Her şeyin kötüye gittiği bir ortamda; eski yöneticilerinin borçlandırdığı, yeni yöneticilerin borcun içinden çıkamadığı, bu yüzden istifa gibi genel kurul kararı aldığı, kentin iş dünyasının sahip çıkmadığı Antalyaspor, transfer ettiği futbolcusuna borcu yüzünden lisans bile çıkaramazken, mevcutları ile gittiği İstanbul deplasmanında Beşiktaş gibi, üstelik 45 hafta kendi sahasında yenilmemiş, şampiyonlar şampiyonu bir takımı yenerek bir gerçeği ortaya koydu:
Azmin zaferi…
Evet spor dahil hemen her konuda sağlam ve iyi niyet önemlidir. Sonrası sebat ve sabırla çalışmaktır. Azimli kişide bunların üçü bir arada bulunur. Bu durumda azimli kişinin başaramayacağı iş, üstesinden gelemeyeceği başarı yoktur.
İşte Antalyaspor bunu başarmıştır.
Azmin zaferi…
**
Hem bizim toplumumuzda, hem batılılarda futbol kulüpleri kentin simgesi haline gelmiştir. Barcelona gibi, Real Madrit gibi, Juventus, Manchester City, Bayern Münih gibi… Bu simgelerden biri de marka şehir Antalya’nın bir türlü marka olamayan futbol takımı Antalyaspor’dur.
Antalyaspor’un marka olamayışının sebebi kentin kozmopolit yapısıdır. Beşiktaş gibi bir takım karşısında alınan haklı galibiyeti kutlarken bile, bu başarıya gölge düşürmek isteyen, Antalya’nın havasını soluyan, ekmeğini yiyen ve başka takımları tutan bu kentin insanlarından bazıları sosyal medyada galibiyeti ofsayttan atılan gole bağlayarak bu kente ihanet ediyorlar.
**
Gelin her şeyi bir kenara bırakalım. Bu azmi ortaya koyan takımımıza hep birlikte sahip çıkalım. Herkes kendi bütçesine göre kombine alsın, forma alsın, diğer sponsor malzemelerini alsın.
Ligin üçüncü haftasında elde edilen bu başarı şüphesiz AKTOB’un mektup gönderdiği turizmci işadamlarını da harekete geçirecektir. Onlara önerilen 50 ve 100 bin liralık paketlerden birini mutlaka alacaklardır. Bu hafta iki yeni forma reklamını AGT ve CW Enerji’nin forma reklamlarının devamı da gelecektir. Yönetim genel kurulu toplamak yerine taraftara küsmeden, kırılmadan yeni takviye kişilerle bu sorunu çözmek için biraz da taşın altına ellerini sokarak gayret içine girmeleri, bu kentin takımına sahip çıkmaları gerekir. Bu takıma zamanında emek vermiş eski kulüp başkanlarının, eski yöneticilerin mevcut yönetime destek vermeleri görevleridir. Takımına sahip çıkmak kente sahip çıkmaktır.
Her Antalyalı bu bilinçle hareket ederse, başaramayacağımız hiçbir sorun olamaz. Bir avuç futbolcumuzun zaferini, gelin onlara destek vererek taçlandıralım…