Muhteber- Yusuf Demirtaş
Sanat bir rastlantıdır; doğum gibi…
Pablo Picasso
Yok yoook yanlış anlamayın düğün, benim/bizim düğünümüz değil.
Ankara’da; ülke olarak yaşadığımız, yaşamakta olduğumuz olumsuzluklardan sıyrılmak, sanatla olmak, sanatı solumak için gittiğim, gezdiğim, her şeyi unutuverdiğim bir serginin adı.
“Seneye Düğünümüz Var”; Ressam Muhteber ile gravür sanatçısı eşi Yusuf Demirtaş’ların, Krişna Sanat Galerisi’nde açtıkları sergilerine verdikleri ad.
Sergilerini neden böyle adlandırdıklarını sanatçı Yusuf Demirtaş’tan dinleyelim:
“2018’de Krişna’da açtığımız serginin adı BİZ OLMAK’tı. Sergi içeriğiyle uyumluydu.
SENEYE (2023) DÜĞÜNÜMÜZ VAR. Neden?.. Aslında, Muhteber’in resimleri bu adı vermemizin en büyük nedeni.
2023’de, Cumhuriyetimizin 100. yılı.
2023’de, genel seçim var. Bayram havasında geçmesini diliyoruz.
2023’de, evliliğimizin 50. yılı.
Muhteber’in resimleri düğüne (toya), baloya gider gibi allı pullu, cıvıl cıvıl. Estetik ve plastik değerler bağlamında güzel, sıcak resimler.
Benim resimlerim, soyut dışa vurum anlayışta. Enerji dolu.” diyerek açıklık getiriyor.
Çalışmalarını kendi atölyelerinde sürdüren sanatçılarımızı tanıyarak, başarılarını izleyelim mi adım adım?
1965’de, Beşikdüzü Kız İlköğretmen Okulu’na başlar. Yeteneği ve çalışkanlığıyla resim öğretmeninin dikkati üzerindedir. Sanat ağırlıklı bir okula gitmesi için yüreklendirir Muhteber’i.
1968’de, İstanbul İlköğretmen Okulu Resim Semineri’ne girer. Her birisi, alanında söz sahibi, seçkin sanatçı öğretmenlerin zorlu sınavından başarıyla geçerek hem de.
1971’de Okul biter. Ayrıca, okulu bitirmeden kişisel sergisini açmış, sanatçı olma yolunda ilk adımını atmıştır artık.
1980’de, Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nü bitirir.
1988’de Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Resim- İş Bölümü’nde lisans tamamlar.
26 yıllık öğretmenliği boyunca ve emekliliğinden bugüne değin sürdürür çalışmalarını. Aralıksız ve ödünsüz. Kadın olmanın, hele de kadın sanatçı olmanın güçlüklerini hiçe sayarak.
“Ülkemizde o kadar çok sorun var ki, ben de birisini gündemde tutmak istedim. Kadınlarımız, kızlarımız var resimlerimde. Onların ayakta durmalarını, okumalarını, kendilerini ifade etmelerini, haklarını aramalarını istiyorum. Bu yüzden resimlerimde kendini anlatan, hakkını arayan, çığlık atan kadınlar, kızlar var.” diye anlatıyor resimlerini Muhteber.
“Ne zaman onun resimlerine baksam, içtenliğinin pırıltısı karşılar önce beni. Lirik bir coşkuyu imgelerin gizemini duyumsarım her bakışta. Kendini sessizce biriktiren, resmiyle içten bir hesaplaşmayı yaşayan münzevi bir sanatçı. İnce hüzünleri, kırılgan yalnızlıkları, kendine özgü bir renk akorduyla yansıtıyor.” der Muhteber’in resimleri için. İbrahim Karaoğlu, Yazar, Resim Eleştirmeni
“Tüm resimlerinde; sıcak renklerin soğukların üstüne üstüne gitmesinden, renklerin dansından, ritmin, armoninin, zıtlıklar içindeki varlığından, zıtlıklardaki o güzel uyumdan, tadına varılmaz bir dinginlikten, cesaretinden ve korkusuzluğundan…” söz eder. Karartılmak istenen dünyamızın yine de yaşamaya değer olduğunu, yılgınlığa kapılmadan tırnaklarıyla, terle, akılla, derviş sabrı ve yetenekle geldiği noktadan bizlere sesleniyor.” diyerek sanatçıyı anlatır. İsmail Gümüş, Yazar, Resim Sanatçısı
1964’de, Pazarören İlköğretmen Okulu’nda öğrenimine başlar Yusuf.
1970’de, eşinden bir yıl önce, aynı zorlu sınavı kazanarak, aynı yollardan yürüyerek İstanbul İlköğretmen Okulu Resim Seminerini bitirir.
Dikkat çeken başarıları, Bedri Rahmi Eyüboğlu ile söyleşi yaparak ödüllendirilir öğretmenleri tarafından. Lise öğrencisi olarak; büyük sanatçıyla yapılan bu konuşmanın haklı gururu kalır yüreğinde o günden bugüne.
1973’de Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nü bitirir.
1986’da Gazi Üni. Eğitim Bilimler Fak. Resim-İş Eğt. Bölümü’nde lisansını tamamlar.
1996’da Ankara Üni. Eğitim Bilimler Fak. Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Sanat Dalı’nda, ‘Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde Temel Sanat Eğitiminin Bugünkü Durumu’ konulu teziyle yüksek lisansını yapar.
1967’ den beri resimle ilgileniyor, resim yapıyor. Yağlıboya, pastel resimlerle başlar çalışmalarına Yusuf. Ancak; gravür ile kendini daha iyi anlatabileceği inancıyla gravüre yönelir. Gravür, zahmetli ve teknik bir çalışma. Mutlaka donanımlı bir atölye gerektirir.
“Zor bir uğraş boyayla, asitle, çinko plakaları ile iç içe olmak yaşam boyu. Eser üretmek ‘iğne ile kuyu kazmak’ gibi bir şey. Zorlu ve kuyumcu titizliği gerektiren... Uğraşı gravür, özgün baskı ise sanatçının; sabır, sanatsal disiplin, dayanıklılık, dik duruş ve düzenli yaşam ister…. Tüm bu özellikleri üzerinde bulunduruyor sanatçı…” diyor gravür çalışması ve Yusuf için. Mehmet Kapçak, Resim Sanatçısı
“Yusuf Matematiksel anlatımın yanında, kompozisyon bütünlüğü sağlamış. Uyuyan bir çocuğun masum yüzünü, kıpırtısız, dingin bir denizi gördüm resimlerinde.” der, İsmail Gümüş
Gravürde çizgi değerleri, renk tonları, titizlik ve duyarlılık ön plandadır. Bu duyarlılık sanatçıyı bütünlüğe götürür.
Gravürün olanaklarından yararlanarak çizgi, doku, boşluk, açık-koyu ve renklerle anlatım bütünlüğüne ulaşmayı amaçlıyor Yusuf. Ve çizgilerle, renk tonlarıyla titizlik ve duyarlılıkla yapıtlarında bu bütünlüğü yansıtıyor sanat severlere. Yine bu sergide, gravürlerinin yanında, bozuk ya da lekeli gravür atıklarından yaptığı boya resimler de yer alıyor.
Muhteber -Yusuf Demirtaş; 20’den çok kişisel sergi açar bir çok karma sergiye katılırlar bugüne dek.
Muhteber’in; asil duruşlu, çakmak çakmak ateş bakışlı, coşkulu, sessiz çığlıklar atan, haksızlıklara baş kaldıran, çarpıcı renkleriyle, ben de varım, ÖZGÜR CUMHURİYET KADINIYIM diyen resimlerini; Yusuf’un; gravür sanatının olanaklarıyla, yalın bir şekilde anlattığı en güzel yapıtlarını 14 Mayısa dek görebilirsiniz.* Hatta, yolunuz Ankara’ya düşer de, biraz sanat solumaya zamanınız olursa kaçırmayın derim.
“Üretirken bize yaşam sevinci veren sevgimizi ve umudumuzu hiç yitirmedik” diyen;
Sanatıyla, ürettikleriyle, insancıl yanlarıyla beni mutlu eden sevgili sınıf arkadaşlarım, can dostlarım ne güzel şey varlığınız…
Üreten yüreğinizde sevgi eksilmesin, fırçanız hiç kurumasın.
ALTIN YILINIZ KUTLU OLSUN. NİCE YILLARA…
İyi bayramlar… Sanatsız kalmayın…
(*) Krişna Sanat Galerisi Kennedy Caddesi /ANKARA