İstiklâl Marşı’nın TBMM’de kabul edilişinin 100. Yılı olması nedeniyle, 2021 yılı ‘’İstiklâl Marşı Yılı’’ ilan edildi.
’’Cumhuriyet devrine kadar bir milli marş yaptırılması düşünülmemiş. Padişahların şahıslarına yaptırdıkları marşlar kullanılmış. Halk kitlesine mal edilmediği için bilhassa dış memleketlerde birçok defa güç durumlarda kalınmış, sıra bize geldiğinde topluluğumuz şaşkına uğramış, bazen de ‘bizim milli marşımız yok’ deme cesaretini göstermişler. Hatta bir futbol ekibimiz, yine böyle sıkışık bir durumda kalarak milli marş yerine ‘Hamsi koydum tavaya’ türküsünü bile okumuştur.’’diye anlatır Etnomüzikolog ve araştırmacı yazar Etem ÜNGÖR marşın gereksinimini.
23 Nisan 1920’de Meclis açılmıştır. Ordularımızın işgalci güçleriyle savaştığı, Kurtuluş Savaşı yıllarıdır. Meclis, böylesine duyarlı bir dönemde, yeni kurulan Türk Devleti için İstiklâl Marşı hazırlatmak ister. Böylece, bu ruhu yansıtacak, bir şiir yarışması açılır. 724 şiir yarışmaya katılır.
12 Mart 1921‘de, Mustafa Kemal’in başkanlık yaptığı meclis oturumunda, ön incelemeyi kazanan yedi şiir tartışmaya açılır.
Savaşın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hak’ka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getiren Mehmet AKİF’in şiiri alkışlarla kabul edilir.
‘’O şiir bir daha yazılmaz... Onu kimse yazamaz… Onu ben de yazamam… Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklâl Marşı yazdırmasın.’’ diyen Mehmet AKİF şiirlerini topladığı SAFAHAT’ da da yer vermeyerek Türk milletine armağan eder.
Yarışmada kazandığı beş yüz liralık ödülü de, yoksul kadın ve çocuklarına iş öğreterek yoksulluklarına son vermek için kurulan Darülmesai’ye bağışlar.
Şiir hazırdır ancak, ülke savaşta olduğu için bestelenmesi iki yıl sonraya kalmıştır.
İstanbul Maarif Müdürlüğünün, 1923 yılında açtığı yarışmaya 24 yapıt katılır. Ancak zor koşullar, sonuç belirlenmesine olanak vermez. Bu nedenle; Edirne’de Ahmet Yekta Bey, İzmir’de İsmail Zühtü Bey, Ankara’da Osman Zeki Bey, İstanbul’da Ali Rıfat Bey ve Zati Bey’in besteleri okunmaktadır.
1924 yılında, Ankara’da toplanan seçici kurulun kabul ettiği; Ali Çağatay’ın bestesi, 1930 yılına dek tüm ülkede okutulur.
Ancak; ‘’Çok melankolik ve batılı anlamda marş niteliğinden uzak’’ gerekçesiyle kaldırılarak Osman Zeki ÜNGÖR’ün 1922’de hazırladığı, bugün okunan bestesi yürürlüğe girer.
Osman Zeki ÜNGÖR; orkestra şefi, ilk Türk keman konser sanatçısı, Musiki Muallim Mektebinin ve operanın kuruluşunda önemli görevler üstlenmiş, müzik tarihimizde çok önemli bir isimdir. Osmanlı Saray Bandosu Muzıka-yı Humayun ile Cumhuriyetin ilanından sonra 1924’de, ilk senfonik konserini Ankara’da verir. Bu topluluk, daha sonra ‘’Riyaseti Cumhur Musiki Heyeti‘’ adıyla; Atatürk devrimlerinin bir simgesi olan, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasına dönüşür.
‘’İstiklâl Savaşı devam ettiği sıralar… İlkokul öğretmeni İhsan... Büyük bir heyecan içinde süvarilerin İzmir’e girişlerini anlatmaya başladı. Odadaki hepimiz coşmuştuk. Hemen kalkıp piyanonun başına geçtim ve derhal içimde doğan parçayı çalmaya koyuldum. İlk olarak marşın girişini besteledim... İki gün sonra beste bitti… Arkadaşlar çok beğendiler. Bunun üzerine bu müziği Milli Marş olarak takdime karar verdim.’’ diye anlatır İstiklâl Marşı’nın besteleniş öyküsünü Osman Zeki ÜNGÖR. O sıralar; Muzıka-yı Humayın’da, yani saraya bağlı çalışan bir öğretmendir.
Marşın, orkestra uyarlaması Edgar MANAS, bando düzenlemesi İhsan Servet KÜNÇER tarafından yapılır.
Ankara’da verilen bir baloda Atatürk’ün huzurunda İlk kez çalınır.
1930 yılında kabulüne değin, İstiklâl Marşı bestelerinin çok tartışıldığı günlerde değişik yerlerde çalınıp söylenmiştir.
‘’Bu marş bizim inkılabımızı anlatır. İnkılabımızın ruhunu anlatır. Bunu ne unutmak ne de unutturmak lâzımdır. İstiklâl Marşında, istiklâl davamızı anlatması bakımından büyük manalar vardır. Benim en beğendiğim yeri de burasıdır:
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hak’ka tapan milletimin istiklâl!
….Hürriyet ve istiklâl aşkı bu milletin ruhudur…’’ ATATÜRK
İstiklâl Marşı’nın TBMM’de Kabulünün 101’inci yılında; bu ulusa armağan edenlerin anısına saygıyla…