Antalya Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Ali Bahar’ın basına yaptığı dünkü açıklamayı ciddiye almamız lazım. Çünkü içinde bulunduğumuz krizden kurtuluşun tek yolu olan üretimin önündeki engelleri kaldırmazsak tek kelime ile “batarız” diye düşünenlerdenim.
Ne diyor Ali Bahar?
“Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) sanayicileri, Nisan-Eylül 2018 dönemlerinde yapılan yüzde 94,3’lük elektrik zammının şokunu üzerlerinden atamadan, yeni zam haberleri ile sarsıldı. 1 Ekim’den itibaren geçerli olan zamlı tarifeler, sanayi elektriğini bir önceki aya göre yüzde 12,86, doğalgazı ise yüzde 18,5 oranında artıracak. Bölge sanayicilerinin Ekim ayı faturaları, yılbaşından bu yana elektrikte toplamda yüzde 94,52, doğalgazda ise yüzde 68,94 oranında artmış olacak”
Bırakın sanayiciyi, bu yükü kim kaldırabilir Allah aşkına. Haydi ürettiğine zam yaparak kaldırdığını düşünelim, o zaman bu malı kim alabilecek? İç tüketimde vatandaşın üzerine yıkılacak bu zam farkını ödeyerek kim ihtiyaçlarını alabilecek? Ve en önemlisi bu rekabet koşullarında hangi ülkeye ihraç edebileceğiz bu ürünleri?
‘Tek çare üretmek’
Bir evin bir fabrikadan daha ucuz elektrik kullandığı trajikomik bir dönemin yaşandığına dikkat çeken Bahar, daha güçlü ve refah seviyesi daha yüksek bir Türkiye için elimizdeki tek reçetenin üretmek olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Ve bütün bunları kendilerine yaşattıkları için sitemlerin en büyüğünü dile getirerek, halkın diliyle “Sanayici yetim mi, öksüz mü? Üstümüze geliyorsunuz?” sorusunu yöneltiyor.
Evet bu sese kulak verelim. Bindiğimiz dalı kesmeyelim.
Nasıl ki, tarım sektöründe katma değeri yüksek üretime yönelen, hayvancılığı geliştiren firmalara teşvikler veriyorsak, aynı biçimde turizm sektöründe daha fazla turist getiren sektör temsilcilerinin girdilerine ortak oluyorsak, ekonominin bel kemiği sanayiciye de üretime yönelik kullanılan elektrik konusunda sübvansiyon uygulamalı, ya da zam yerine indirim yapmalıyız.
Benden söylemesi, sanayici batarsa belimizi doğrultamayız…