Aslına bakarsanız adı “Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek” olan ve gerçekten sağlıklı koşullarda ekmek üreten bu fabrikayı CHP İl Başkanı Ömer Melli ve arkadaşları ziyaret edene kadar hiçbir biçimde konu ile ilgilenmemiştim. Yaptığım kısa araştırma sonucu, aslında Antalya’daki Büyükşehir Belediyesi’ne ait 150 büfede satılan ekmeklerle belediyemizin herhangi bir ilgisinin olmadığını, üstelik belediyemizin ihale ederek Büyükşehir Belediyesi Ekmek Dağıtım A.Ş (Ekdağ) tesislerini kiraladığı bu şirketin, henüz o tesisleri yapmadığını da öğrendim.
Kafanız karıştı değil mi? İnanın benim de kafam karıştı duyunca. Ve bana bu bilgileri veren Ekdağ yöneticisi beyefendiden bir daha anlatmasını rica ettim.
Efendim; Ekdağ, Belediye’nin halka ucuz ekmek yedirmek amacıyla Hasan Subaşı döneminde kurulan bir belediye şirketi. O dönemde de gerçekten ekmek üretiyordu. Daha sonraki yıllarda İsa Akdemir döneminde Kepez Belediyesi de bir Halk Ekmek Fabrikası kurdu. Ekdağ zarar etmeye başlayınca, genellikle kırsal kesimdeki 50 büfesinde Kepez’in ekmekleri satılmaya başlandı.
Amaç halka ucuz ekmek yedirmek olunca belediye şirketi Ekdağ’ın yeniden canlandırılması gündeme geldi. Ve Ekdağ’ın Meydan’daki fabrikasının hem büyütülmesi, hem de üretime başlaması için bir ihale açıldı. Öyle bir ihale ki, iddiaya göre şartnamedeki rakamlara göre, ihaleye hangi firmanın gireceği tarif edildi. Örneğin Ekdağ’ı 10 yıllığına kiralayacak firmanın günlük asgari 100 bin ekmek üretme kapasitesine sahip olması istendi. Bu şartları haiz, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sadece dağıtım, Ankara Etimesgut Belediyesi’nin de özelleştirilen ekmek üretim ve dağıtım işini üstlenen, aynı zamanda Ankara’daki Metro Otel’in de sahibi olan, en önemlisi de Albayrak grubuna yakınlığı ile bilinen Aktif A.Ş’ye verildi. Bu şirket Ekdağ’ın Meydan’daki fabrikasına otomatik tesis kurup günlük 100 bin ekmek üretim kapasitesine ulaşacak, belediye de karşılık olarak Ekdağ’a ait 50 büfeye ek olarak 100 büfe daha verecekti.
Allah için belediye şartlara uydu.
Buraya kadar niyetler çok iyi olduğu için belediye 100 yeni büfeyi hemen hazırlayıp şirkete verdi. Aktif A.Ş de Ekdağ’ın tesislerini değiştirmek için kolları sıvadı ve Hollandalı bir firmadan teklif istedi. Yabancı firma bu tesis için Ekdağ binasının yetersiz olduğunu bildirdi. En az iki misli büyüklükte yer gerektiğini bildirdi. Bunun üzerine Aktif A.Ş’nin ilgili ve yetkilileri, “Kardeşim ben o zaman niye Ekdağ’a yapacağım, kendi arazimi bulup bu tesisimi kendime kurarım” dedi ve dediğini de yapıp Aksu’da şimdi Belediyemizin logosunun ve adının yer aldığı, aslında belediye ile yakından uzaktan ilgisi olmayan adında Halk Ekmek ibaresi bulunmasına rağmen halkla da ilişkisi ve ilintisi bulunmayan bu ekmek fabrikasını kurup üretime başladılar, belediyenin kendilerine tahsis ettiği büfelerde de gülüm-balım satışa devam ediyorlar. Üstelik reklama da ihtiyaçları yok. Neden mi?
Bir Büyükşehir Belediye Başkanı gazetecileri bu tesise götürüp, halkı halk ekmekten yemeye davet ediyor.
Halk Ekmek Fabrikasını okullar, sivil toplum örgütleri ve en son olarak CHP İl Başkanı ziyaret edip referansların sayısı artıyor.
Bu fabrikanın yetkilileri iki de bir basın bülteni yayınlayıp, ne güzel bir ekmek ürettiklerini anlatıp duruyorlar. Anlayacağınız her gün gazetelerdeler...
Bütün bunlara karşı, “Halkın ekmeği ile oynanmaz” zihniyetindeki fırıncılarımız sessiz. Dernekleri, odaları sessiz...
Peki bizim Ekdağ’ın yapılacak yeni tesisleri ve ihale ne oldu dersiniz?
O iş şimdilik beklemede. Sözde günlük 100 bin kapasiteli ekmek üretebilecek makineler gümrüğe takılmış. O yüzden firmaya yani şu anda Halk Ekmek adı altında binlerce ekmek satan Aktif A.Ş’ye süre verilmiş...
Şimdi Allah için bu şirket “Ekdağ” adını, “Antalya Büyükşehir Belediyesi”nin adını ve logosunu ve en önemlisi de diğer rakipleri fırınlara karşı haksız rekabete yol açan belediye destekli “Halk Ekmek” adını kullanabilir mi? Yorum sizin.
GÜLMECE
Ünlü diş hekimi Sam ve eşi 50. evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı.
Sam birden eşine bir soru sordu :
“Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?”
“O da nerden çıktı?" diye sinirlendi eşi, “Cevabı öğrenmek istemezsin herhalde” dedi.
“İsterim” dedi Sam. “Lütfen anlat.”
“Madem öğrenmek istiyorsun, evet, seni üç kez aldattım” diye cevap verdi eşi.
“Kimlerdi bunlar?” diye sordu Sam.
“İlki” diye anlatmaya başladı eşi “Hani sen 30 yaşındaydın ve kendi kliniğini kurmak istiyordun da hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka müdürü eve geldi; hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern aletlerle kliniğini açabildin...”
“Canım benim. Kendini benim için feda ettin demek. Benim sevgili karıcığım” dedi Sam. “Peki ikincisi?”
“Hani 50 yaşında kalp krizi geçirmiştin ya, kritik bir by-pass ameliyatı olman gerekiyordu, hiçbir doktor o cesareti gösteremiyordu. Her an ölebilirdin. Dr. Halery onca yoldan kalktı geldi, ameliyatını yaptı. Sen hayata döndün” dedi eşi.
“Ah benim sevgili karım. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin, öyle mi? Peki üçüncü aldatışın?”
“Hatırlıyor musun, yıllar önce diş hekimleri odası başkanı olmak istemiştin de 247 oy eksikti...”
“Ohaaaa!..”
GÜNÜN SÖZÜ
En iyi yönetim; kendi kendimizi yönetmeyi bize öğretebilecek yönetimdir…
Goethe