İddiayı Dursun Gündoğdu kaleme almasa inanmayacaktım. O'na da bir telefonla gelmiş. Akdeniz Üniversitesi Serik Meslek Yüksek Okulu'nun Müdürü Yard. Doç Dr. Sebahattin Taş, bir özel şirketin arsa pazarlama işini yapıyor. Dursun pek yakıştıramamış ama koca müdür emlakçilik yapıyor. Nasıl mı? Bakın Günhaber'de yayınlanan haberi birlikte okuyalım:
"Antalya’nın Serik İlçesi Kadriye Beldesi’nde Paşa Kemeri Çiftlik Evi adı altında arsalar pazarlanıyor. Bir dönümü 45 bin liradan satılan arsaların tanıtımı için www.olbiagayrimenkul.com adresi verilmiş. Bu adrese girdiğinizde hemen sağda ‘Paşa Çadırı Evleri Çiftlik Evleri’ projesinin resmi var. O resmi tıkladığınızda çiftlik evlerinin hayali fotoğraflarını görebilirsiniz. Bu resmin üzerinde 2 adet telefon numarası var.
O telefonu çeviriyorsunuz ve karşınıza Sebahattin Taş çıkıyor. Arsa fiyatlarını sorup pazarlık yapabilirsiniz.
Bizde aradık, sorduk. “Bir dönümü 45 bin TL” cevabını aldık Taş’tan… Sonra ‘Nasıl görebiliriz arsaları” dedik ve ekledik; “Kiminle görüştüm”… Hiç saklamadı adını; “Sebahattin Taş” dedi.
Sonra yine Olbia Gayrimenkul’un sitesini gezmeye başladık. İletişim bölümün tıkladık. Aaaa, o da ne?.. Sebahattin Taş adına hotmail adresi var. Hem de iki yerde…
Eğer, o Sebahattin Taş bizim Serik Meslek Yüksekokulu’nun müdürü değilse sadece isim benzerliği… Ama, şu gerçek var. Bizim hocanın, ‘Paşa Çadırı Evleri Çiftlik Evleri’nin internet sitesindeki telefonu, Akdeniz Üniversitesi’nde kendisini tanıyan tüm hocalarda var.
Yani, başka bir Sebahattin Taş, hocanın telefonunu kullanıyorsa onu bilemeyiz.
Bizim bildiğimiz ve yazacağımız şudur; Hayırlı işler hocam…
Haaa, bu arada. Hoca’dan arazi alan hocalarda bir hayli fazlaymış. Üniversiteden hangi hoca, çiftlik evlerinden ne kadar arsa almış, kaç paraya almış o başka bir yazı konusu…"
Yazı uzun. Bazı iddialar var ama bütün bunları bir kenara bırakarak tüccar okul müdürünün işlediği suça bir bakalım.
Hemen söylemeliyim ki; bu kişi üniversite yönetiminin, daha doğrusu rektör yardımcılarından birinin prenslerinden biri. Mesleğinde süratle kariyer yaparak çok kısa sürede yükselip okul müdürü oldu.
Şimdi gelelim işin yasal boyutuna... Bakın Üniversite Öğretim Mesleğinden veya Kamu Görevinden Çıkarma Başlıklı Yasa ne diyor?
"Madde 11 - (Değişik:RG-07/11/1998-23516)
Aşağıdaki disiplin suçlarından (a) bendinde yer alanları işleyenlere üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası, (b) bendinde yer alanları işleyenlere kamu görevinden çıkarma cezası verilir. Kamu görevinden çıkarma cezası alanlar üniversite öğretim mesleğinden de çıkarılmış olurlar.
a) Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır.
1) 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu veya diğer kanunlarda yer alan hükümler uyarınca çalışmalarına yükseköğretim kurum ve üst kuruluşunun yetkili organlarınca izin verilenler hariç, yükseköğretim kurumlarından başka yerde ücretli veya ücretsiz resmi veya özel bir iş görmek, ek görev almak veya serbest meslek icra etmek,
2) Ders, seminer, konferans, laboratuvar, grafik çalışma, sınav gibi öğretim çalışmalarının yapılmasına engel olmak veya bu maksatla yapılacak hareketlere her ne suretle olursa olsun iştirak etmek,
3) Bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümünü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek..."
Bu madde uzayarak gidiyor. Peki bu yasa maddesine göre bizim Serik Meslek Yüksek Okulu'nun tüccar müdürü ne yapacak şimdi? Hakkında soruşturma mı açılacak, yoksa istifa mı edecek? Bekleyip göreceğiz bakalım...
***
Akdeniz Üniversitesi ile ilgili yazılarımdan sonra adeta elektronik posta yağmuruna tutuldum. İşte bunlardan biri. Bana "Lütfen bunları sorun" diyorlar. Çünkü üniversitede insanlar konuşamıyor, susuyor ya da susmak zorunda bırakılıyor. Onların sözlerine elçi olmak bana mutluluk veriyor ama keşki vermeseydi...
Bu elektronik postayı aynen yayınlıyorum, okuyalım:
1-Yüksel Ş. doktorasını ayrıcalıklı bir eleman olarak, Mustafa Akaydın'ın Rektörlüğü döneminde il dışında yasak (öğretim görevlisi kadrosu için) dönemde 4 yıl derse girmeden devletten maaş almış, doktorasını İzmir'de bitirmiştir.
Yasalara göre öğretim görevlisi derse girmekle yükümlü müdür? Devletin bir elemanı kadrolu olarak 5 yıl derse girmeden maaş almıştır. Bu zararı kim karşılayacaktır?
Dönemin Dekanı Abdullah Uz herkese mail yolu ile 'Gözümüz aydın Yüksel Ş. doktorasını bitirmiştir. Kutlarım. Yardımcı doçent olarak atanacaktır" cümlesi ile herkese müjdeyi vermiş midir? Anında özel bir duyuru ile Yard. Doç sonra da doç (İsrafil Kurtcephe tarafından ) yapılmış mıdır?
2- Yüksel Ş. yalnızca Serik MYO'da moda dersine girmiştir. Serik MYO' da 1 moda hocası dahi yoktur. Daha sonra Serik MYO'ya Ebru Dikmen (öğr. Grv) moda hocası olarak gelmiştir. Ve Yüksel Ş'in özel isteği ile Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Tekstil Bölümü eğitim öğretime açık olmamasına rağmen (öğrencisi olmayan fakülteye birlikte proje üretmek (!) Üzere) getirtilmiştir.
Hangi vicdan Serik'teki öğrencinin eğitimsiz kalmasını istemiş ve onaylamıştır?
Yüksel Ş. bölümü açık olmadığı için ben doçentim diyerek ilgili ilgisiz her derse girme hakkını nereden bulmuştur?
Serik'te il içi görev aldığı halde yolluk yevmiye alan (ve faiziyle alan ) kişi midir??? (H.Cahit Oğuz'a sorulsun) Seçmeli derslere atama yoluyla listeleri ders açılmamıştır diye yazıp öğrencinin ve öğretim elemanının özlük haklarını gasp eden dekan yardımcısı kimdir?
- Öğr. Üyeleri haftada kaç saat ders yaparlar. 30 saat ders yöneticilik ve 5 yönetim kurulu işini yapanlar kimlerdir?
3-Uluslararası Moda Tekstil Sempozyumu müracaat olmadığı halde kaç kez ertelenmiştir?
Neden ertelenmiştir? Aşırı istek yüzünden mi?
4- Bu sempozyuma neden kimse katılmamaktadır? (Aynı anda 5 sempozyum olduğunda dahi insanlar 3-4 şehri de gezerek önemli sempozyumlara katılırlar. Sempozyumları düzenleyen hocaların niteliğine göre katılım olur. Veya sempozyumun önem derecesinden ilgi yoğun olur. Antalya'ya neden ilgi olmadı soralım??? Bir sempozyumun doğal duyuru ve bilimsel takvimde yer alma süresi nedir? Bu acele nedendir?
7- Fakültede tasarım bölümlerinde teknik donanım dahi yok iken bu öğrencisi olmayan bölüme ne kadar destek verilmiştir? Zamanın bir dekanı ''Ne yapayım eli iyi kalem tutuyor oraya buraya şikayet etmesin" demiştir. Şimdi de bu yönetim mi bundan dolayı aşırı destek veriyor? Yoksa Mustafa Akaydın'ın ''şahinler Grubu"ndan olduğu için mi emanet gözetiliyor???
8-Güzel Sanatlar Fakültesi yetenek sınavları harçları ve ödenekleri nereye nasıl neye göre harcanmaktadır?
Bekir Deniz ve Öznur Aydın dönemindeki bütçe denetimleri yapılmış mıdır? (çiçek, koku dekor vs paralarını kim karşılamıştır?)
Öğrenci tuvaletleri, engelli tuvaletleri atölyeye çevrilirken yönetim ne yapmıştır???
Engelli tuvaletleri neden yoktur. Bu durumda ne yapıyorlar???
Yasal olarak bir kurumda engelli tuvaleti bulunmaması suç değil midir?
Engelli öğrenci olmaması engelli ziyaretçi veli gelmez anlamında veya gelemez anlamında mı anlaşılmalıdır? Basına manşet bir açılış konusu olmamasından mı? Yoksa değersiz olmasından mı? Sow özelliği veya büyük bir ihale konusu olmamasından mı?
9-Okula yapılan teknik ayniyat bağışları vs demirbaşa kayıtlı mıdır?
10-Seçim için kimlere kadro sözü verilmiştir?
11-Güzel Sanatlar Fakültesinde dil bilmeden öğretim üyesi olanlar kimlerdir? Bir öğretim üyesine kaç yabancı dil sınavı yapılmıştır? Kaç tane yard. Doç. Dr. Yabancı dil sınavını (üniversitede yapılan sınavı geçenler-özel sınav) ÜDS veya benzeri sınavı şu an geçebilir? Dil sınavlarında hangi öğretim üyeleri kimlere görevlendirilmiştir?
12- Güzel Sanatlar Fakültesi'nde kimler ödeneğe boğulmuş, kimlere mobbing uygulanmış, hakları engellenmiştir. Güzel Sanatlar Fakültesi bütçesi harcamaları Burhan V. döneminde incelenmiş midir? Acilen yüce adalete dikkat çekmek istiyoruz.
Kanunların önü açıktır. Sayfalar dolusu cevap ve gerekçe yazılabilir. Korunabilirler. Kadrolar olabilir. Allahın gözünden nasıl kaçacaklar acaba?
***
Aklımın erdiğini söylesem yalan olur. Bu nasıl bir iştir, bu nasıl bir üniversitedir Allah aşkına???