Tarımın da başkenti Antalya’da tarım sektörü hiç bu kadar sıkıntı çekmemişti. Sıkıntı her dönemde olabilir. Sıkıntılar geçicidir, çözüm bulunduktan sonra düze çıkılır. Ama bu kez durum öyle değil. Tarımın başına öyle biri geldi ki, babasına Allah rahmet etsin, kendisi tarımdan bihaber…
Basit bir örnek; et fiyatları almış başını gidiyor, kesimlik hayvan yok, et ithalatı sıkıntılı, bakanımız çıkmış “Türkiye’de kişi başı et tüketimini artırmalıyız” diyor.
Vatandaşın alım gücünden hiç mi hiç haberi yok…
***
TBMM’ne yeni bir Hal Yasası getirdiler. Amaç tüketici ile üretici arasındaki tüm köprüleri atarak, ürünü tüketiciye ucuz ulaştırmak.
Nasıl ulaştıracaksınız? Sorusuna cevap veren yok.
“Komisyoncuyu kaldırarak üreticiye zarar verirsiniz, başka bir deyimle üreticiyi tüccarın kucağına atarsınız” diyoruz, dinleyen yok.
Üretici hastalıklarla baş edemiyor, küf hastalığı soğan ve patatesi vuruyor, Tuta domatesi yiyip bitiriyor, sırf bu nedenle fiyatlar yükselince; piyasada fiyat oluşumunu bilmeyen, arz-talep dengesinden bihaber, stokçularla mücadele için tedbir alamayan, üreticiye ilaç verip zararlılarla mücadeleyi unutan bakanlık temsilcileri çözümü komisyoncuları ve de halleri kaldırmakta arıyor.
Bu nasıl iş Allah aşkına…
***
Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır bas bas bağırıyor, depolardaki soğanın küf hastalığı nedeniyle çürüdüğünü, bu nedenle yılbaşından sonra soğanı 8-10 liraya yiyeceğimizi söylüyor, “Bu işi nasıl çözeriz?” diye düşünen bir Tarım Bakanımız yok.
O’nun işi gücü “kabadayı basın müşaviri aracılığı ile gazetecileri soru sormasınlar, açık bulmasınlar” diye sindirmek, korkutmak, akredite uygulayıp toplantılara sokmamak. Açıkça gazetecileri susturmak…
Tarım Bakanlığı’nın tarımla uğraşmak yerine böyle bir görevi veya misyonu olabilir mi? Allah aşkına!..
***
Yine Ali Çandır, “Antalya’da her yıl 200 top sahası büyüklüğündeki tarım arazisini kaybediyoruz” diye, “Gel kardeşim, anlat bakalım bu işi, sıkıntı nedir, nasıl çözeriz?” diyen bir Tarım Bakanımız yok maalesef…
***
Üretici başsız. Nerede, ne zaman, ne ekeceğini komşusunu taklit ederek öğrendiğinden, o’na “şunu ek, bunu dik” diyen olmadığı için hala cahil kafası ile üretim yapmaya çalışıyor. Al sana örnek; bu yıl havalar sıcak gidince serada daha çok salatalık diktiler, üretim fazla olunca, ihracat da yapılamayınca fiyatlar bir haftada 2,2 liradan 50 kuruşa düşüverdi…
Aha buraya çiziyorum, seneye hiçbir üretici bu sene zarar ettiği için, salatalık ekmeyecek fiyatlar da tavan yapacak.
Yıllardır söylüyoruz;
bir tarım politikası belirleyin,
kim ne zaman ne ekecek, ne biçecek, tarlayı ne zaman nadasa bırakacak?
katma değeri yüksek hangi ürün, nerede yetişecek v.s bunları belirleyin,
çiftçiye ilaç, gübre, mazot desteği verin bakın tarımın başkenti Antalya turizmi bile sollayarak nasıl coşacak…
Geç kalırsanız tarım elden gidiyor, benden söylemesi…