ATATÜRK
VE
YENİ YIL KUTLAMASI
Atatürk’ün; insancıl yönlerine, özel yaşamına ışık tutmayı sürdürüyorum bu yazımla.
Atatürk; halkın arasında olmayı çok sever. Halkıyla birlikte eğlenmekten de büyük keyif alır.
“Hiçbir birey ait olduğu ulusla onun kadar kaynaşıp birleşmemiştir.” der; en yakınında olanlardan biri, yazar ve gazeteci Yakup Kadri Karaosmanoğlu.
Atatürk; Özel günlerdeki akşam sofralarında kimlerle birlikte olurdu? Yeni yıl kutlamalarına katılır mıydı? dediğinizi duyar gibiyim.
Yeni yıl için düzenlenen yemek davetlerine de kutlamalara da katılır elbette.
Ancak; ilk olarak ne zaman ve nerede yeni yıl kutladığını bilmiyoruz?
Ömrü cephede geçmiş Atatürk, Cumhuriyet’in ilanından sonra ilk kez 1924 Yılında Latife Hanım ile birlikte İzmir’e giderken trende yeni yılı kutlarlar.
Sonraki yıllarda ise genellikle arkadaşları ve çok sevdiği halk ile kutlayarak yeni yıla girer.
Atatürk’ ün yeni yıl kutladığı bir gecede, yürekleri ısıtan, gözleri yaşartan bu duygusal anlarda yaşananlara birlikte göz atmaya ne dersiniz?
1936 Yılındayız.
Atatürk; geç saatlere dek Çankaya’da arkadaşlarıyla çalışır. Yeni yılı kutlamak için yapılan baloda halk ile birlikte olmak ister. Ve daha sonra Ankara Opera binası olacak Sergi Evi salonlarında düzenlenen bir yılbaşı balosuna doğru yola çıkarlar yanındakilerle birlikte.
Sergi Evi salonu tıklım tıklım doludur. Müzik eşliğinde sohbet edilip, eğlence sürerken gece 23.00‘de:
“Atatürk geliyor!” haberi yayılır.
Atatürk giriş kapısından içeri girer. Paltosunu vestiyerdeki memura bırakır. Merdivenlerden çıkmak üzereyken orada duran iki inzibat eri dikkatini çeker. Erleri yanına çağırarak: “Burada ne bekliyorsunuz?” diye sorar. Ve şaşkınlıktan ne söyleyeceğini bilemeyen erlerin yanıtını beklemeden:
“Anladım, siz de benim gibi buraya davetlisiniz. Peki neden yukarı çıkmadınız? Haydi üstünüzdekileri ve şapkanızı vestiyere bırakın sizi bekliyorum. Yukarı birlikte çıkacağız. Fakat benim yanımdan bir karış bile ayrılmayacaksınız! der. Kendileriyle konuşan, üstelik eğlenceye gelmelerini istediği için çok şaşırmış olan erler, büyük komutanlarına: “Emret komutanım!” der.
Atatürk; birlikte merdivenleri çıkarlarken, erlerin, her zaman yol vermeye alışkın oldukları devlet büyüklerinin gerisinde kaldıklarını görünce, seslenerek: “Hani yanımdan ayrılmayacaktınız? Siz yanıma gelin ve yanımda kalın!” uyarısını yapar. Erlere yol açılır Atalarının yanında salona girerler.
Salonda yemek masasına geldiklerinde, sağında ve solundaki koltuklara oturacaklarını işaret eder erlere. Oturma düzeni değiştirilir ve erler Atanın yanına oturtulurlar.
İnanılmaz bir gece yaşanmaktadır. Askerler şaşkındır; oturdukları koltukta, bulundukları ortamda nasıl yer aldıklarını bilemediklerinden? Salondakiler şaşkındır; iki tane erin kendileriyle aynı ortamda bulunup, aynı masada nasıl oturduklarını anlayamadıklarından?
“Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir” 1921
“Efendiler! Eski silah arkadaşlarımla böyle yakından ve samimi temasta bulunmaktan büyük vicdani zevk hissediyorum.”1920
Atatürk’ün; yıllar önce söylediği bu sözleri çoktan tarih sayfalarındaki yerini almıştır. Şimşekler çakan bakışları ile şaşkın yüzleri tek tek süzer ve bu akşam olanları şu unutulmaz sözleriyle açıklar:
“Bu gece rahatça nefes alabildiğimiz bu ortamın oluşmasını hepimiz mehmetçiğin büyük fedakarlığına ve cesaretine borçluyuz. Onlar vatanını kurtarırken benim sağ ve sol kolum oldular. İşte bunun için bu gece benim sağ ve sol omuzbaşlarım olarak bu sofrada, bu eğlenceye katılmaları en çok onları hakkıdır.”
Tarihte eşine rastlanmamış bu görünüm, duyulmamış olağanüstü sözler duygu seli yaratmıştır. Salondakiler, yüzünde şaşkınlıkla değil gözünde yaşlarla dinlemektedir Atatürk’ü. Bu sözlerde insana saygı, sevgi; yurdu için canını veren, gazi olan, savaşan mehmetçiğe gönül borcunun, sahip çıkmanın, korumanın önemi vurgulanmaktadır.
Yaverini çağırır. “Amirlerine haber verin. Bu iki yiğidi bu akşam izinli saysınlar!” diyerek; Başkomutan Atatürk de cumhurbaşkanı da olsa, askeri düzenin bozulmamasının, kimsenin görevine karışmayacağının altını çizer.
Atatürk’ün onurlandırdığı, halkla, mehmetçikle birlikte olduğu bu akşamda; müzik eşliğinde yemekler yeniler, dans edilir ve yeni yıl kutlanır.
Cumhuriyet’imizin yüz birinci yılını kutladığımız 2024’de; Atatürk’ün sıklıkla vurguladığı ilkelerinden olan Yurtta Barış, Dünyada Barış’ın gerçekleşmesi dileğiyle…
Atatürk’le, bilimle, sanatla, kitaplarla kalın.
Sevgiyle nice yıllara…
Fazilet ÖZKAN POR
01/01/2024
Kaynaklar:
İlknur Güntürkün Kalıpçı, yazıları
Atatürk’ün Sözlerinde Asker ve Askerlik Mesleği, Gn.Kur. Basımevi, 2013