Gazetecinin görevi her şeyi eleştirmek değil şüphesiz. Ama kamuoyunu temsilen eleştiri de önemli işlevlerinden biridir, daha doğrusu gazetecinin görevi. Bu eleştiriler kamuya hizmet verenler için de zaman zaman yol göstericidir. Sonuçta kazanan kent olacaktır.
Son zamanlarda Muratpaşa bölgesinde çöp toplama işinde bir değişiklik olduğunun bilmem farkında mısınız? Ben kentin göbeğindeki modern konteynerlerden bir araçla çöp alınışına tanık olunca fark ettim değişimi. Muratpaşa Belediyesi adına çöp toplama işini üstlenen firma değişmiş. Ben bu iki firmayı da tanımam. Sahipleri kimdir o’nu da bilmem. Eski firma Aziz Yıldız bu konuda açılan ihaleyi kaybetmiş ve Açıkel adındaki yeni firma kazanmış. Adı üstünde yeni olduğu için de çöp toplamaya araç ve gereci ile tam hazırlıklı değil.
Bu kadarı da olmaz
Yukarıda sözünü ettim ya, bir çöp alma eylemini dostlarla birlikte seyrettik ve küçüğk dilimizi yutmadan önce de Muratpaşa Belediye Meclisinin yeni üyesi meslektaşımız İbrahim Akkaya’yı da uyarmak, daha doğrusu konu ile ilgili bilgilendirmeyi görev bildik. Sağolsun o da konu ile ilgilenmiş olacak ki, olay mahalline hemen bir ekip geldi.
Ekipten önce izin verin gördüğümüz manzarayı anlatayım:
“Yer ATSO’nun eski binasının karşısı. Burada çöpleri yeraltına alan yeşile boyalı ve çiçeklerle donanmış üç adet konteyner var. Buradaki çöpleri özel araçlar alıyor tabi. O gün gerçekten özel bir araç geldi. Üstü açık ve ağzına kadar çöp dolu bir kamyonet. Önce çöp toplayıcılar sandık, ancak Muratpaşa Belediyesinin amblemini görünce bunun yeni sistem bir çöp aracı olduğunu anladık. 3 babayiğit indi arabadan ve konteynerlerin çevresine dökülmüş çöpleri elleriyle kamyonetin üzerine atmaya başladılar, tabi yarısı kamyonete, yarısı yere dökülüyordu. Tam bu sırada çevredeki ünlü lokantalarımızın birinin komileri, içi yemek artığı dolu çöpleri ile geldiler. Konteynerlerin kapaklarını açtılar ağzına kadar dolu olduğu için, en az dolusunu seçip yemek artıklarını boca ettiler. Tabi fazla yer olmadığı için torbayı patlatıp, yemek artıklarını da yerlere dökerek… Bu arada temizlik şirketinin ekibi kürek, faraş, süpürgeleri olmadığı için konteynerlerin içindekileri değil, dışındaki çöpleri elleriyle aracın üzerine dolduruyorlardı… Ellerinde eldiven bile yoktu. Çevreden esnafın, ‘kardeşim böyle çöp mü toplanır?’ şeklindeki müdahalelerine kulaklarını tıkayarak”
Telefonumuz üzerine biri Muratpaşa Belediyesi Temizlik İşleri logolu araçla, işadamlarının kullandığı siyah bir İsuzu marka arkası açık bir cip geldi. Her ikisinden de inenlerin ellerinde telsiz vardı. Allah var ya cipte herhangi bir işaret olmadığı için temizlik firmasının ilgilileri sandık. Ancak sonra bu araçtan çıkan biraz da sinirli beyefendi, Muratpaşa Belediye Başkan yardımcısı imiş. Kendisi öyle söyledi.
Bizim telefon ettiğimizi söyleyerek gördüklerimizi anlatmaya başladık ama, o bizi konuşturmadan:
- Kardeşim emniyet buraya çöp araçlarını sokmuyor.
diyerek sözümüzü kesti. Gelen kamyonetin de araç olduğunu, eskiden trafiğin böyle bir sorun çıkarmadığını, eğer öyle bir sorun varsa buradaki konteynerlerin kaldırılması gerektiğini, o sırada bir dizi aracın aynı yere parkettiğini gösterip, söylemeye çalıştık ama nafile. Sayın başkan yardımcısı bizi konuşturmadı ve gazeteci olduğumuzu söyleyince de ;
- İster yaz, ister sabret
diyerek cipe binip gitti. Yerlere serpilmiş çöp atıkları daha sonra, üzerinden geçen araçlar tarafından yola dağıtıldı.
Şimdi bu olayda; bir Belediye Başkan Yardımcısının ihaleyi yeni kazanan ve ekipmanı olmadığı anlaşılan Açıkel şirketini neden savunduğunu şahsen anlamış değilim. Muhteremin bize akıl vermek yerine gereken işlemin yapılacağını söylemesini beklerdim. Kendilerine oy vererek yönetime getiren vatandaşı azarlayarak, emrindeki şirketi korumak yerine, bu yaptıkları hareketin sözleşme kurallarına uymadığını ve ceza vereceklerini söylemesini beklerdim.
Bütün bunları da, gazetecinin eleştirme eylemini gerçekleştirmek için ve adını bilmediğim, öğrenmek te istemediğim sayın başkan yardımcısı, “yaz” talimatı verdiği için yazıyorum. Ve görevimi yaptığım için de bugün rahat uyuyacağım…