Cumartesi gecesi Kemer’deki kavga haberini duyunca yüreğim ağzıma geldi. İlk gelen haberler karşılıklı olarak iki grubun silahlı çatışmaya girdiğini gösteriyordu. Konunun siyasi olduğu, eski ve yeni başkanın taraftarlarının kavga ettikleri söyleniyordu.
İlk aklıma gelen, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere siyasi parti liderlerinin toplumu ayrıştırmaya, ötekileşmeye ve kutuplaştırmaya yönelik söylemlerinin bir gün bir yerden patlak vereceğini söylememdi. Sırf iktidar olmak adına, kendi taraftarlarını tahrik eden, tabiri caizse tribünlere oynayan ve yalan yanlış bilgiler ve ; “Bu milletin sinirlerini bozmayın, vatandaşın meydanlara çıkmasını mı istiyorsunuz” benzeri sözlerle taraftarlarına adeta kavgaya hazırlayan, onlara mesaj veren siyasilerin amacının vatan ve millet sevgisi olduğunu söylemek biraz safdillik olur. Sıra vatan ve millet sevgisine gelince “hepsi milliyetçi, hepsi vatansever, hepsi ülkücü, hepsi demokrat” olanların ağzından çıkanı kulağının duyması ve halkı yanlış yollara sevk etmemesi gerekirken, tersi söylemler her Türk Vatandaşını üzüyor. Hele hele, kendilerine oy vermeyenleri vatan hainliği ile suçlayan, terörist ilan edenlere ne dersiniz? Hangi tarafa oy verirseniz verin, haklı buluyoır musunuz?
***
Size bugün bir gaziden söz etmek istiyorum.1997’de sınır ötesi operasyonda PKK pususunda yaralanan ve tekerlekli sandalyede yaşamını sürdüren astsubay Murat Caner’den…
Murat Caner, Altı yıl önce dönemin Adana Valisi İlhan Atış’ın isteğiyle liselerde vatanseverlik üzerine konferans vermeye başladı. 400’ün üzerinde konferansta toplam 300 bin öğrenciye seslendi.
Caner “Ben iki askerimi şehit edenleri, beni bu duruma getirenleri affettim. Bir insanı vurmak, öldürmek çok kolaydır. Ama asıl erdem kazanmaktır, kurtulmasına vesile olmaktır” diyor. Ve şöyle devam ediyor:
Ben yaşayan bir şehidim
“30 yıldır bomba atıp durduk. Dünya bunca yıldır terörü silahla bitiremedi. Bizim de bitiremeyeceğimizi anlamamız lazım. Barış sürecinde 30 yıldır çekilen sancı ve sıkıntılar belki yine yaşanacak. Ama en azından kan dökülmeyecek. Dünyadaki hiçbir şey bir şehit haberinden, bir canın toprağa verilmesinden daha kötü değil. Kardeşlerimin acı çekmemesi için bin kez ölümü göze almaya razıyım. Çünkü ben fazladan yaşıyorum. Ben yaşayan bir şehidim. Ben 80 milyonun gazisiyim. Beni kimse siyasete, ideolojik görüşe çekmemeli. Ben şu partinin temsilcisi, bu partinin sözcüsü değilim. Partilerüstüyüm. Çocuklara gazi olarak vatan sevgisini, Atamızın ve şehitlerimizin bıraktığı mirası nasıl koruyacağımızı, tehlikeli tuzaklara düşmemelerini, hukukun dışına çıkmamalarını anlatıyorum. Öğrencilerin sorularını asla kabul etmiyorum. Kabul ettiğimde tartışma başlar ve asla bir yere varamayız. Vatanımı sözde değil, özde seviyorum. Suç mu işliyorum? Bizlere sağduyu, sevgi ve akıl lazım. En büyük görev, siyasilere düşüyor. Hepsi birbirinden vatansever ve harika insanlar. Ama ne olur ürettikleri senaryolarla bugünü mahvetmesinler. Ne olur kimse ümidimi kırmasın. Terörün bitmesi ümidi, benim yaşama sevincim”
Kemer’deki olaylarda güvenlik kuvvetleri polisi ve jandarmasıyla çok başarılı bir şekilde olayların büyümesini engellediler. Yaralılar var, bir kişi tutuklandı.
Ama nafile…
Ben bu köşeden Mustafa Gül ve Kemer’in yeni Belediye Başkanı Necati Topaloğlu’na sesleniyorum. Görev size düşüyor. Kavga ederek, dövüşerek bir yere varamayız. Bizim tek hedefimiz sağduyu ile Demokrasiye sahip çıkmamızdır.
Kimin başkan olduğu, kimin galip gelip, kimin yenildiği hiç önemli değil. Yeter ki; vatanım, ülkem,Türkiye, Antalya kazansın…
Siyasilere söyleyecek söz bulamıyorum. Asıl onlar işi çığırından çıkardılar. Ülkede birlik-beraberliğin sağlamasını istemiyorlarsa çekip gitsinler…