Hafta sonunda Denizli Gazeteciler Cemiyeti Basın Merkezi’nin açılışı ve bu merkezin yapımına katkı verenler için düzenlenen şükran gecesine katıldık. O gecede anlattı evsahipleri. “İki Kayserili bir araya gelirse ne yapar? Sorusunun cevabı tartışmasız; “ortaklık kurup yeni bir işe girerler...” oldu. Denizlililer de Kayserilileri taklit etmeye başlamışlar ve oluşturdukları güçbirliği kenti adeta rokete çevirmiş.
Aklıma acaba Antalya’da iki Antalyalı bir araya gelse ne olur sorusu geldi. Kimse darılıp gücenmesin ama bizde kişilerin bir araya gelmeleri pek hayır getirmez. İki Antalyalı bir araya gelirse dedikodu yapar. Ya da yanlarında bulunan üçüncü masadan ayrıldığında o’nu çekiştirirler. Bu Akdeniz’e özgü, kentin kozmopolit yapısı ile bağlantılı olsa gerek. Birlik ve beraberlik duygusu, kentlilik bilinci oluşmadığı ve birlik olma ihtiyacı duyulmadığı için olsa gerek. Adı üstünde bir başkasını kıskanmak gibi bir şey bu.
Eskiler anlatılar. 1970 öncesi Antalya’da esnaf arasında ahilik gelenekleri hala sürermiş. Camiye, ya da başka bir ihtiyacı için dükkanından ayrılan esnaf, kapısının önüne bir sandalye koyarak “kapalı” işaretini bırakır, dükkanını kilitlemeye ihtiyaç duymazmış. Sabah siftah yapan bir esnaf, kendisine gelen ikinci müşteriyi siftah yapmayan komşusuna gönderirmiş.
Şimdi böyle mi? Dükkanı bırakın kilitlemeden gitmeyi kat kat kilit vursa bile hırsıza karşı bir de alarm taktırmak durumunda kalıyor insanlar…
Şimdi bu konuya nereden girdin diyeceksiniz… Denizli’deki gelişmeyi görünce kıskanmadım desem yalan olur. Bir de bizin işadamlarının bir araya gelerek kurdukları ANSİAD’ın yıllık geleneksel ödül törenini sordum telefonla gazeteci arkadaşlara . Merak ettiğim törenin nasıl geçtiği değil, yemeğe muhalefetin katılıp katılmadığı idi. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da katılmamışlar.
Gerçekten Denizli’deki birlik ve beraberliği gördükten sonra, bizim Antalya’nın geleceğine yön veren değerli iş damlarımızın salt “o başkan olacaktı, bu niye oldu? Ya da bizim istediğimiz başkan olmalı” kıskançlık ve inatçılıkları yüzünden Antalya’nın simgesi haline gelen bu koca kuruluşu dağıtmak üzereler.
Şimdi onlara sormak istiyorum:
Küserek her şeyin hallolduğunu mu sanıyorsunuz?
ANSİAD’ın bünyesinde kurulan Güçbirliği Holding’te yatırım yapmak ve güçlerinizi gerçekten birleştirmek yerine bu kısır çekişmeler yüzünden neden yapacaklarınızı bu kadar geciktirdiniz. Başka illerde sizinle birlikte kurulan bu örnek güçbirliklerin neler yaptığına şöyle bir bakmanız yetmez mi?
Bu derneğin kurucularına da büyük görev düşüyor. Özellikle yönetimle yönetime karşı olanları bir araya getirmek ve onları asgari müşterekte buluşturmak. Bakın işler daha güzel gidecek. Ayrıca Ali Rıza Akıncı başkanlığındaki yönetim de güzel işlere imza atıyor. Onların başarısız olmasını beklemek yerine destek vermeniz gerekmez mi. Bir ve birlik olmak hepimize yarar sağlayacak, kent kazanacak…