Konu çok yazılıp çizildi. Milletvekili Sadık Badak ile Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamülleri İhracatçılar Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu arasındaki Expo tartışmasında; son nokta para ve rant meselesine kadar geldi.
Her iki zat-ı muhteremi de iyi tanırım, her ikisi de dost bildiklerimdendir. O yüzden tek cümle ile şunu ifade etmeliyim ki, değerli milletvekilim Sadık Badak, suçlamaların dozunu, hani eskiler derler ya: Kantarın topuzunu biraz kaçırdı.
Efendim, ortada yenen bir para varsa; Başbakanlık Fonu kaynaklarından Dışişleri Bakanlığı'na aktarılan bu paradan bize de nasip oldu. Venlo'ya giden Antalya heyeti içinde ben ve bazı gazeteci arkadaşlarımız da vardı. Yol paramız, yeme-içme ve konaklama ücretlerimiz bu paradan ödendi. Şayet şimdi Sadık Badak, ulu orta bu paranın hesabını soruyorsa, ben de üzerime düşen miktar ne ise hemen ödemeye hazır olduğumu söylemeliyim.
Osman Bağdatlıoğlu ne yapmış?
Şimdi gelelim kavgaya yol açan asıl meseleye. Bu konuda herkes bir şeyler söylerken elini vicdanına koymalı. Meselenin en başına gidersek;
Birincisi; Dışişleri Bakanlığı, Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamülleri İhracatçılar Birliği’ne bir yazı göndererek; Türk- Hollanda ilişkilerinin 400. yıl dönümü nedeniyle Hollanda’nın Venlo kentinde düzenlenecek Botanik EXPO’da Türkiye’nin temsil edilmesi için projeler geliştirilmesini istiyor.
İkincisi ise daha sonra Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda yapılan toplantıda ise Venlo’da yapılan büyük organizasyonla ilgili Başbakanlık Tanıtım Fonu kaynakları kullanılmak kaydıyla Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamülleri İhracatçılar Birliği görevlendiriliyor. Koordinatör olarak görevlendirilen Birlik, daha doğrusu Başkanı Osman Bağdatlıoğlu ve yönetimi kısa süre içerisinde proje çalışmalarına başlıyor ve hazırladıkları proje, Dışişleri Bakanlığı tarafından uygun görülüyor. Ve projeye kaynak tahsisi için ilgili bakanlık tarafından Başbakanlık Tanıtım Fonu’na gönderiliyor. Başbakanlık Tanıtım Fonu’ndan tahsis edilen kaynak ise harcama yetkisi bulunan Dışişleri Bakanlığı hesabına aktarılıyor. Proje çerçevesinde yapılan tüm aktivite ve harcamalar Dışişleri Bakanlığı birimleri tarafından denetlenerek gerçekleştiriliyor.
Bu konuda Bağdatlıoğlu'nun basına yaptığı açıklama net. Diyor ki;
" Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamülleri İhracatçılar Birliği kasasına giren hiçbir para yoktur. Parayı harcama yetkisi bulunan ve para üzerinde her türlü tasarruf yetkisi olan Dışişleri Bakanlığı’dır. Birliğin görevi iş dünyası ve sektörün vizyonunu uluslararası alana yansıtarak Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edecek projeler üretmektir"
Şimdi Sadık Badak dostuma soruyorum: Proje çerçevesinde yapılan tüm harcamalar Dışişleri Birimleri tarafından denetlendiğine göre, bunun hesabı neden Osman Bağdatlıoğlu'na soruluyor? Siz bu kentin vekili olarak şayet harcamalarda gördüğünüz ya da bildiğiniz bir usulsüzlük varsa, işin sorumlusu Dışişleri Bakanlığı'na soru önergesi vererek soramaz mıydınız? Ya da elinizde bu konuya ilişkin varsa belgeniz neden açıklamaz sınız?
Osman Bağdatlıoğlu neden Yönetimde yok?
Aslında kavganın başlangıcı bu olay değil. Expo'nun 2016 yılında Türkiye'de yapılması kararının alınması ile başlıyor.
Kamuoyunun şunu iyi bilmesi lazım. Expo organizasyonları dünyada olimpiyatlardan sonra gelen en büyük organizasyon. Düzenlendiği her ülkeyi ekonomik açıdan ihya ediyor. Anlayacağınız ülkeye olan bu katkısı nedeniyle Expo'yu alabilmek için ülkeler adeta yarışa giriyorlar. Bu konuda İzmir'in 20 yılı aşkın verdiği mücadeleyi de hepimiz biliyoruz.
Olayın yasal boyutuna baktığımızda Expo; Uluslararası Bahçe Bitkileri Birliği tarafından, bu birliğin üyesi bulunan ülkelere veriliyor. Bu birlikte Türkiye'nin tek üyesi var o da; Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamülleri İhracatçılar Birliği... Uluslararası Birliğin bu konudaki muhatabı öncelikle bu birlik.
Daha sonra kaynak yaratmak amacıyla bir Yasa çıkarılıyor. "Antalya Expo 2016 Yasası''... Yasada işlerin kimler tarafından nasıl yürütüleceği belirleniyor. Yönetim ve icra kurulları oluşturuluyor. Bakanlıklar ve diğer kamu görevlileri ağırlıklı olmak üzere bir yönetim oluşuyor. İşte burada kimin, ya da kimlerin el attığını bilemem ama siyaset devreye giriyor.
Expo'yu alabilmek için arkadaşları ile birlikte, kendi imkanları ile 5 yıl uğraşan, bu süre içinde 300 bin kilometre yol kateden, Antalya'da kurulan komisyonunun en aktif üyesi ve koordinatörü olan Süs Bitkileri ve Mamülleri İhracatçılar Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu'nun adı Yasa ile oluşturulan kulların, hiç birinde yok. Ama konuyla o güne kadar ilgilenmeyen kuruluşların adları var.
Bağdatlıoğlu sonraki açıklamalarında bu konuda kimseye sitem etmiyor ve " EXPO 2016 Antalya; kişisel hırslar ve egolar uğruna zarar görmemelidir" demekle yetiniyor.
O söylemiyor ama ülkesi için uluslararası platforma, işini gücünü bırakıp, Antalya için Türkiye için mücadele eden bu adama haksızlık yapılmıştır.
Bunu Sadık Badak yapmışsa işte ben de "Biraz insaf" deme hakkını bu kentin bir bireyi olarak söylemeyi görev sayıyorum. Bu tür insanları sırf siyaset yapmak adına yıpratmak, küstürmek, kırmak, en basitinden üzmek bize, topluma, kente ve ülkeye hiç bir şey kazandırmaz...
Gündeme uyan bir fıkra ile kapatalım isterseniz yazımızı:
Gazeteciler cehennemde röportaja gitmişler. Başlarında ellerinde tokmak dev benzeri Zebanilerin olduğu dev kazanların olduğu yere gelmişler. Kazanlar fokur fokur kaynıyor ve zebaniler; içerden başını çıkaranın kafasına tokmağı indirip aşağıya yolluyor. Ancak bir kazanın başında Zebani olmadığını fark eden gazeteciye cehennemin sorumlusu yanıt veriyor:
''Efendim o Türkiye'nin kazanı. Zebaniye gerek görmedik. Çünkü başını çıkarmaya yelteneni diğerleri kendileri ayağından içeriye çekiyorlar''