AKP’de ikinci adam olarak Başbakan Yardımcılığı görevini elinin tersi ile iterek milletvekili adayı bile olmayan Abdüllatif Şener’in önceki hafta yaptığı açıklamalar gündemde pek kalmadı. Çünkü medya, başbakanın yanında olanlarla olmayanlar şeklinde ikiye ayrıldığı için, yazarlarımız şimdilerde bu işle meşguller. Sizin anlayacağınız Şener’in gazetelerde ve televizyonlarda boy gösterebilmesi için sadece açıklama değil, başka şeyler yapması gerekiyor. Takla mı atar, denizin üzerinde mi yürür bilemem ama görünen o ki, muhalefet olabilmesi için daha çok fırın ekmek yemesi gerekiyor. Bu işlerin sadece bir milletvekilinin istifası ile olamayacağını o da biliyor artık.
Aslında bugünkü yazımın konusu bu değil. Konuyu biraz da yerelleştirmek adına Abdüllatif Şener’in o meşhur açıklamasına geri dönmek ve sadece iki cümlesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Aslında Şener, Deniz Feneri meselesinde AKP’nin rolünü anlattı o gün ama bir de yapılan usulsüzlük ve yolsuzluklara da değindi. Bakın o açıklamada Şener ne dedi?
“Türkiye genelinde yapılan imar tadilatlarını üstüste koyun siteler kurarsınız. Her bir imar tadilatı birilerini zengin ediyor. Kimlerdir bu birileri? AKP döneminde ihaleleri alanları açıklayın bir bakalım. Yolsuzlukların şifreleri nasıl çözülüyor o zaman göreceksiniz.”
Bu sözleri duyunca bizim belediye meclislerinde gündemin yüzde 90’a yakınını imar planı tadilatlarının oluşturduğunu bildiğim için yüreğim “cız” etti. Bir yandan da Şener’in dediği gibi kimlerin zengin olduğunu merak ettim… Özellikle büyük mağaza ve çarşı yapımlarındaki tadilatları merak etmekteyim…
Bir başkanın itirafı (!)
Belediye Başkanı dediğin emin adamdır. Neden? Çünkü belediye başkanı şehrin eminidir. Daha doğrusu emin adamıdır. Osmanlı döneminde başkanın adı şehrül-Emin’dir… Başkan çaresiz kalır mı? Kalır. Hele bu Belediye Başkanı sorunlar yaşayıp iktidar partisinden ayrıldı ise, ardından iki parti daha değiştirmişse ve sonunda yeni oluşturulan ilçeler yüzünden belediyeyi de kaybetmişse tabi ki çaresiz kalır.
Sözünü ettiğim Pınarlı Belediye Başkanı İsa Yıldırım, bölgesinde kaçak yapılar yapıldığı itirafında bulunmuş.
Aslında biz bu filmi daha önceki seçimlerde de yaşadık. Antalya’nın Kepez bölgesinde gecekondu sayısı 60 binin üzerine çıkmışsa bunun en büyük sebeplerinden biri yerel ve genel seçimler, ikincisi de iktidara gelenlerin verdikleri sözü tutarak bu kaçak yapılara af çıkarıp elektrik ve su bağlamasıdır.
Senaryo bu kez yeni oluşan ilçeler nedeniyle otorite boşluğunun yaşandığı kapatılan belediyelerin bölgesinde yeniden yazılıyor. Kapanacak olan belediyeler Çalkaya, Pınarlı, Yurtpınar, Çığlık, Düzlerçamı, Yeşilbayır, Varsak, Doyran ve Beldibi… Bu bölgeler fırsatçılar için ballı-kaymak. Ancak bu fırsatçıların, özellikle Pınarlı, Çalkaya, Yurtpınar’ı yurt seçmelerinin sebebini de bu bölgedeki seçim yatırımı olsa gerek. Şayet İsa Yıldırım’ın sözünü ettiği kaçak yapılar seçimden önce yıkılmazsa vay yeni ilçe Aksu’nun haline…
BAYRAM GÜLÜCÜĞÜ
OTOBÜS ŞÖFÖRÜ HİDAYET
Hidayet ölünce cennetin kapısında kuyruğa girer. Hemen önünde bekleyen adam pederdir. Kapıda bir melek beklemektedir. Melek pedere sorar: - Hiç günahınız var mı peder ?
- Aziz melek ben rahiptim. Tüm hayatım boyunca hep tanrıma dua ettim. Karıma ve çocuklarıma sadık kaldım. İnsanlara ve hayvanlara hep yardim ettim .. Melek :
- Çok iyi, bunları biliyorduk zaten. Al sana cennetin gümüş anahtarı der. Ve sonra Hidayet'e döner.
- Senin hiç günahın var mı?
Hidayet:
- Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardım.Tanrıya dua etmedim. Açıkcası inancım da zayıftı ve bir günahım vardı. Çok sert ve hızlı otobüs kullanırdım. Melek Hidayet'e döner ve bunu da biliyoruz.
-Çok iyi al sana cennetin altın anahtarı...
Peder bu olaya çok sinirlenir:
-Ben hayatımı tanrıya adadım siz de gidip Bu adamı cennette benden üstün tutuyorsunuz, haksızlık değil mi ?
Melek gülerek:..)))
- Oğlum sen vaaz verirken herkes uyuyordu ama Hidayet otobüs kullanırken herkes dua ediyordu.
GÜNÜN SÖZÜ
Hayat en iyisini yapmanızı gerektirmiyor. Sadece en iyisini denemenizi gerektiriyor.
Jackson Brown