Dün gündeme getirdik. İmar Barışı ya da İmar Affı Yasası’ndan yararlanarak hazine arazilerini, işgal etmeye çalışan, rantçıları yazmış ve arkasından “bunlar öylesi yüzsüzleştiler ki, yarın İmar Barışı’ndan yararlanmak için başvuru yapabilirler” demiştik.
Dediğimiz bugün çıktı.
Bu rantçılar; gece yarısı Kemerağzı yolu üzerine kondurdukları konteynerleri 80 metrekarelik konut olarak gösterip, “kaçak yapı“ diye İmar Barışı’ndan yararlanmak üzere başvuru yaptılar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da başvuru üzerine bu şahıslara “Yapı Kayıt Belgesi” verdi.
Bu görebildiğimiz sade bir örnek, göremediklerimizin haddi hesabı yok.
Yasal düzenleme ortaya çıktıktan ve başvuru süresi uzatıldıktan sonra eski yapılmış gibi o kadar çok yapı ortaya çıktı ki… Bunun temel sebeplerinden biri de işin uzmanı olan bazı kişilerin, vatandaş adına prosedürü izleyerek İmar Barışı’ndan yararlanmalarını sağlayacak bürolar.
Bir yakınım anlattı. Kaleiçi’nde, üstelik SİT alanı içinde evinin bahçesinde kaçak yapısı olan bir vatandaş bu bürolardan birine başvuruyor. Çalışma başladıktan sonra bahçe sahibi, ileride burada açacağı restoran için bay-bayan WC ihtiyacı olduğunu belirterek yapıp yapamayacaklarını soruyor. Eskiden yapılmış gibi vatandaşın isteği yerine getiriliyor ve kaçak yapılarla birlikte yeni yapılan WC’lerin fotoğrafı da çekilerek başvuru yapılıyor.
“Bu meseleler biraz ahlaki” diyorum, kimseleri inandıramadım. Biz toplum olarak ahlaki erozyona uğradık. Neden mi;
Menfaatine düşkün bireylerden oluşan bir toplum haline geldik,
Her sorunu torpil bularak ya da rüşvet vererek çözme meselesi alışkanlığımız oldu.
Belediyelerde iş bulma birimleri oluşturulduktan sonra, siyaset kurumundan da referansı olmayanlara iş vermediğimiz için kariyerin, bilimin ve ilimin önemi kalmadı
Bir zamanlar bankaların verdiği yüksek faize tamah edip, çoluk-çocuğun kurduğu bankerlerin kurbanı olduk, akıllanmadık, kamu bankalarında ucuz döviz satıldığına inanarak gece yarıları kuyruğa girdik. Ucuz döviz aldırmak için banka müdürleri tarafından dolandırıldık.
Yolda bulduğumuz para cüzdanını eskiden olduğu gibi karakola götürmek yerine cebimize atmaya başladık,
Daha o kadar çok özelliğimiz var ki sayılacak. Bir de bütün bunları yaptığı için ödüllendirilenleri çevremizde gördükçe biz de düzene uymaya başladık.
Her işin şeytanlığına çok iyi kafa çalıştırmaya başladık. Yasa çıkmış. Af Yasası k,m yararlanmak istemez. Ama hangi ülkede kaçak, ruhsatsız, plana uygun olmayan, izinsiz, belgesiz yapılar affedilebilir? Herhalde sadece bizim ülkemizde…
İnsanlar Devlete olan borcunu zamanında ödemez af çıkarılır, üstelik taksitle tahsil edilir, borcunu peşin ödeyenler, kurallara uyanlar enayi (!) damgasını yer.
Sırf hazineye para kazandırmak için İmar Affı çıkarılır, aftan yararlanmak isteyenler, yasayı lastik gibi sündürür; önce hazine arazilerini talan eder.
Bu toplum yat dersin yatar, kalk dersin kalkar. Basın fark etmezse, yapanın yanına kar kalır, hazine arazileri, yetim hakkı vakıf arazileri; kaçakçının, rantçının, yüzsüzlerin eline geçer. Bu türler yasalarla cezalandırılmazsa kamu vicdanı da bir gün gelir kaçakçı olur…