ANTALYANIN KAHYASI

24 Temmuz’u seviyorum

Abdülhamit döneminde, yani bundan 110 yıl önce II. Meşrutiyetin ilanı ile birlikte Türk Basınında sansür ilk kez bu tarihte kaldırılıyor. Tarih; 24 Temmuz 1908.

İsmet İnönü Başkanlığındaki Türk Heyeti 7 düvele karşı verdiğimiz Kurtuluş mücadelesinin zaferini Lozan antlaşmasını imzalayarak (Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya) bugün taçlandırıyor. Tarih 24 Temmuz 1923…

Ve dünkü 24 Temmuz tarihli bir gazetenin manşetindeki haber beni mutlu ediyor. Övüncümüz, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, ”Avrupa Birliği ile gerilen ilişkileri düzelteceğiz. İlk adımı Hollanda ile attık. Almanya ve Fransa ile kurulan diyalogların iyiye gittiğini söyleyebilirim” diyor.

Ben neden sevmeyeyim 24 Temmuz’u?

Ama bir 24 Temmuz var ki; Basında Sansürün ilk kez kaldırılışının tarihi, bizim için, Demokrasinin hüküm sürdüğü ülkeler için çok önemli. Bu konuda bir-kaç satır görüşümü sizlerle paylaşmak istiyorum.

**

Aslında biz 24 Temmuz’ları Gazeteciler Bayramı olarak değil, uzun yıllardır sorunlarımızı tartıştığımız Geleneksel Gazeteciler Günü olarak anıyoruz.

24 Temmuz neden Basın Bayramı?

24 Temmuz 1908’de Padişah Abdülhamit tarafından 2. Meşrutiyet ilan edildi. Osmanlı Matbuat Cemiyeti adıyla örgütlenmiş gazetecilerin büyük bölümü meşrutiyeti sevinçle karşıladılar. 1876*dan kalma sansür kararnamesini uygulatmayacaklardı. Yani sansür memurları yayından önce gazeteleri kontrol edemeyecekti. Meşrutiyetin ilan edildiği günün gecesinde İkdam gazetesinin sahibi Ahmet Cevdet ile Sabah Gazetesi sahibi Mihran Efendiler, gazete provalarını görmek için gelen sansür memurlarını aynı sözlerle geri çevirdiler: *Gazeteler hürdür, sansür yasaktır. 25 Temmuz 1908 sabahı dağıtılan gazeteler farklıydı artık. Uzun yılların ardından ilk kez sansür memurlarının değil gazetecilerin tercihlerine göre basılmışlardı. Özgürce yayımlanan gazetelere halkın ilgisi de büyük oldu. Bazı gazeteler satışlarını 2 binlerden 5 binler düzeyine çıkardı. Fiyatı 10 kuruş olan İkdam kara borsada yarım liraya kadar alıcı bulabildi. Bir ay içinde 200 yeni gazete için yayın hakkı alındı. 24 Temmuz bir anlamda gerçek gazeteciliğin patlama yaptığı gündü. Bu nedenle 24 Temmuz Cumhuriyet Döneminde Türk basınından sansürün kaldırılmasının yıl dönümü  ve basın bayramı olarak ilan edildi. Daha sonra kutlamalar Geleneksel Gazeteciler Günü adı altında yapılmaya başlandı.

Neden kutlamıyoruz?

2. Meşrutiyetin ilanı ile 1908’de kaldırılan basındaki sansür, 1960’lı yıllarda ve özellikle 1980 sonrası yeniden uygulama konuldu. Kimi zaman bizzat hükümetler tarafından, kimi zaman bizzat gazeteci olmayan işadamı patronlar tarafından, kimi zaman da bizzat satılık kalemler tarafından oto sansür olarak…

Bazı hükümetler bununla da yetinmedi, gazetecileri tutuklayarak, mahkum ederek, patronlara teşvikler vererek örgütlenme hakkımızı elimizden aldı. Editoryal bağımsızlığımız yok oldu. Kalemler satılık hale geldi.

İşte gazetecilerin tamamen özgür ve basının sansürsüz günlere kavuşuncaya kadar biz gazeteciler 24 Temmuz’u Basın Bayramı yerine, geleneksel gazeteciler günü olarak anıyor ve bu tarihte düzenlediğimiz toplantılarla sorunlarımızı tartışıyor hala çözümler arıyoruz.

Bizim ve bizim gibi düşünen meslektaşlarımızın doğru, tarafsız, ilkeli habercilik anlayışımızı ve kamuoyunu doğru bilgilendirme misyonumuzu sürdüreceğiz.

 

Yayın Tarihi
25.07.2018
Bu makale 603 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!