ANTALYANIN KAHYASI

Üniversiteler ve siyaset…

Büyük Birlik Partisi (BBP) İl Başkanı Rasim Küçük, Akdeniz Üniversitesinde düzenlenen konferans ve etkinliklerin siyaset içerikli olmasının kendilerini derinden üzdüğünü söylemiş. Aslında bir siyasi parti il başkanının bu görüşte olması, “bu konunun tartışılması gerekliliğini ortaya koyuyor” diye düşünüyorum. Başka bir ifade ile bir siyasi parti temsilcisinin siyaseti sadece kendi tekellerinde görmesini de eleştirmek istiyorum. Hele bir de Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcılığı gibi, onursal bir kimlik kazanmış Vural Savaş ve Sabih Kanadoğlu gibi iki önemli düşünce adamının katıldığı ''Anayasa Hukuku ve Son Gelişmeler'' konulu konferansta bu kişilerin görüşlerini aktarmalarını, “siyaset yapmak” olarak değerlendirerek eleştirmenin de mantığını göremiyorum. Bir siyasi partinin il başkanına yakışan tavır, konferanslarda siyaset yapılmasını eleştirmek yerine, “ konferansa katılıp, görüşlerini de açıklayarak, gerekirse konuşmacıları orada eleştirmek olmalıydı” diye de düşünmekteyim.

Sayın Küçük’ün, Üniversitelerde düzenlenen toplantılarda siyaset yapıldığı yönündeki eleştirisine gelince;

Önce isterseniz yine şahsen bir siyasi parti temsilcisine yakıştıramadığım görüşünü size aktarayım:

     ''BBP olarak üniversitelerde güncel konularla ilgili olarak toplantı, konferans ve etkinlik düzenlenmesinin her zaman geleceğimizin teminatı olan gençleri bilinçlendirme açısından son derece yararlı olacağı kanısındayız. Ancak, Akdeniz Üniversitesinde düzenlenen konferans ve etkinliklerin sürekli siyaset içerikli olması bizleri derinden üzmektedir. Konferansa katılan Sayın savcıların ve Rektörün kendi arzu ve istekleri doğrultusunda değil, Türkiye gerçekleri ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında belirtilen maddeleri anlatmalarını beklerken, bu konferansta ortaya çıkan gerçek üniversitenin siyasallaşma zeminine doğru çekilme içinde olduğunu hissetmekteyiz. BBP olarak eğitim kurumlarımızın siyaset üstü kurumlar olarak kalmasından, bu güzide eğitim yuvalarımıza siyaset yerine eğitim ve öğretimin hakim olmasından yanayız.''

Bu görüşe göre; bilim adamlarının ve düşünce insanlarının kendi görüşlerini ortaya koymaması gerekiyor. Geleceğimizi emanet edeceğimiz, yarınlarda bu ülkeyi yönetecek öğrencilerimizi de bilinçlendirirken, siyaset denen illeti de öğretmememiz gerekiyor. Ancak, Rasim Küçük’ün, şu anda siyaset yapanlarla kendisinin, siyaseti nerede ve ne zaman öğrendikleri konusunda görüşlerini de merak etmekteyim. Şüphesiz kendisinin bu kurumlarda eğitim ve öğretimin hakim olması konusundaki görüşlerine katılıyorum ve Akdeniz Üniversitesi’nin bu konuda başarılı olduğunu da bilenlerdenim.

Ayrıca şunu da söylemeliyim ki; bugüne kadar toplumumuzda siyaset hep tu-kaka gösterildiği, dürüst insanlar siyasetten soğutulduğu, bir yanda bireylere seçme ve seçilme hakkı verirken, diğer yanda insanların düşünme ve düşündüğünü yazma ve söyleme hakkını elinden aldığımız için bugünlere gelmedik mi? Anayasa’mız “üniversite elemanlarının siyasi partilere üye olmaları kanunla düzenlenebilir” derken, üniversitelerde siyaset yapmayı yasaklamanın hangi mantığı vardır ki, bugünleri bize yaşatan yasakçı zihniyeti bir siyasi parti temsilcisi eleştirebilsin?...

Şunu aklımızdan çıkarmamalıyız: Büyük Atatürk’ün kurduğu Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Türkiye Cumhuriyeti demokratik kurumları ile vardır ve üniversitelerimiz de bu kurumların başında gelmektedir. Bir siyasi parti temsilcisine, üstelik muhalefet etmesi gereken bir partiliye düşen görev de, siyaset yapılmasını eleştirmek yerine, siyasal iktidarların bu Anayasal kurumlarla kavga etmesini eleştirmek olmalıdır.

 

 

GÜLMECE:

 

Adam son derece sevdiği ve saydığı karısının 60.ncı yaş gününde önemli konukları da davet ettiği parti için bir pasta ısmarlamış.

Karadenizli pastacı:

- 'Üzerine ne yazmamı istersinuz daa?' diye sormuş.

Adam bir an düşünüp:

-'Yillarca yoruldun ama inan daha mükemmelsin yazılsın! demiş.

- 'Peki efendum pastanın üzerune nasıl yerleştirelum ha bu yazıyu?

- 'İki satir halinde olsun, üstte 'Yillarca yoruldun ama' altta 'inan daha mükemmelsin' seklinde olabilir…'

Parti günü tüm davetlilerin yanına kıvılcımlar saçan maytaplarla pasta gelmiş. Üzerinde aynen şöyle yazıyor:

Üstte yıllarca yoruldun ama Altta inan daha mükemmelsin'

(Teşekkürler Ayşe)

 

GÜNÜN SÖZÜ

Bırakınız gençleri dünyayı hayal ettikleri gibi görsünler. Büyüyünce, nasıl olsa olduğu gibi göreceklerdir.

Voltaire

 

Yayın Tarihi
01.05.2008
Bu makale 3396 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!