Kültür ve Turizm Bakanımız şahsen bana ümit vermişti. Kendisi ile Has Parti Genel Başkanlığı döneminde bir televizyon sohbeti yapmıştım. Fikirlerini de din eksenli siyaset yapmasına rağmen beğenmiştim. Numan Kurtulmuş, Ekonomi Profesörlüğü yanında, iki siyasi partiye genel başkanlık yapmış, Ak parti ile birleşme sonucu Başbakan Yardımcılığından Hükümet sözcülüğüne kadar çeşitli görevler alarak sonuçta Kültür ve Turizm Bakanlığı görevine getirildi.
Numan Kurtulmuş turizmi kurtarmak için mi geldi, yoksa hükümetin bu sektöre değer vermemesi nedeniyle mi? Bunu zaman gösterecek ancak bakanın ilk sınavını verdiği, Türkiye’nin yönetimine aday olduğu Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün 22'nci Genel Kurul Toplantısı'ndan yenik çıkması iki noktayı aydınlığa kavuşturdu.
Birincisi Avrupa son olaylar ve kavgalar nedeniyle, Türkiye’yi gözden çıkardığını ortaya koydu,
İkincisi ise, Yunanistan’ı ilk kez yönetime alarak Avrupa Birliği’ni de Türkiye’ye karşı bilediler.
***
İsterseniz Dünya Turizm Kongresi’nin öncesine gidelim;
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş bir açıklama yapıyor ve diyor ki;
“Türkiye, dünya turizmini yönetmeye hazır”
İkinci olarak Ankara’da, Dünya Turizm Örgütü Avrupa Bölgesel Komisyonu'na üye büyükelçi ve temsilcilerle bir araya gelerek, 10-16 Eylül tarihlerinde Çin Halk Cumhuriyeti'nde yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Turizm Örgütü 22. Genel Kurulu'ndaki 2018-2021 Dönemi Yürütme Konseyi Seçimleri için Türkiye'nin Avrupa Bölgesi'nden aday olduğunu açıklıyor.
Ardından Bakanlık Basın Bürosu tarafından yapılan yazılı açıklamada; Dünya Turizm Kongresi’ne katılmak ve adaylığımız konusunda kulis yapmak üzere Çin’e giden Kültür Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un, BMDTÖ Genel Sekreteri Talep Rifai ile bir araya geldiği ve görüşmede, Dünya Turizm Örgütü (DTÖ) kapsamında Türkiye’nin liderliğinde bir kültür ve turizm komitesi kurulması kararlaştırıldığını bildiriyor.
Bakan, bu açıklamada ayrıca; Biz, hem karşılıklı BM Dünya Turizm Örgütü'ne yapacağımız hem de bu örgütün yürütme kurulu üyeliği vasıtasıyla Türkiye’'nin bölge barışına yapacağı katkılar dolayısıyla bu üyeliği önemsiyoruz” da dedi.
Bu kadarına da pes dedirtecek bir açıklama.
Çünkü bakanın birlikte bu kararı verdiğini söylediği Genel Sekreter Talep Rifai’nin görevi, bu açıklamadan bir gün sonra sona erdi. Ertesi gün; Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü 22. Genel Kurul Toplantısı'nda, yeni Genel Sekreterliğe oy birliğiyle Gürcistanlı Zürap Pololikaşvili getirildi.
Ve sonuçta; bu çabaların hiç biri sonuç vermedi, dünya turizmini yönetmeye talip Türkiye, yeterli oyu alamazken Yunanistan yönetime girdi. 10 ülkenin aday olduğu ve 5 ülkenin seçildiği UNWTO Yürütme Kurulu için yapılan seçimlerde en çok oyu alan Yunanistan, Litvanya, Rusya, Romanya ve Azerbaycan yönetime seçildi.
Örgütle ilişkilerimiz
1975 yılında kurucu üyesi olduğu Dünya Turizm Örgütü bünyesinde çeşitli tarihlerde üstlendiğimiz görevlere bir bakınız:
- Çevre Komitesi üyeliği: 1980-1983, 1983-1987, 1987-1991,
- İstatistik Komitesi üyeliği: 1987-1991
- Tüzük Değişikliği Çalışma Komitesi: 1990-1991
- Kalite Destekleme Komitesi: 1999-2003
- Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcılığı : 1977-1979, 1993-1995
- İcra Konseyi Üyeliği: 1991-1995, 1995-1999, 2003-2007
- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), 2010’da Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün (UNWTO) Bağlı Üyeler (Özel Sektör) Yönetim Kurulu'na Başkan Yardımcısı sıfatıyla girmeye hak kazandı.
Avrupa Bölgesel Komisyonu Toplantısı ile 1997 yılında gerçekleştirilen 12. Genel Kurul Toplantısına İstanbul’da evsahipliği yapmış olan Türkiye, Dünya Turizm Örgütü İcra Kurulu üyeliğine seçilirken en çok oy alan 4 ülkeden biri olmuştur.
Ayrıca, 11 Eylül 2001’de ABD’ye karşı gerçekleştirilen terör saldırısının ardından kurulan Kriz ve Toparlanma Komitesinin çalışmalarına Türkiye aktif katkıda bulunmuştur. Türkiye, konumu ve sunduğu çeşitli turizm olanakları çerçevesinde, İpek Yolu, Kültür Turizmi, Macera Turizmi, Ekoturizm alanlarında önde gelen ülkelerden biri durumundadır.
Öte yandan, anılan Örgütle ilişkilerin geniş bir perspektifte sürdürülmesine büyük önem atfeden Türkiye, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği ve Turist Rehberleri Birliği Derneği gibi turizm alanında etkin belli başlı sektör temsilcileri aracılığıyla “Bağlı Üyelik” kategorisi altında Dünya Turizm Örgütü bünyesinde temsil edilmektedir.
2015 yılı çerisinde Örgüt ile ülkemiz arasındaki en önemli gelişme, G20 Dönem Başkanlığımız çerçevesinde ülkemizde turizm alanında dünyanın en önemli ülkelerinin katıldığı T.20 Turizm Bakanları Toplantısı’nın düzenlenmesi olmuştur. Bahse konu toplantı 29-30 Eylül 2015 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilmiştir. Ülkemizce, turizmin istihdama katkısı ve G20 Dönem Başkanlığımız önceliklerinden biri olan KOBİ’lerin turizmdeki etkin rolü dikkate alınarak söz konusu toplantının düzenlenmesine karar verilmiştir. Nitekim toplantının teması “Turizm, KOBİ’ler ve İstihdam – İş Oluşturma ve Kapsayıcılığın Teşvik Edilmesine Yönelik Politikalar” olarak belirlenmiştir.
Şimdi ne olacak diye dövünmeye gerek yok. Aklın yolu bir, Batı bizigözden çıkarmış olsa da kavgaya gerek yok.
Yoksa, yeni devlet anlayışı içinde her alanda Batı’dan uzaklaşıp yön arayan Türkiye’de turizm de adım adım Araplaşma sürecine giriyor... Bursa, İstanbul, hatta Karadeniz bölgesinde yayılan Araplar Antalya ve Ege sahillerini de ele geçirirlerse hiç şaşırmayın, bu gidişin turizmdeki kaliteyi de düşürmeye başladığını unutmayalım…