Koskoca Antalya’da, koca koca adamların şu Organize Tarım Bölgesi işini çözememelerini ben şahsen içime sindiremiyorum. Ama bizim muhteremler taş ocağı tahsislerini iki dakikada hallediyorlar. Organize tarım işi kendilerine kişisel çıkar sağlamayacağı için o’nu başkaları yapsın istiyorlar. Hatta genel bir kanı da var: “Bu işlerli vali bey halleder…”
Bugün bunları niye yazıyorum? AKP’nin il yönetiminde görev alan, siyasi hayatı pırıl pırıl, hiçbir şaibeye adı karışmamış bir büyüğümle karşılaştım. O’nun da AKP Antalya teşkilatında olup bitenlerden rahatsızlık duyduğu belli. Kendisine;
- “Ağabey o kadar yazıp, çiziyoruz. Niye hiç birimize cevap vermiyorsunuz?” Bir işlem yapmıyorsunuz? diye sordum. Verdiği yanıt kısa ve netti:
- “Yazdıklarınız doğru da ondan cevap vermiyoruz.”
Aynı yöneticiye bu benim dilime doladığım Organize Tarım Bölgesi meselesini sordum.
- “Ne olacak Organize Tarım Bölgesi meselesi?”
Verdiği yanıt AKP İl yönetimindeki, çatlağı ve menfaat çatışmalarını gün yüzüne bir kez daha serdi. Benimle alay edercesine
- “gazetecisiniz ama her şeyi bilmiyorsunuz” dedi ve ekledi. Aslında sordu ve cevabını da kendisi verdi:
- “Şimdi sana soruyorum, bu Organize Tarım arazisi meselesini kim çözecek?
- “Sen dur ben söyleyeyim”
- Antalya Ticaret Borsası başta olmak üzere Antalya’daki tarım sektörünün diğer temsilcileri çözecek değil mi?
- Peki Ticaret Borsası’nın Meclis Başkanı kim?”
- Niyazi Çetin… Aynı zamanda bizim partiden İl Genel Meclisi üyesi. Oğlu Ali Çetin de Partimizin İl Başkan Yardımcısı. Üstelik Niyazi Çetin Toptancı Halinde komisyonculuk yapıyor. Yani bu senin dediğin işi onların işi. Peki onlar neyle uğraşıyor? Maden ocağı tahsisleri ile… Bir de başkaları var. Onlar da tahsis kendi adlarına almaya uğraşıyorlar. Nasıl çözülecek bu iş var sen kendin düşün…
ATB Antalya’nın olmazsa olmazı…
Ben alacağım cevapları almıştım. Ama şu gerçeği de iyi biliyorum ki, küresel ısınmanın ayak seslerinin duyulduğu bu yıllarda bizim maden ocağı, taş, kum ocağı işlerini bir kenara koyup kuraklığın getireceği tehlikeye şimdiden önlem almamız gerekiyor.
Şimdi sormak istiyorum:
Adana’da Organize Tarım Bölgesi 2 yıl önce kuruldu. Adana tarımda Antalya’dan daha mı verimli, yoksa onların politikacıları mı iyi?
Anadolu’da bu yıl bir damla yağış almayan o verimli topraklarda kuraklık kapıda Antalya’da da kuraklık kapıya dayandı bile. Peki biz ne yapıyoruz? İzninizle bunun cevabını ben vereyim:
Bizim politikacılarımız; kentin ortak menfaatleriyle uğraşmak yerine kendilerine ve yakınlarına, kendi işleri olmadığı halde nasıl maden ve taş ocağı tahsisi alırlar onlarla uğraşıyorlar. Ormanları üç kuruşluk taş uğruna talan ediyorlar. Yeni 2B alanları yaratmakla meşguller. Hoş bu konuda Cumhuriyet Savcılığı bir soruştur başlattı. O devam ettiği için fazla konuşmamak lazım. Ancak savcılık soruşturmasının başka illere de kaydığını duyuyoruz. Sizin anlayacağını o iş de büyüyor.
Bu arada yukarıda Niyazi Çetin beyefendiden söz ederken, AKP’li dostumuzun bana sorduğu bir soruyu unuttum. Sorusu Niyazi Çetin’in son bir yılda başkanlığını yaptığı Ticaret Borsası Meclisinin kaç toplantısına katıldığı yönündeydi. Hiç katılmadığı söyleniyor. Araştırıp sizlere de duyuracağım ama, diğer meclis üyelerinden veya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu başkanı sevgili İlhami Kaplan’dan belki bir cevap gelir diye buradan da soruyorum.
Bu arada Atalarımız””Yiğidi öldür, hakkını ver” demiş. Sevgili İlhami Kaplan, Ticaret Borsası başkanı olarak hem Organize tarım Bölgesi, hem de Hayvan Borsası konularında gerçekten öok çalışıyor. “Neticeyi de kısa zamanda alacak” diye umuyor ve bu anlamda kendisine destek veriyoruz.
GÜLMECE
Karı-koca
-"Çok iyi görünüyorsunuz" demiş doktor, "Kaç yaşındasınız?"
-"78 efendim.."
-" 78??.. İnanın 60 yaşında gibisiniz.. Nasıl bu kadar sağlıklı kalabildiniz?.."
-"Evlenirken karımla bir anlaşma yaptık doktor" demiş adam, "Karım sinirlendiğinde sakinleşmek için mutfağa gidecekti, ben de evimizin arkasındaki ormana? Her gün orman havası, her gün orman havası, işte bu hale geldim!"
(Teşekkürler Deniz)
GÜNÜN SÖZÜ
Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamayalım? Hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz, aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşlarıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz. Aunius Simachus