Efendim geçen Pazartesi yazımda, Antalya 1. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen Halkkart’la ilgili yazdığım yazıya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, kendi imzası ile yazılı bir açıklama gönderdi. Tarafsız gazetecilik anlayışımız ve Cevap hakkına saygımız nedeniyle aynen yayınlıyorum. Ancak, tartışılması gerektiğine inandığım Halkkart ve sadece Menderes Türel’in ihale etmesinden başka bir suçları olmayan Antkart’ı da yeniden gündeme taşımak, Hoca’nın verdiği yanıtlara dipnotlarla ben de cevap vermek istiyorum.
“Sayın Erdoğan KAHYA
Beyaz Gazetesi Köşe Yazarı
Akdeniz Beyaz Gazetesi’nde 12 Eylül 2011 tarihinde yayımlanan yazınızda şahsıma ve kurumuma karşı öne sürdüğünüz eleştirilerin haksız ve gerçeklerle bağdaşmadığını, iddia ve ithamlarınızda çok büyük yanlışlıklar olduğunu düşünmekteyim. Bu düşüncelerimi sizinle paylaşıyorum ve sizin de köşenizde kamuoyu ile paylaşmanızı diliyorum.
1- Yazınızda, “Antkart’ı Akaydın iptal etti” demişsiniz, Antkart’ı Başkan Akaydın değil, Antalya İdare Mahkemesi iptal etmiştir. %11 gibi kamu lehine olmayan, gerek vatandaşlardan gerekse araç sahiplerinden aşırı tepki alan bu sistemin iptal edilmesi neticesinde yasanın Başkan sıfatı ile tarafıma tanıdığı hakkı kullandım ve mahkeme kararını temyiz etmedim.
(E.Kahya’nın Notu: Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; iptalin hemen ardından taşıma ücretlerini en az %11%kdv kadar düşürmesi gerekmez miydi, ama düşürülmemiştir. Yani Komisyonunun düşmesi vatandaşı ilgilendirmemektedir. Ayrıca Yasa temyiz etmeme gibi bir hak tanımıyor, sadece temyiz etmeyi mecbur tutmuyor, arada fark var. Ancak bu kararı temyiz etmemek sureti ile, ciroya bağlı %2yi ihmal etseniz bile cirodan bağımsız yıllık kdv dahil 3 milyonluk bir belediye gelirini silmiş oluyorsunuz. Şu anda Halkkart’ın devam etmesi için her türlü zorlama yöntem deneniyor, benzer bir yöntem neden o zaman yüzbinlerce insanın hali hazırda kullandığı oturmuş bir sistem mevcutken tercih edilmedi? Antkart belediye ile anlaşmak üzere çağırıldığı görüşmelerde, yüzde 11’lik komisyonun ne kadarından vazgeçti, ne teklif ettiler kamuoyu bunu da bilmeli)
2- Minibüsçüler Odası’nın yapılan ihale sonrası A-Kent'e ortak olmasının ihaleye fesat karıştırmakla uzaktan yakından alakası yoktur. Eğer bu ortaklık ihaleden önce olmuş olsa idi dedikleriniz kısmen geçerli olabilirdi. Fakat ihaleden sonra bu husus tamamen hukuka ve kanunu uygun bir işlem olup tarafımızca herhangi bir şey yapılması da hukuken mümkün değildir. Kaldı ki bildiğim kadarı ile A-Kent bu ortaklık neticesi Minibüsçüler Odası’ndan herhangi hisse bedeli talep etmemiş, iş ve denetim mekanizmalarında taşıyıcı esnafının da bulunması için hem minibüs hem de otobüs esnafına ortaklık teklif etmiş, bu teklif Minibüsçüler Odası tarafından kabul edilmiştir.
E.Kahya Notu: Firma esas ihaleye girmeden önce minibüsçüler odası ile ortak olsa sorun olmazdı, zaten minibüsçüler bir başka firma ile beraber bu ihaleye akent’İn rakibi olarak girmişlerdi. Etik ve belki de yasal olmayan durum, 2 rakibin ihaleden sonra ayrı yollara gitmesi gerekirken kaybeden tarafın kazanan tarafa ortak olmasıdır. Bunu vicdanına yedirebiliyorsa idareciler, kendi bilecekleri bir şey tabii. Ancak bu durum yapılanın şüpheli bir hareket olduğu gerçeğini örtmez. Akent teminatı bu ortaklıklıktan gelen para ile yatırdı.
3- Validatör cihazının tüm kalıpları, tasarımları ve cihazların bir bölümü Türkiye’de yapılmıştır. Bir bölümü de Tayvan’da ürettirilerek ithal edilmiştir. Daha önce de benzer ithamlarda bulunulmuştu, sizin bahsettiğiniz ürünün aynısı tarafımızdan basın toplantısına getirtilmiş ve mevcut validatörler ile uzaktan yakından alakası olmadığı basına gösterilmiştir. Yazınızda verdiğiniz link’e baktık ve fakat herhangi bilgiye rastlayamadık.
E.Kahya Notu: Hala iddia ediyorum bu cihazlar şartnameye aykırıdır. Size verdiğim linkte bilgiye rastlayamamışsınız buyurun bilgileri:
NQuire 500
Ürün Açıklaması
- Bu okuma / tarama, bilgilendirmek ve müşteri ile etkileşim tasarlanmıştır.
|
|
|
NQuire 500 hasıraltı kiosk okuma / tarama, bilgilendirmek ve bir dokunmatik ekrana sahip customer.As ile etkileşim, ürün / hizmet bilgi veren, kontrol için bir fiyat interaktif kiosk olarak kullanmak, self-servis check-in , sipariş terminali, müzik / video tarayıcı ve daha fazlası ...
Bu küçük ve çekici bir kiosk birden fazla veri taşıyıcıları okur; 1D gelen cep telefonu görüntüler karmaşık 2D barkod EAN / UPC barkod. NQuire 500 RFID okuyucu ile donatmak için bile mümkün! Bu bir rafa ft kadar küçük ama stereo ses ile çekici bir video reklam göstermek için yeterince büyük.
|
|
|
Ürün Anahtar Kelimeler:
[KÖŞK] [NQuire 500 Raf Kiosk]
|
4- Yazınızda Antkart’ın %11+KDV ile A-Kent'in ise %5+KDV ile çalıştığını, fakat belediyenin çağrı merkezi gibi maliyet arttıran unsurları üstlendiği için oranın düştüğünü iddia etmişsiniz. Çağrı Merkezi %5 gider yaratan bir harcama değildir, hatta binde 5 bile gider yaratmaz. Kaldı ki ihale şartnamesi bu şekilde olmasına rağmen A-Kent, Çağrı Merkezi’ni kurmuş, işletmiş ve belediyemizden herhangi hak talep etmemiştir. Bir diğer önemli husus da A-Kent ihalesinin koşulları ve teknolojisinin Antkart'ın 2-3 nesil önünde ve 2-3 kat pahalı olmasıdır. Sadece kartların maliyeti bile eski sistemden 6 kat daha fazladır. Üstelik ücretsiz ve/veya depozito karşılığı dağıtılmıştır. Bizim hesaplarımıza göre sırf kartlar nedeni ile kamuya kazandırılan bedel 6 milyon liranın üzerindedir.
E.Kahya’nın Notu: Depozitolar için önce 12 ay sonra ödenecek dendi. Sonra sizin talimatınızla 6 ay sonra ödeneceği söylendi. Şimdi yine 12 ay sonra ve her ay bir biniş parası olarak ödeneceği söyleniyor. Buna “Bedava kredi” denir! Madem kartları bedava dağıtacaklardı, çekselerdi bir bankadan 6 milyon kredi ve aynı bu vadelerde ödeselerdi, hesaplayalım bakalım ne kadar faiz çıkacaktı! El taşı ile el kuşu vurma çabaları bunlar; resmen kartların ve validatörlerin parasını halka ödettiler. Kaldı ki kartları da şartnameye uygun bir şekilde kullanmadılar. Bakın, sistemi 16 haftada kurmak zorundaydı bu adamlar, 16. Hafta daha ürünleri bile ithal edememişlerdi! Olmayan bir sistem için depozito karşılığında kartları verdiler, bir miktar para toplandıktan sonra ürünlerin ithalatı yapıldı. Bunu siz değil, onlar açıklasınlar bakalım! Buna; tramvayın hazır olmaması da gerekçe gösterilemez.
5,6,7- Yazınızda belediyenin A-Kent ile hukuki bağını kestiği, dolayısı ile %2 gelirinden olduğunu iddia etmişsiniz. Maalesef ki %2 gelirimizi kaybettik ama bunun sebebi bizim tercihlerimiz değil, mahkeme kararıdır. Mahkeme kararları 30 gün içinde uygulanmak zorunda olduğundan tarafımızdan sözleşme iptal edilmek zorunda kalınmıştır. Fakat ihale mahkemece iptal edildikten sonra toplu taşıma esnafı A-Kent ile sözleşme imzalayarak yoluna devam etmiştir. Bu durum kanuna aykırı değildir ve Türkiye’de birçok şehirde uygulanmaktadır. Tarafımızdan anlatılmak istenen de budur. Buna rağmen firmanın defaten ve ısrarla talep etmesine rağmen teminat belediyemiz elindedir ve Danıştay kararı neticesinde hukuki değerlendirme yapılarak atılacak adımlar belirlenene kadar da iade edilmeyecektir. Paralar buhar oldu iddiası, ağır bir iddiadır. Bu durumda kimin, hangi no'lu kartında, hangi tarihte sorusuna da cevap vermeniz gerekmektedir. Aksi takdirde bu iddia, bir iftiraya dönüşecektir. Sizden en kısa zamanda parası buhar olan kart sahibine ilişkin bilgileri rica ediyorum ki gerekli inceleme ve cevabı verebileyim.
E.Kahya Notu: Mahkeme kararı, AB plakalı minibüslere neden uygulamadı peki? Halkkart ile ilgili ihalenin onay kararı da iptal edilmişti, onu neden uygulamadınız? Bunun adı kanunu keyfine göre yorumlamak değil midir?
Ayrıca işin sahibi belediye bir kenarda durum o’nun taşeronu durumundaki taşıma esnafı bu şirketle sözleşme yapamaz. Yapsa dahi yasal değildir. siz bir kamu hizmeti karşılığı toplanması gereken bir ön ödeme tutarını belediyenin taraf bile olmadığı bir kurguda çalışmakta olan bir özel şirkete toplattıramazsınız.
Kartından paranın buhar olduğunu söyleyen binlerce insan var. bu konuda bildiğim kadarı ile tüketici dernekleri tarafından açılan davalar var. Hiç mi protesto yapan vatandaşlarla ilgili haberleri okumuyorsunuz?
8- Hatların minibüsçüler lehine arttırıldığı hususu da tamamen gerçeklere aykırı bir beyandır. Hatların sayısı vatandaşın taleplerine sistemin eksik ve/veya yanlışlıklarının giderilmesine yönelik çalışmalar neticesi arttırılmıştır. Besleme hattında sizin yazınızda iddia ettiğiniz gibi bir durum söz konusu değildir. Besleme hattına binen vatandaş beslemenin parasını öder, tramvaya binen vatandaş tramvayın parasını öder. Aktarma yapan vatandaş ise 1 saat içerisinde ikinci araca binse bile yine tek biniş bedeli öder.
E.kahya Notu: Sistem o kadar eğreti çalışıyor ki; kartınıza yükleme yapıyorsunuz, bir bakiye değeri söylüyor size dolum noktasında. Araçta kullanıyorsunuz, daha başka bir bakiye değeri, sistemden ekstrenize bakıyorsunuz, daha da başka! Sistemin hiç bir güvenilirliği yok anlayacağınız, millet şaşkın bir şekilde ve şikayetlerine cevap alamadığı için boş gözlerle izliyor olayı. Bir de tabii herkes bilgisayardan girip ekstresini kontrol ederek bir gariplik olduğunu farkına varabilecek mi? birazcık duraklara çıkıp insanların ne konuştuklarına baksınlar, odadan seyredilmez böyle işler…
9- Yazınızda, sistem ile ilgili şikayetlerin arttığını beyan etmişsiniz, tam tersi sistem ile ilgili şikayetler devam etmekle beraber azalmakta, hatta sistemi özümseyen vatandaşlardan övgü almaya başlamaktadır. Trafik azalmış, yolculuk süresi yarıdan daha az sürer hale gelmiştir.
E.Kahya notu: Değerli hocam; demek ki; makam odasından bakınca böyle görülüyor. Halisülasyon gibi bir şey. O zaman bakmayı bırakın da kulaklarınızı açın. Çevrenizdeki insanların “Her şey yolunda, her şey sütliman, bunu da başardınız hocam diyenlere kulaklarınızı kapatıp, halkı bir dinleyin. Hiç değilse halkın parasıonı ödeyerek aradığı o çağrı merkezindeki istekleri dinleyin. Bendenizin yönettiği, sizlerin ciddiye almadığı www.antalyabugun.com sitesinin şikayet köşesine 20 Ağustos tarihinden bugüne kadar (Bu google’nin tesbitidir. Hile yapılamaz) tam tamına ulaşımn konusunda 9.558 kişi eleştirisini yazmış, bunlardan sizlere hakaret eden, adını ve mail adresini yazmayanlar çıkarılıp 1875’i yayına konmuştur. Siteye girip bakabilir, şikayetlerin ne yönde olduğunu görebilirsiniz. Halka rağmen inadı sürdürürseniz, bunun bedelini de siyaseten ödersiniz. Benimkisi bir dost uyarısı, sizin şahsınızla alıp veremediğim herhangi bir şeyim yoktur.
Bilginize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Prof. Dr. Mustafa AKAYDIN
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı”