut AKP’li Belediye Başkanları’nın koltuklarını yeniden aday olarak koruyacakları gözleniyor. CHP’nin elindeki Muratpaşa ve Konyaaltı’nda başarı için de yeni arayışlar devam ediyor. Muratpaşa’da İzzet Bayar’ın adı öne çıkıyor. Büyükşehir’den yeniden aday olacağına kesin gözü ile bakılan Menderes Türel’in “6-0 yaparız” kehaneti acaba tutacak mı diye merak etmiyor değiliz.
Adaylar konusunda asıl sıkıntı CHP’de çekilecek gibi. Birçok talipli arasında hala Büyükşehir’e kimin aday gösterileceği belli olmadı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal memleketinde AKP’ye karşı geçen seçimde uğradığı yenilginin rövanşını ne yapıp yapıp almak istiyor. O yüzden Baykal ve ekibi yerel seçimlerde Antalya’ya büyük ağırlık verecek.
Geçenlerde Cumhuriyet Balo’sunda karşılaştığım, Baykal’a yakınlığı ile bilinen CHP’li bir ağabeyimiz “Bana Büyükşehir için dört aday ismi söyle” dedi. Dört tane söylememe gerek olmadığını söyledim. Sadece “Subaşı’nı ikna edin” demekle yetindim.
Görünen o ki, CHP eski Vali Ertuğrul Dokuzoğlu’nun aday göstererek yaptığı hataya düşmemek adına bu makama eski ya da yeni bir bürokrat düşünmüyor. Sadece CHP tabanının değil, merkez sağdaki uçan-gezen oy sahiplerinin de beğenisini kazanacak bir adayın peşinde. Bu formüle en yakın isim olarak da, kendi açısından büyük riski de olsa Hasan Subaşı görünüyor.
MHP’de ise Antalya ilçelerinin büyük bölümünde adaylarını açıklamasına rağmen, hem Büyükşehir, hem de merkezdeki ilçe belediyeleri için arayışlar devam ediyor. Bakalım önümüzdeki günler nelere gebe? Bekleyip, görecek ve sizlerle paylaşacağız.
Şairler buluşması
Bugünlerde insanlar birbirlerinden kaçar, bir araya gelip sohbet etmez oldu. Ancak bir grup var ki, kendi ifadeleri ile sevdanın peşinde koşup duruyorlar. Duygusal insanlar. Hala hayattan umutları var. Yaşamak onlar için sadece yiyip-içmekten ibaret değil... Her gün yeniden doğmuş gibi:
“Yarın yeni hayatımızın ilk günü” diyebilecek kadar hayat dolular.
Şairlerden söz ediyorum.
Antalya Güllük Şiir Derneği öncülüğünde bu yıl beşincisi gerçekleştirilen “Şairler Buluşması” nın bu yılki adresi Göynük’tü. Türkiye’nin her yerinden 200’e yakın şair bir araya geldi, söyleşti, koklaştı, şiirler okudu, dünü, bugünü, aruzu, vezini tartıştı. Aralarında olmaktan,, aynı havayı teneffüs etmekten mutlu olduk ve sizinle de bu duyguları paylaşmak istedik.
BİRAZ GÜLELİM
Yaşlı çift evliliklerinin kırkıncı yıl dönümünde paraya kıymışlar, Avusturalya'da tatil yapmaya karar vermişlerdi.Uçağın penceresinden saatlerdir okyanusu seyrediyorlardı. Sessizliği pilotun anonsu bozdu:"Sayın yolcularımız! Korkarım size kötü bir haberim var. Motorlarımızdan biri sustu, diğeri de susmak üzere. Acil iniş yapmak zorundayız."
"Neyse ki altımızda haritada görülmeyen bir ada var ve sahiline inmeye çalışacağız." "Bunu başarabilirsek tek sorunumuz bizi bulabilmeleri için dua etmek olacak."
Uçak minik adanın kumsalına başarılı bir iniş yaptı, kimsenin burnu kanamadı. Uzun bir rahatlama sessizliğinden sonra adam karısının ellerini tuttu,gözlerine endişeyle baktı; "Mona, bu ayki kredi kartı borcunu ödemiş miydin?" "Hayır sevgilim,unutmuşum. Kızdın mı?"
Adam endişeyle yine sordu: "Araba kredisinin taksitini ödemiş miydin?"
"Özür dilerim canım, onu da ödememiştim."
Yaşlı adam karısının ellerini bıraktı ve kırk yıldır yapmadığı şekilde ona sıkı sıkıya sarıldı. "Aferin"
Karısı şaşkın, korkarak sordu. "İyi misin tatlım?"
"Hiç olmadığım kadar. Çünkü bankacılar bizi kesin bulur!"
GÜNÜN SÖZÜ
Millete efendilik yoktur, hizmet vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur.
Atatürk