AKP Milletvekili Sadık Badak’ı bilmeyeniniz yoktur sanırım. Onu ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı döneminde daha yakından tanıma fırsatı buldum. Genç, çalışkan, vizyonu olan, üreten ve en önemlisi de kent kalkınması konusunda Burdur kökenli olmasına karşın bitmez tükenmez Antalya aşkı olan bir kişilik.
Milletvekili olmadan önce de uzun vadeli projeleri bizlerle tartışırdı. Örneğin Antalya’ya tren yolu getirilmesi için çok araştırma yaptı, raporlar hazırladı. Çalmadık kapı bırakmadı. Şimdi vekil, konuyu TBMM gündemine soktu, umarım bu işi başaracak. Ben de demiryolu ulaşımının Antalya için büyük önem taşıdığı inancındayım. Anadolu ve Marmara ile Akdeniz’i bağlayacak bu köprünün ülke kalkınmasına da büyük katkı vereceği ortada.
Neyse bugünkü yazı konumuz tren meselesi değil. Bugün Sadık Badak’tan söz etmek istiyorum.
Badak; bugüne kadar alışık olmadığımız bir milletvekili profili çiziyor. Antalya’nın çözüm bekleyen sorunlarını tespit ederken, ilgili kişi ve kurumların görüşlerini de alarak çözümler üretiyor. Sizin anlayacağınız Sadak Badak bu yapısı ile ezber bozuyor.
Bakın hafta ortasında ne yaptı?
AK Parti Antalya Milletvekili Sadık Badak ''Antalya'da kış turizmi nasıl gelişir?'' konu başlıklı bir toplantı düzenledi. Toplantının organizasyonu Badak’tan... Toplantıya, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan İbrahim Gezer ile Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) Başkanı Sururi Çorabatur, Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Volkan Şimşek, Avrupa Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner, Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) Başkanı Nizamettin Şen ile turizmcileri de davet etti. Bir panel yapısındaki toplantıya katılanlar konuştu, tartıştı, çözüm önerdi Badak da tek tek bunları not etti.
Ve toplantı sonrası anlaşıldı ki;
* Antalya kış turizmi için hiçbir çalışma yapmıyor.
* Türkiye'de alternatif turizmin gelişmesi için bakanlık nihayet bir uzman görevlendirmiş, bu konudaki bilgi ve belgeleri topluyormuş (Tam bürokrasiye uygun bir çözüm)
* Bölgemiz için her türlü altyapısı bulunan Kongre ve Fuar turizmi, yalnızca kendi gücüyle büyümeye çalışıyor.
* Kongre turizmi konusunda yalnızca Almanya'da yılda 14 milyar Avro'luk pazar bulunuyor, ancak turizm sektörü uyumaya devam ediyor.
* En önemli sonuçlardan biri ise turizm sektörünün kendi konularına ilgisiz kaldığı, turizm sektörü temsilcilerinin aynen ifadesi ile “herkes konuşmayı iyi beceriyor ama kimse elini taşın altına koymuyor”.
* Yine turizmcilerimizin ifadesi ile Antalya'da 8 milyar dolarlık yatırım bulunuyor, ancak bunu kullanmayı beceremiyoruz.
* İş olmadığı için kış döneminde turizmci ayakta durmakta zorluk çekiyor. Kış aylarında oteller 150 bin geçici işçiyi işten çıkarıyor.
* Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Kongre Merkezi’ne yardım ediyor ama Antalya Kongre Merkezi'ne üvey evlat muamelesi yapıyor. Alternatif turizm için kruvaziyer turizmin gelişmesi isteniyor ama Antalya Limanı kruvaziyer turizmi için yetersiz.
Bütün bu gerçekler ışığında, toplantıda alınan kararları yine Badak açıkladı:
''Toplantıda 4 konuda çalışma yapılması benimsendi. Antalya'daki kış turizmi (kongre, spor sağlık) ile ilgili çalışma yapan kuruluşlar Antalya Convention Bürosu ile 5 yıllık çalışma yaparak bu çalışmaları Tanıtma Genel Müdürlüğü'ne sunacaklar. AKTOB ve ATAV birlikte bu işi yürütecek. 2009 yılında özel gruplar için Frankfurt ve Chicago gibi şehirlerde düzenlenecek fuarlara Antalya kongre otellerinin çok güçlü bir şekilde çıkarma yapması konusunda görüş birliğine varıldı. Bu çalışmalar AKTOB tarafından yapılacak. Yurtdışından Antalya'ya tarifeli seferleri konusunda THY Ar-Ge pazar araştırması ile AKTOB arasında bir çalışma komitesi kurulacak. THY ile birlikte Antalya'ya tarifeli seferler nasıl olabilir, nasıl çalışabilir konuları araştırılacak. Antalya'da kış dönemi turistinin artması için kongre yapan fuar organizatörleri ile Tanıtma Genel Müdürlüğü çalışma toplantıları yapacak. Bu çalışmaların takibini de ANFAŞ yapacak.''
Haydi hayırlısı bakalım. Bu kez inşallah sonuç alırız. Bir de bu konuların sadece konuşmada kalmaması da sektörü temsil eden sivil kuruluşların görevi olsa gerek.
Bir de ezber bozarak bu ve benzer konularda kendine vazife çıkaran Sadık Badak’ı kutlamak istiyorum. Badak bu tür çalışmaları ile TBMM’de uzun süredir oynanan “parmak demokrasisi”ni benimsemediğini, milletin gerçekten vekili olduğunu gösteriyor. Ne demiş Atalarımız:
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz…”
GÜLMECE
BOMBANIN FİTİLİ
Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler.
Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliğe göre bir doktoru çırılçıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince “BOMBAAA” diye bağırır. Bunu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar.
Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve o da “BOMBAAA” diye bağırır. Deliler onu da tuttukları gibi camdan dışarı atarlar.
Başhekim en sonunda bir de ben deneyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve “BOMBAAA” diye bağırır. Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler.
Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar: “Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşaltınız?”
Deliler de cevap verir: "İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu içerde patlamasın diye böyle yaptık".
GÜNÜN SÖZÜ
Gerçek başarı; başarısız olmak korkusunu yenebilmektir.
Paul Sweeney