ANTALYANIN KAHYASI

Sorunları tartışır duruma geldik

Aklın yolu bir. Ya da Amerika’yı yeniden keşfetmenin de gereği yok. Bakın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, sektörde yıllardır şikayet konusu olan bazı sorunları kökünden halledecek bazı çözümleri getirmeye başladı bile. Günay, CHP Antalya Milletvekili Tayfun Süner'in yazılı soru önergesine verdiği yanıtta; turizmin 12 aya yayılması amacıyla çalışmalar başlatıldığını, bu doğrultuda ''Türkiye Turizm Stratejisi-2023 Eylem Planı'' çalışmasının Yüksek Planlama Kurulu’nca onaylandığını belirtti. İşte bu iş bu kadar basit. Yıllardır yapılmadığı, düşünülmediği için eleştirdiğimiz Master planın ya da turizm politikasının temelleri işte böyle atılıyor.

Şüphesiz bu, olayın sadece bir boyutu. Bakan bey, yeni eylem planında Türkiye’de yerli turizmi harekete geçirmek için seyahat alışkanlığı olmayanlara uygun ürünlerin pazara sunulmasını da hedefliyor.

Aslında bana göre temel sorunlardan biri turizmi oniki aya yayabilmek konusu. Bakınız başta Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy olmak üzere tüm sektör temsilcileri kış aylarında işsiz kalan ve sayıları 200 bini bulan turizm çalışanlarının sorunlarını gündeme getirdi. Bu sorunun tek çözümü; turizmi çeşitlendirmek, alternatif turizmi geliştirmek ve bu yolla turizmi oniki aya yaymak.

Bakanın gündeminde bir de “Marka kentler” meselesi var. Kültür ve Turizm Bakanlığı, yeni dönemde İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya'yı ''Şehir Turizmi Geliştirilecek Marka Kentler'' arasına alırken Amasya, Bursa, Edirne, Konya, Kütahya, Manisa, Nevşehir, Trabzon, Sivas, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay ve Kars'ın ise ''Kültür Turizmi Geliştirilecek Marka Kentler'' olarak belirlemiş.

 

Turizmin kente katkısı meselesi…

Aslında Kültür ve Turizm Bakanı, Milletvekili Tayfun Süner’in soru önergesinde yeralan otel ve tatil köylerinin ''Her şey dahil'' sisteminin kent turizmine katkı yapmadığı eleştirilerini de yanıtlamış. Uluslararası turizm pazarının isteklerine şüphesiz biz de uymak durumundayız. Bakınız Bakan bey bu konuda neler söylüyor:

''Her şey dahil sistemi uluslararası turizm piyasasında oluşan bir talebin karşılanması amacıyla turizm işletmelerine ve serbest piyasa ekonomisine bağlı bir pazarlama modeli olarak uygulanmakta olup, turizmde rakibimiz olan ülkelerin büyük kısmında bu sistem mevcut bulunmaktadır. İşletmelerin pazarlama modelleri arz talep dengesi gözetilerek oluşturulduğundan Bakanlığımızın devam eden uygulaması serbest piyasa ekonomisi kuralları içinde biçimlenen her nevi pazarlama modeline müdahale etmemek şeklinde olmuştur. Böylece Bakanlığımızdan belgeli işletmelerin gerek iç, gerekse dış pazarlarda gerçekçi ve rekabet edebilir bir yapıya kavuşmaları amaçlanmaktadır.''

Ancak bu cevap, sevgili bakanımızın bu konuya biraz yüzeysel baktığı, ya da müdahaleci olmak istemediği imajını veriyor. Bence bakanlık bu konuda bir şeyler yapmalı.

www.antalyabugun.com internet sitesinde bu konuda yapılan bir ankette, Antalya esnafının yüzde 63 oranında turizmden pay almadığı ortaya çıkmış. Şüphesiz bu sonuçta tek taraf suçlu değil. Bakınız ankete verilen cevaplardan ne sonuç çıkıyor:

* Antalya’ya her şey dahil sistemi ile gelen turistler, ekonomik gücü ancak tatile yeterli kişilerden oluştukları için şehre gelerek alışveriş yapmıyorlar.

* Turistik tesislerde ve turistlere eşlik eden rehberler tarafından şehirde alışveriş yapmanın iyi bir fikir olmadığı, fiyatların yüksek olduğu, kazıklanma ihtimali olduğu yönünde yapılan uyarılar yüzünden de turist alışveriş yapmıyor.

* Turistler için otellerde düzenlenen alışveriş turlarına katılanların büyük mağazalara götürülerek komisyon karşılığı alışveriş yaptırıldığı için de turistler şehre inmiyor.

Olayı diğer yönünde ise...

* Esnaf sattığı ürünlere etiket koymadığı için alışverişte, turistlere pazarlık alışkanlığı kazandırılıyor.

* Cadde ve sokaklarda dolaşan ve “hanutçu” tabir edilen kişilerin yabancı turistleri adeta zorla dükkanlara sokmak istemeleri turisti korkutuyor.

* Şehirdeki bazı mağazalarda alışveriş yaparken turistin kredi kartının kopyalanması, adrese teslim olarak yapılan satışlarda ürünün gönderilmemesi veya daha kötü ürün gönderilmesi  ve benzeri sebeplerden turistin kazıklanması da alışveriş yapmaması için sebepler arasında sayılabilir.

Ve hepsinden önemlisi, dünya standartlarında 7 yıldızlı oteller yapmayı başaran yatırımcımız, hemen yanı başındaki tek yıldız bile etmeyen görüntüleri görmezden gelmeyi çok iyi  başarıyor…

 

Formula 1 Türkiye Kuralları

Bizim Türk pilotları için Formula 1’de ayrı kurallar belirlenmiş. Uzunca bir liste bu ama yer sıkıntımız nedeniyle ben daha çok güleceklerinizi seçtim. “Gözlerinizden gülücük eksik olmasın” diye…

- Türk pilotlar araçlarının bagajlarında mangal bulunduramayacak.

- Otomobilde teyp ve anfi teşkilatı varsa söktürülecek, mini vantilatör, kafasını sallayan köpek ve dikiz aynalarında boş CD bulunduran pilotlar yarışa alınmayacak.

- Araçların arkasında yazılı bulunan 'Canısı, Var ya, Deli yürek, Bir sana doyamadım bir de sabah uykusuna, Günahkar sokakların tövbekar çocuğu Muhittin; O şimdi asker, Tertip İdris, Anan da sollardı' gibi ibareler acilen çıkartılacak.

- Ülkemize gelen hiçbir yabancı pilotun arabasına yaklaşıp, 'Usta kaç yapıyo bu?', 'Bizim Almanya’daki kayınçoda bunun aynısından vardı', ‘Bunların ikinci elleri kaça gidiyo hocam' gibi sorular sorulmayacak.

- Start verildiği anda arkadan ‘Daaaaat' diye kornayla uyarı yapılmayacak.

- Cam silici çocuklar pistten uzak tutulacak.
- Piste kati surette hız engelleyici tümsek konmayacak.

- Pistin çevresinde büyük veya küçük baş hayvanların, sürücülerle virajı aldığında karşı karşıya gelmesine engel olunacak.

- Seyircilerin bir kaza anında piste fırlayıp, kazma, kürek ve levyelerle sürücüyü yaka paça arabadan çıkarmalarına engel olunacak.

- Otopark mafyasının, pistin etrafındaki 10 kilometre çapındaki alana girmesine kolluk kuvvetleri engel olacak.

 

 

Günün Sözü

Eller kalbin erişebileceği yüksekliğe ulaşamaz.

Orison Swet Marden

Yayın Tarihi
03.01.2008
Bu makale 844 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Kitle turizmi devamettiği sürece, turizmden beklenen düzede gelir sağlanamayacağı artık anlaşılmalıdır. Türkiye'ye gelen turist, o ülkenin dar gelirli vatandaşı. Yılın 11 ayında yemiyor içmiyor tatil parası biriktiren dar gelirli orta sınıf insanlar geliyor. Bunlar şehre çıksa ne olur be Erdoğan. Biz ülke olarak Avrupanın ucuz tatil bölgesiyiz. Ve öyle de kalacağız. Gerisi hikaye. Öpüldün. Ayrıca,sevindim böyle bir siteyi yaptığın için.

Mustafa Yoldaş 04.01.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!