ANTALYANIN KAHYASI

Baykal aday olur mu?

Şimdi nereden çıktı Deniz Baykal demeyin lütfen…

Geçirdiği rahatsızlıktan sonra yatağa mahkum olan Deniz Baykal, siyasete ve CHP’ye hayatını vakfetti. Partisi uğruna Zincirbozan’da yattı. Demokrasinin kesintiye uğradığı her dönemde sıkıntılar yaşadı, halkın derdine ilaç olmaya, siyasette hep temiz kalmaya çalıştı, hiçbir yolsuzluk, hiçbir illegal oluşumda yer almadı. En önemlisi uzlaşmacı kimliği ile ileride büyük sorunlar yaratabilecek olayların önünü kesti. Eğer Erdoğan bugün ülkeyi yönetiyorsa bunun sebebi de Deniz Baykal ve o’nun Demokrasiye inancıdır.  Sırf insan hakları ve demokrasi uğruna Erdoğan’ın önündeki engelleri kaldırdı, siyasetteki bugünlere gelişinin temelini attı. Bu yüzden çok da eleştirildi, umurunda olmadı.

Baykal için çok daha güzel şeyler yazılabilir ama kimse o’nun için “Vefasız” diyemez örneğin… “Kindar, kıskanç, içten pazarlıklı, iki yüzlü ya da riyakar” diyemez. O iyi bir siyasetçi, iyi bir baba ve iyi bir aile reisi olarak Antalyalıların ve bu milletin gönüllerinde taht kurdu. O kim ne derse desin bu CHP’nin kurucusu ve Onursal Genel Başkanıdır. Deniz Bey, unutulmayı, bir kenara atılmayı, bırakılmayı hiç ama hiç hak etmiyor. Çünkü o Türk siyasi hayatının temel taşlarından biridir; donanımlı, birikimli, iyi bir siyasetçidir.  Bugün o’nun koltuğu için mücadele eden hem Kılıçdaroğlu, hem de Muharrem İnce’yi milletvekili yapan o dur.

Sevmeyeni yok mudur?

“Çoktur” bunun cevabı. Profillerine bakarsanız bu insanların çoğu Sosyal Demokrat geçinen CHP’lilerdir. Zamanında iyilik yaptıklarıdır, emek verip bir yerlere taşıdıklarıdır,  Örneğin Sabah yazarı Emre Aköz yıllar önce bir yazı yazmış. Başlığı “Baykal’ı Neden Sevmem?” Merak ettim okudum ‘neden sevmezmiş’ diye. Şöyle diyor özeti;

“Deniz Baykal 1970'li yıllarda Ecevit ile birlikte siyaset yapıyordu. Biz de sempati duyuyor, onu geleceğin CHP Başkanı olarak görüyorduk.

Derken 12 Eylül 1980 darbesi oldu. Sivil siyaset rafa kaldırıldı. Yaştı kuruydu demeden binlerce insan hapishanelere tıkıldı. Hak hukuk tanımayan bir anayasa yürürlüğe girdi.

İşte o ortamda Ecevit'in, Demirel'in en küçük bir sözünü dahi merakla, hatta 'iştahla' okurduk. Çünkü yasaklı olmalarına rağmen topluma umut verip insanları heyecanlandırmasını bilirlerdi.

O günlerde Milliyet gazetesinde Baykal ile bir röportaj yapıldı. Yanılmıyorsam konuşan Özcan Ercan'dı.

Ve inanın:

Tam sayfa röportajda Baykal dişe dokunur tek laf etmiyordu. Tek bir laf! Söylediklerinin tamamı yuvarlak, sıradan, külüstür şeylerdi”

Adama sormazlar mı? 12 Eylül sonrası Demirel ve Ecevit’le birlikte Zincirbozan’da misafir edilen Baykal değil miydi? Yasaklanan, siyaset yapması engellenen “kimdi” diye… Kim eleştirebiliyordu ki,  o dönemde 12 Eylül’ü… Gazeteci olarak siz eleştirdiniz mi diye sormazlar mı?

**

Bütün bunları ziyaretimize gelen eski CHP vekillerinden bir dostumuzun Baykal’la ilgili söyledikleri yüzünden yazıyorum.  İsmini de etik olmayacağı için yazmıyorum.

Baykal aday olur mu? Diye sorduk… Cevabı şöyle oldu:

“Kılıçdaroğlu ziyaretine gitmiş. Şayet sordu ise ‘aday olur musun?’ diye kesin kabul etmiştir. Yaşadığı sürece vekil olmak ister”

Bu sözleri iyiliğine mi söyledi, kötülüğüne mü pek anlayamadım ama şu kadarını söyleyeyim;

Sayın vekilim;  vekillik emekli maaşını alıyorsunuz, benim emeklim 2 bin lira,  sizi bilmiyorum ama Kılıçdaroğlu bana sorarsa böyle bir soruyu hemen kabul ederim…

Yayın Tarihi
01.05.2018
Bu makale 941 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!